Basın Konseyi, Doğan Medya grubunun Savcı Mehmet Selim Kiraz'ın rehin alınmasıyla ilgili fotoğrafları yayınladığı gerekçesiyle hükümete yakın gazetelerce hedef gösterilmesini kınayan bir açıklama yaptı.
Savcı Kiraz'ın görüntülerinin yayınlanmasıyla ilgili tartışmaların yapılabileceğini vurgulayan Basın Konseyi görüntüleri yayınlayan medya organlarının hedef gösterilmesine ise karşı çıkacaklarını ve basının terör örgütleriyle ilişkilendirilemeceğini ifade etti.
Basın Konseyi'nin açıklaması şöyle:
Basın Konseyi olarak son günlerdeki açıklamalarımızda, şehit
Savcımızın rehin alınmasına dair görüntülerin paylaşılmasının
gerekliliğinin ve doğruluğunun tartışılabilir niteliğini; bu
konudaki eleştirilerin kayda değer olup, dikkatle değerlendirilmesi
gerektiğini belirtmiştik. Nitekim, Doğan Medya Grubu’nun da bu
konuda birtakım somut adımlar attığı kamuoyunca bilinmektedir.
Ne var ki, tüm bu gelişmelere rağmen, birtakım medya organlarınca
ısrarla sürdürülmekte olan “yargısız infaz” demokratik bir hukuk
devletinde yeri olmadığı gibi, basın özgürlüğü bakımından da utanç
verici bir tavırdır.
Daha önce de belirttiğimiz gibi, basını terör örgütleriyle
ilişkilendirme çabaları asla kabul edilemez! Yıllardan beri, teröre
karşı cesurca mücadele eden, teröristlere hiçbir ödün vermeden
haberlerini korkusuzca yayımlayan ve bu nedenle de teröre sayısız
şehit veren Türk medyasına karşı yapılan bu saldırı, doğrudan basın
özgürlüğünü, dolayısıyla da, demokratik toplumu hedef
almaktadır.
Ayrıca, bir kez daha vurgulamak gerekir ki, Şehit Savcımızın rehin
alınma fotoğraflarını yayınlayan tüm medya organlarının, Terörle
Mücadele Kanunu’nun ilgili hükümlerine göre (6.madde) suçlanması
akla ve insafa sığmaz!
Söz konusu suçlar ancak kasten, yani "bilerek ve isteyerek"
işlenebilir. Bu fotoğrafı yayınlayan tüm basın organlarının ve
mensuplarının haber vermek değil de, teröre destek vermek kastıyla
hareket ettiklerini iddia etmek, akla ve mantığa aykırıdır.
Eylemi açıkça “terör” olarak nitelendiren ve en sert ifadelerle
kınayan söz konusu basın organlarını, bu şekilde itham etmek insafa
ters düştüğü gibi, Türk Medeni Kanunu’na göre kişilik haklarına
saldırı, Türk Ceza Kanunu’na göre de suç teşkil
etmektedir.
Bu bağlamda, DHK(P)C terör örgütünü belirli medya organlarıyla
özdeşleştirmeye yönelik çabalar, medya etiği bakımından yeni bir
dip noktası teşkil etmektedir!
Bir yandan toplumsal duyarlılık ve sorumluluk çağrıları yaparken,
diğer yandan bazı basın organlarını peşinen suçlu ilan ederek hedef
göstermek izahı olmayan bir çelişkidir!
Öte yandan, “medya etiği” gerekçesiyle bu saldırgan tavrı
benimseyen basın organlarını ve mensuplarını, ilk önce kendi
yayınlarında evrensel kabul gören basın meslek ilkelerini gözetmeye
çağırıyoruz.
Basın Konseyi olarak, siyasileri ve tüm medya organlarını, başta
masumiyet karinesi ve basın özgürlüğü olmak üzere, temel hak ve
özgürlüklere uygun davranmaya ve demokratik hukuk devletine zarar
verici eylem ve söylemlerden kaçınmaya davet ediyoruz.