A Haber’de Şirin Sever’in sunduğu Jurnal Programına konuk olan
Hasan Kaçan, Gezi Parkı eylemleri ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
ile görüşmesini canlı yayında yorumladı. Eylemin rayından
çıkmadığını, eylemi rayından çıkarma eğilimlilerin sayısının
arttığını söyleyen Kaçan, parktaki çocukların sevgi istediklerini
dile getirdi. “Gezi Parkı'ndaki gençlerin canlı kalkan gibi
kullanıldığını düşünüyorum” diuen Hasan Kaçan, uluslararası
medyanın yayınlarına dikkat çekti.
EYLEM RAYINDAN ÇIKMADI, EYLEMİ RAYINDAN ÇIKARMA EĞİLİMİNDE
OLANLAR ÇOĞALDI
Neden böyle bir görüşme talep ettiniz?
Çünkü yakınımdaki insanların Taksim'de Gezi Parkı'nda olduklarını
biliyordum. İlk gün giden arkadaşlarımı da uyarmıştım, bu işin
içinde başka şeyler olabileceğini, uyanık olmalarını hep tavsiye
ettim. Kimisi oğlumun kimisi arkadaşımın çocuğu, kimisi beraber
çalıştığım arkadaşlar. Bu endişeyi her geçen gün daha fazla
taşımaya başladım. Okudukça, bilgilendikçe, işin arkasını, kamera
arkasını görmeye başladıkça endişem arttı. Bütün bunların meydana
taşınması, Taksim Meydanı'ndaki olayların Gezi Parkı'ndaki
olaylardan çok daha farklı boyutlara gelmesi, bu çocukların
bunlarla ilgisi yok, Gezi Parkı'ndakiler daha naif, daha kırılgan,
ellerine Molotof kokteyli alıp atabilecek kimseler değil.
İyi başlayan eylem rayından çıktı mı diyorsunuz?
Eylem rayından çıkmadı, eylemi rayından çıkartma eğiliminde olanlar
çoğaldı.
Siz gittiniz mi Gezi Parkı'na?
Benim vasıtamla oğlum gidiyordu, Ben oğluma diyordum, şakadan "Beni
oraya getirmeyin" diye.
Tepki oldu mu size gitmediğiniz için Gezi Parkı'na
gitmeyenlere, sanatçılara twitterdan baskı kuruldu, linç kampanyası
oluşturuldu?
Aynı arkadaşlar insanların tercih hakkı olduğunu, benim doğru
gördüğüm şeyin senin için yanlış olabileceğini, bunların da insanın
hakkı olduğunu söylemişlerdi. Fazıl Say örneğinde mesela bu örneği
vermişlerdi. Öyle bakınca böyle düşünmek de benim hakkım. Bu
düşünceme kimsenin hakaret etmeye hakkı yok, çünkü ben onların
düşüncesine hakaret etmiyorum. Sana saygı gösteriyorsam, kendi
adıma söylüyorum, bir sürü insan için geçerli, sana saygı
gösterilirse saygı göstereceksin. Her şeyin başı saygı.
GEZİ PARKI'NDAKİ ÇOCUKLAR SEVİLMEK İSTİYORLAR
Sosyal medyada genelde şöyle bir istek vardı, burada yeni nesil
gençler, mizah dilini üretenler, orada yatıp kalkan gençler
Başbakan ile görüşmeli, yaşlılar neden Başbakan ile görüşüyor diye
sordular, siz onların dilini konuştuğunu düşünüyor musunuz, bu
tepkide haklılar mı?
Haklılar tabi ki haklılar çünkü liderleri yok. “Kahrolsun bağzı
şeyler” yazısı mesela, bu onların naifliğini gösteriyor. Ne
beklediklerini biliyorum, yakınımda olduklarından biliyorum. Bu
çocukların hepsi sevilmek istiyorlar. Evet, sevilmek istiyorlar.
Başbakanları tarafından da sevilmek istiyorlar. Ben onları temsilen
gitmedim, ben kendi yaş grubumu temsilen endişelerimi dile
getirmeye gittim.
BEN BAŞBAKAN İLE KONUŞMAMDA ŞEFKAT ÜZERİNDE DURDUM
Başbakan bu akşam Halit Ergenç, Ali Sunal, Sunay Akın, Nebil
Özgentürk gibi isimlerle görüşecek, siz içerideki havadan
bahsedebilir misiniz?
Başbakanımız bir kere sanatçıları kabul ederek, sanatçılarla
görüşmeye başlayarak, bizden önce başka sanatçılarla görüştüğü,
parktaki temsilci arkadaşlarla görüştü, yirmi küsur kişi vardı ,
beş saat sürdü. Onlarla görüşmesi beş saat sürdü, ben Sayın
Başbakan'ım isterseniz biz sonra görüşelim, gecenin on ikisinde
böyle bir şeye hakkım yoktur diye düşündüm, görüştük üstelik
teferruata girerek. Ben şefkat üzerinde durdum. Sert olmasak daha
iyi olur onlara karşı. Çünkü bu çocukları bu noktaya getiren biziz
dedim. Eğer böyle bir duruma gelmişlerse, ilgi, sevgi istiyorlarsa
bu isteklerini yerine getirmek gerektiğini düşünüyorum, onu ifade
ettim.
