Erdoğan, dershaneler ve gündeme dair diğer konularda şunları söyledi:
HOCAEFENDİ İLE GÖRÜŞMEDİK: Hocaefendi ile bu ara bu konuya yönelik herhangi bir görüşmem olmadı, ancak ilgili birçok medya içindeki arkadaşlarla medya içinde olmayan arkadaşlarla görüşme talebinde bulunan birçok arkadaşımızla, kardeşimizle bu konuda görüşmelerim oldu ve kendilerine düşüncelerimizi söyledim. Bu bir hafta, bir ay, iki ay bir yıl öncesi olan şeyler değil. Daha da gerisi var. Hüseyin Çelik beyin Milli Eğitim Bakanlığı'ndan bu yana başlattığımız ve belli bir gruba yönelik adım değildir. Bu tümüyle bu dershane zihniyetinin dönüştürülmesine yönelik bir anlayıştır. Bunu kasıtlı olarak bazı mahfiller hâlâ kapatmak kapatılmak gibi yaklaşımla takdim ediyorlar veyahut da biz ne suç işledik ki kapatılıyoruz gibi bir yaklaşımla sunuyorlar. Burada bir defa böyle bir suç aramak suçlu aramak gibi bir yaklaşım yok ki böyle bir başlık atılıyor. Ben bu başlığı da doğrusu iyi düşünülerek atılmış bir başlık olarak görmüyorum. Çünkü biz bir dönüşümden bahsediyoruz.
KARDEŞLERİMİZ BU YOLA BİZE ŞAMAR ATMAK İSTİYOR: Başarının altında dershaneler olduğu anlayışını asla kabul etmiyoruz. Kalkıp hâlâ 80'li yıllardaki zihniyetle mi bunu devam ettireceğiz veya 90'lı yıllardaki zihniyetle mi devam ettireceğiz. Biz bunu hükümet programlarımıza almışız ve demişiz ki dershanecilikten okullaşmaya dönüşelim. Hatta ve hatta bu arada biz hizmet alımı suretiyle bu okullardan, özel okullardan, vakıf okullarından hizmet alalım dedik. Hatırlarsanız Danıştay bunu reddetti o zaman. Basın bize nasıl saldırdı hatırlayın? O Hükümet cemaatin okullarına şu anda destek vermek için böyle bir yasal düzenleme yaptı dediler. Biz o zaman bundan dolayı şamar yedik. Fakat şimdi bakıyorum ben farklı bir şamarı da hükümete bu kardeşlerimiz bu yolla atmak istiyorlar.
KAVGAYA DÖNÜŞTÜRMEK NİYE: Dershanelerdeki müfredata göre sorular hazırlanıyordu, okullardaki müfredatla tamamen tersti. Biz ilk önce onu değiştirdik. Okulların müfredatına uygun sorular hazırlanacak dedik. İlk reformumuz buydu. Yeni bir dönüşüm de şimdi oluyor. Bu dönüşümde de diyoruz ki gelin dershaneler yerine okullar kurun ve biz bu okullara her türlü teşviği verelim. Arsaysa arsa, ucuz kredi, vergide belli muafiyetler, enerjide muafiyetler bunları verelim. Sınıflarda atıl kapasite olursa bunları dolduralım. Efendim öğretmen fazlamız var. Verin onları bize biz onları yazılı imtihana tabi tutmadan devletin okullarında değerlendirelim? Daha ne diyeceğiz ve bunu devletle, hükümetle böyle bir kavgaya dönüştürmek niye? Haberin devamını okumak için tıklayınız.