Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Anayasa'nın ilgili 116. maddesinin bir gereği olarak Meclis Başkanlık Divanı'nın oluşmasını müteakip kendisine yeni hükümeti kurma görevini verdiğini belirterek, "Şu andan itibaren de bu görevi ifa etmek üzere çalışmalara başladık. İlk olarak parti genel başkanlarıyla istişareler yapacağız. Bu konuda randevu taleplerimiz kendilerine iletiliyor" dedi.
Davutoğlu, Yavuz Sultan Selim Köprüsü işçileriyle inşaat alanında düzenlenen iftar öncesi gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Seçim sonrasında hükümet ortaklığını gerektiren bir tablo gündeme geldiğine değinen Davutoğlu, 7 Haziran'dan bu yana Türkiye'de hükümetsizlik gibi bir tablo, bir durum söz konusu olmaması için gece gündüz çalıştıklarını söyledi.
Davutoğlu, her şeyin normal, doğal süreci içinde seyrettiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Meşruiyet neyi gerektiriyorsa o yapıldı. Önce Meclis Başkanımızı seçtik. Orada yine normal seyir takip edildi, herhangi bir gecikme söz konusu olmadı. Meclis Başkanı seçimi sonrasında ki son derece nezih ve şeffaf bir ortamda gayet başarılı bir seçim gerçekleştirildi. Hemen ondan sonra Danışma Kurulu için de Meclis Başkanlık Divanı'nın sayısı konusunda mutabakata ulaşmak için parti grupları arasında istişareler yapıldı. Dün itibarıyla bu konuda adım atıldı. Bugün biz de Meclis Başkanlık Divanı'na üyelerimizi bildirdik. Dolayısıyla Meclis Başkanlık Divanı'nın oluşumu tamamlanmış oldu. Oluşumun tamamlanmasına müteakip, yaklaşık 1-2 saat sonra da Sayın Cumhurbaşkanımız Anayasa'nın ilgili 116. maddesinin bir gereği olarak Meclis Başkanlık Divanı'nın oluşmasını müteakip bendenize yeni hükümeti kurma görevini verdi. Şu andan itibaren de bu görevi ifa etmek üzere çalışmalara başladık. İlk olarak parti genel başkanlarıyla istişareler yapacağız. Bu konuda randevu taleplerimiz kendilerine iletiliyor"
Davutoğlu, Srebrenitsa katliamının 20. yılı dolayısıyla anma törenlerine katılmak ve orada işlenen büyük suça ortak tepki göstermek üzere bugün Bosna Hersek'te olacağını ifade ederek, "Saraybosna'da yapacağımız resmi görüşmeler sonrasında akşam iftarı Saraybosna'da yapacağız, ertesi gün de Srebrenitsa'da 20. yılla ilgili olarak yapılacak törene katılacağız" diye konuştu.
Türkiye'nin her zaman Bosna Hersek'in yanında olduğunu dile getiren Davutoğlu, Bosna Savaşı sırasında işlenen insanlık suçlarıyla ilgili açık ve net tutum takındığını vurguladı.
Davutoğlu, Bosna Hersek'ten döndükten sonra pazartesi gününden itibaren Ramazan Bayramı'na kadar hükümet ortaklığı görüşmelerinin, hükümet kurma çalışmalarının ilk turunu bitirmeyi planladığını belirterek, pazartesi, salı, çarşamba günleri için siyasi partilerin genel başkanlarından randevu talep edeceğini ifade etti.
Bu üç günde yapacakları görüşmelerden sonra Ramazan Bayramı'nı müteakip oluşacak atmosfere ve zemine göre, gerekmesi halinde teknik çalışmaları tamamladıktan sonra ikinci tur görüşmelerini gerçekleştireceklerini dile getirerek, görüşmelerin hayırlı olmasını dileyen Davutoğlu, "İnşallah yapıcı, uzlaşıcı bir üslupla, sağlam bir parlamento desteğine sahip bir hükümeti kurmak nasip olur" dedi.
Davutoğlu, iftar dolayısıyla geldiği Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün inşaatının yüzde 70 oranında tamamlandığını, buradaki emekçilerle köprünün yanında iftar yapmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu vurguladı.
"İlk turda herhangi bir ön koşul, ön yargı olmaksızın görüşmelere başlamalıyız"
Başbakan Davutoğlu, bir gazetecinin "İlk olarak hangi parti ile görüşeceğiniz belli mi? Sayın Cumhurbaşkanı ile görüştünüz. Koalisyon görüşmeleriyle ilgili size tavsiyeleri neler oldu?" sorusu üzerine, usul olarak tercihinin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan başlayarak, çalışmaları gelecek hafta itibariyle başlatmak olduğunu söyledi.
Daha sonra MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ardından HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile görüşeceğini belirten Davutoğlu, "Benim tercihim usulüne uygun şekilde en büyük partiden... MHP ile HDP'nin milletvekili sayısı olarak aynı olabilir ama oran itibariyle önemli bir fark var. O açıdan ikinci olarak MHP, ardından HDP ile devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Türk siyasetinde çok büyük bir tecrübeye sahip olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Bu anlamda her zaman görüşlerinden istifade ettiğimiz bir devlet adamıdır. Dolayısıyla bugün görev tevdi edilirken de süreçle ilgili kanaatlerimi aktardım. O da bu kanaatlerimle ilgili görüşlerini bizlerle paylaştı" diye konuştu.
MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin bugün yaptığı açıklamada dört ön koşuldan söz ettiği ve bu ön koşulların yerine getirilmesi durumunda, beklenen fedakarlıkları parti olarak göstereceklerini söylediğinin hatırlatılması üzerine Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Bütün genel başkanların görüşlerine saygı duyuyorum. 7 Haziran'dan bu yana hepsini takip ettim ama böyle bir yola çıkma görevi bize millet tarafından verildi. Milli irade tecelli etti ve hepimiz tek başına iktidar olmak isterdik. Hele hele AK Parti 13 yıl sonra bu iktidarı tek başına sürdürmek isterdi. Madem ki böyle bir tablo var, bunun gereğini yapmak lazım. Bunun gereğini yaparken, koşullardan sürekli olarak bahsetmek, hele hele kamuoyu önünde bahsetmek, tabiri caizse işi zora doğru sürmek olur.
Genel başkanların açık yüreklilikle hükümet kurma çalışmalarıyla ilgili her konuyu gündeme getirmeleri ama kamuoyu önünde alanımızı daraltıcı, adım atmamızı güçleştirici açıklamalardan kaçınılması önem taşır. En azından ilk turda herhangi bir ön koşul, ön yargı olmaksızın görüşmelere başlamalıyız. Ama daha sonra herkes kendi görüşlerini ifade eder. Son günlerde sık sık gündeme gelen kırmızı çizgiler, olmazsa olmaz şartlar, ön koşullar gibi ifadeleri ben uzlaşma kültürüne çok uyumlu bulmuyorum. Ama tabii kanaati herkes beyan eder, esas itibarıyla esas olarak benim için esas alınacak husus, yüz yüze geldiğimizde konuşulan konulardır. Bütün genel başkanlar ile hiçbir psikolojik bariyer olmaksızın görüşmeler yapacağımıza inanıyorum."
"Bu kadar ağır cezalarla basın üzerinde baskı oluşturmak doğru değil"
Davutoğlu, "Seçim döneminde televizyon kanallarına 330 ceza kesildi. Bu cezanın yüzde 88'i belirli kanallara. Bunların arasında A Haber televizyonu da var. Türkiye Cumhuriyet tarihinde en büyük cezalarından birini aldı. Cezalardan bir tanesi de Türkiye Cumhuriyeti Başbakanının katılmış olduğu özel bir röportajdı. Bununla ilgili değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?" sorusu üzerine, ilkesel olarak bütün bu yasaklara karşı olduğunu söyledi.
Seçim dönemi ve seçim dönemi dışında olsun basın yayın faaliyetlerine herhangi bir sınırlama getirilmesinin doğru olmadığını belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:
"Haber alma özgürlüğü açısından doğru değil. Hatta seçim döneminde bir de kamuoyunu bilgilendirmek anlamında da mümkün olan en geniş özgürlüklerin uygulanması lazım ki kendimizi anlatabilelim. Dolayısıyla prensipte bu uygulamayı yanlış görüyorum. İnşallah yeni dönemde bazı yasal düzenlemelerle bunu aşacak tedbirler alırız. Özellikle belli kanalların hedef alınmasını daha da yanlış buluyorum. Çünkü o zaman ilkesel bir tavırdan daha çok spesifik olarak beli kanallara yönelik bir tavır gündeme gelmiş olur. Bunu doğrusu kınıyorum.
Bu çerçevede de RTÜK ile ilk fırsatta görüşmeyi de planlıyorum. Bunun gerekçelerini ortadan kaldırmalıyız. Yasal olarak oluşan çerçevelerde eğer sınırlayıcı, kısıtlayıcı hükümler varsa bunu hep birlikte değerlendirmeliyiz ama bu kadar ağır cezalarla basın üzerinde bir tür baskı oluşturmak doğru değil" (AA)