GEZİ PARKI'NDAKİ GENÇLERİN CANLI KALKAN GİBİ KULLANILDIĞINI
DÜŞÜNÜYORUM
Olması gerektiği gibi davrandığını düşünüyor Başbakan Erdoğan.
Başbakan olması gerektiği gibi davranıyor. Oradaki arkadaşların
güvenliğinden endişe duyduğu için bu eylemlerin bitmesini
istediğini bize söyledi. Bizim o odada dinlediğimiz seslerden
anladık ki oradaki arkadaşlarımız için bazı tehditler var, o
tehdidi meydanda da gördük. Bazı görüntülerde de gördük, genç
arkadaşlarımızın haberi olmadan, onların üretildiği malzemelerin
içeride saklandığı, sevgili kardeşlerimizin orada canlı kalkan gibi
tutulduğunu biliyorum. Bazı gitmek isteyenler baskıdan dolayı
gönderilmiyorlar. Cepheyi bırakıp gidemezsin gibi.
Görüşmeden çıkınca kameralar sordunuz, Hasan Kaçan Gezi
Parkı'nda mı diye soranlar olabilir, siz Gezi Parkı'ndaki aslanı
bilir misiniz diye sordunuz, nedir bu aslan hikayesi
Ben Dolapdere çocuğuyum. Biz Taksim'e çıktığımız zaman mecbur Gezi
Parkı'na giderdik, çünkü paramız olmadığı için İstiklal Caddesi'nde
dolaşamazdık, her köşesini karış karış bilirdim. Gezi Parkı'nın
ortasında tunçtan bir aslan vardı, onu alıp başka yere
götürmüşlerdir, o aslanın üzerinde o kadar çok fotoğraf çektirdik
ki. Hatta bugün Kadıköy boğası dedikleri Hilton'un orada köprü
vardı, Gezi Parkı devam eder, Spor Sergi Salonu'na çıkarsınız, boğa
da oradaydı. boğa oranın boğasıydı. Semt olarak bilmek gerekmiyor,
arkadaşların neyi kastettiğini biliyorum, oradaki havayı da
yakınlarımdan koklayarak biliyorum
GEZİ PARKI'NDAKİ ARKADAŞLAR ULUSLARARASI MEDYANIN YAYININA
DİKKAT ETMELİ
Ben de bir baba olarak gittim, gerekeni yaptım diyorsunuz,
bir espri yaptım dediniz ya, iki haftadır süren eylemlerin başka
bir havası vardır, yaptıkları mizahtan dolayı, siz bir karikatürist
olarak orada üretilen dili nasıl buluyorsunuz, sosyal medyada ve
orada?
Zaten daha önce de ben bunu dile getirdim, özellikle Twitter'da o
kadar zekice espri yapıyorlar ki, aforizma kabiliyeti var, daha
önce de vardı şimdi zirve yaptı. Bu işin sevimli tarafı. Sevimsiz
tarafı bir sürü yabancı televizyon, gazete yayın organı aynı anda
balıklama atlayıp başta CNN INT olmak üzere birinci haber olarak
bunu kullanıyorlarsa, bu dünya basınının ilk haberi olarak yer
alıyorsa parktaki arkadaşlarımın bu televizyon yayınına dikkat
etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Bu ülkede 240 bin insan ölmüş,
Reyhanlı saldırısı olmuş, kimsenin yabancı medyanın tepkisi yokken
birden bu Taksim sevgisi, anında canlı yayınlarla, Neden? Düşünün
diye soruyorum, Neden? Bu kadar masum bir şey, dünyanın bütün
televizyonlarında birinci haber olarak yer alıyor, buna bir kafa
yormak gerek.
GEZİ PARKI'NDA KALAN ARKADAŞLARIM ŞİKAYET EDİYOR, PARK
İDRAR KOKUYOR
Gezi Parkı idrar kokuyor dediniz, sosyal medyada herkes bu sözü
eleştirdi, bunu bilerek mi söylediniz?
Öyle bir kelime mi söylemişim, zannetmiyorum, belki de
söylemişimdir, şimdi bilemiyorum ama gerçek. Orada yatan kalkan
kardeşlerim söyledi artık buramıza geldi, çünkü bir sürü insan
otellere gidemiyor, iki tane otel kabul ediyor, özellikle ufak
tuvalet ihtiyacını ağaçlarla gidermek zorunda. Arkadaşımın bundan
şikayetini söyledi, ben gitmedim ki kokusunu bileyim, yalan
söylemiş olabilirim. Ben arkadaşımın şikayetini aktardım. Yaşamayı
zorlaştıran bir hale geldi. Kendinize bu ızdırabı yapmayın. Ben
üzülüyorum, annelerin babaların üzüldüğünü biliyorum. Başbakan bir
adım attı, adıma adımla karşılık vermek gerek ki çözüm olsun.
Sizce bu olay kısa sürede çözülür mü, eylem son bulur
mu?
Ben bu işin bu hafta içinde çözüleceğini güzel bir şekilde
çözüleceğini düşünüyorum. Başbakan ile gençlerin güzel bir
fotoğrafının olacağını tahmin ediyorum, aldığım intiba ol.
İşte Kaçan'ın o açıklamaları: