Başdanışman Akdoğan, o yazarları cemaatten saymıyor!

AK Parti-Cemaat çatışması yorumlarını ve cemaate yakın yazarların eleştirilerini değerlendiren Akdoğan ilginç açıklamalarda bulundu.

Google Haberlere Abone ol
Başdanışman Akdoğan, o yazarları cemaatten saymıyor!

Başbakan Erdoğan’ın siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan, AK Parti ile cemaat arasında gerilim olmadığını belirterek, “AK Parti büyük Türkiye idealine ulaşmak için her kesime kucak açmaktadır” dedi.



Akşam'dan Şenay Yıldız'ın röportaj yaptığı Doç. Dr. Yalçın Akdoğan “Türkiye’de siyasetin ekseni değişime karşı olanlar ve değişimi isteyenler şeklinde oluştuğu gibi, dünyada da küresel bir statüko var ve yeni eksen yeni çıkar ittifakları üzerine kuruluyor. Onlar Mısır’daki darbeye destek verdiler, bölgenin demokratikleşmesini istemeyen farklı aktörler statüko ittifakında saf tutuyorlar” diyor.



Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi başdanışmanı ve AK Parti Ankara Milletvekili Doç. Dr. Yalçın Akdoğan ile yaptığımız söyleşinin ikinci ve son bölümü şöyle:



- AK Parti dış politikada yalnızlaşıyor mu tartışması son günlerin en ilgi çekici konularından. Bir tweet üzerinden başlayan bu “değerli yalnızlık” konsepti AK Parti’nin “muhafazakâr demokratlık” gibi üzerinde düşünüp, sistemli şekilde kavramsallaştırmaya çalıştığı bir parti politikası mı?

Böyle bir şey söz konusu değil. Arkadaşımızın sözü çarpıtılarak yansıtıldı. Ayrıca tweet üzerinden politika belirlenmez. Bir dış politika değişikliği olursa bunu Başbakan veya Dışişleri Bakanı açıklar. Politikacı olmak, politika yapıcı olmak, politika yapıcılara fikir veren adam olmak ayrı şeyler. Danışmanlar politikaları belirlemezler. Politikalar hükümet, kabine, MYK, MKYK gibi kurullarda veya liderler tarafından belirlenir. Danışmanlar politikaları belirleyen kurum, kurul ve kişilere katkıda bulunabilirler. Ama politika yapıcı değildir danışmanlar, politika dillendiren hiç değildir. Böyle bir kavram üretelim, yeni bir politika değişikliği gibi bir durum yoktu ortada. Dediğim gibi, o tweet çarpıtılarak yansıtıldı. Ben Türkiye’nin yalnızlaştığı kanaatinde değilim. Türkiye yalnızlaştı diyenler onu şimdi Suriye’de bir ittifakın içerisinde gösteriyorlar. Yalnızlaştıysa nasıl oluyor da önemli bir ittifakın içinde yer alıyor?



DEĞİŞİM EKSENLİ SİYASET OLUŞTU

- Bu yalnızlaşma meselesi Türkiye’nin Mısır’da izlediği siyasetle ilişkilendiriliyor daha çok. Çünkü hem bazı Batılı hem de Suudi Arabistan gibi bazı Arap ülkeleriyle ters düşmüş görünüyoruz…

 Son dönemde klasik ittifaklar yerine olay bazlı farklı bir araya gelmeler görülüyor. Bir konuda birbirine hasım gibi duran ülkeler, başka bir konuda yan yana duruyor. Türk siyasetinde de yeni bir eksen oluştu: Değişime karşı olanlar ve değişimi isteyenler. Bu yeni eksende bir İslamcı ve bir komünistin değişime direnme konusunda birlikte hareket edebildiğini; AK Parti’nin de çok farklı toplum kesimlerini bir araya getirerek, değişimin lokomotifliğine soyunduğunu gördük. Bu değişime direnen yapılanma gibi, dünyada da küresel bir statüko var. Bu küresel statükonun oyuncuları farklı konularda farklı tavırlar sergileyip, farklı konularda bir araya gelebiliyor.



- Bu küresel statükonun temsilcileri kimler?

Mesela Mısır’daki darbeye karşıtlık konusunda kimler bir araya geldi, darbeye destek konusunda kimler? Türkiye’de nasıl statükocu güçler çok farklı ideolojide olmasına rağmen bir araya gelip hareket edebiliyorsa, küresel düzende de böyle bir statüko anlayışı oluştu. Milletin iradesiyle seçilmiş bir iktidarı silahla, darbeyle deviriyorsunuz ama demokratik değerler üzerine yükseldiğini iddia eden bir yapı buna karşı çıkamıyor, tepki gösteremiyor ve hatta el altından ona destek veriyor. Aslında burada ciddi bir değer erozyonu var ve inandırıcılık zedeleniyor. Küresel düzeyde bir statüko olduğunu ve demokratikleşme konusunda birçok ülkenin sınavı geçemediğini görüyoruz. Soru şu: Demokratikleşecek miyiz, demokratikleşmeyecek miyiz? Özgürlükler, hak, adalet herkes için olacak mı, olmayacak mı? Değer endeksli mi hareket edeceğiz, çıkar odaklı mı? Küresel statüko ittifakı bölgenin demokratikleşmesine direniyor.



AK PARTİ'Yİ ELEŞTİREN YAZARLAR CEMAATİ TEMSİL EDİYOR MU?



AK Parti ile Gülen Cemaati arasında bir gerilim olduğunu düşünmediğini söyleyen Akdoğan: “AK Parti hizmet için siyaset yapıyor. Gülen Hareketi de kendisini hizmet olarak adlandırıyor. Biz siyasi alanda hizmet üretiyoruz, onlar sosyal-kültürel alanda hizmet üretme gayretindeler.” 



Röportajın tamamını okumak için tıklayınız.


Sıradaki Haber İçin Sürükleyin