Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Taksim Dayanışması üyeleri ile yapılan görüşmeye işaret ederek, "Başbakan Yardımcımızla yaptıkları görüşmeden sonra çıkıp adeta yeniçerinin o isyancı grupları gibi, "şu valiyi görevden alacaksın, şunu görevden alacaksın, bunu görevden alacaksın' gibi ültimatom sallayanlar vardı. Sen hangi iktidara konuşuyorsun ya? AK Parti iktidarıyla bunlar konuşulur mu? Önce haddini bileceksin. Ayaklar ne zamandan beri baş olmaya başladı. Milletin vermiş olduğu bir yetki var, eğer milletimizin vermiş olduğu bu yetkiyi, bu iktidar kullanamaz duruma gelirse, o zaman zaten bittik demektir" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında Taksim Gezi Parkı olaylarına değinirken, gösteriler başladığı andan itibaren, gerek içerideki bazı medya kuruluşlarının, gerek uluslararası medya kuruluşlarının, gerek sosyal medyanın çok kapsamlı, çok tertipli bir dezenformasyon kampanyası başlattıklarını savundu. "Milli İradeye Saygı' mitinglerine atıfta bulunan Erdoğan, "Yüz binler, milyonlar yani AK Parti'ye gönül verenler ve ya vermeyenler bu meydanlarda itidali temsil ettiler. Onlar yakmadılar, yıkmadılar. Onlar asla kavgadan, gürültüden yana olmadılar. Tam aksine onlar demokratik haklarını, özgürlük noktasındaki istismarları yasaların kendilerine tanıdığı o alanlarda dile getirdiler. Bizim söylediğimiz bu zaten. Yani siz de bir şey mi söyleyeceksiniz, gelin bu meydanlarda söyleyin. Yani şiddet hiçbir zaman zaferin müjdecisi değildir. Şiddet iter, ötekileştirir. İster istemez bunu yapar. Onun için şiddete başvuranlar her zaman her daim kaybetmeye mahkumdur ve bu noktada siz eğer dürüstlükten, demokrasiden yanaysanız demokrasinin şartları bellidir. Gelirsiniz bunu her yerde yasal çerçeve içinde anlatırsınız ve seçim zamanı da gelince sandıktan neticeyi alırsınız. İşte AK Parti'nin yaptığı budur. Biz diğerlerini de buna davet ediyoruz.
Çok açık söylüyorum, bu millet bu kampanyaları yutmadı. Millet neyin ne olduğunu, kimin nerede durduğunu, kimin ne yapmak istediğini gördü. Her zaman hakkın, haklının yanında yer aldı" diye konuştu.
"ALEVİLERİ SOKAĞA DÖKMEK İSTEYEN TV VE GAZETELERİN SAHİBİ CHP'LİLERDİR"
Kapıların işaretlerinden tutunuz, Reyhanlı saldırısına, Gezi olaylarına kadar CHP çok tehlikeli bir senaryoya destek vermektedir. Şu anda Gezi Parkı olaylarını kışkırtan, Alevi vatandaşlarımı sokağa dökmek isteyen, televizyonun gazetelerin sahipleri CHP’lilerdir.
Şiddet eylemcilerinin sırtını sıvazlayanlarda, küfür edenlere para veren de, Alevileri kışkırtacak tweetleri atan da CHP’nin milletvekilleridir.
Alevi kardeşlerimizin bu oyunlara karşı son derece dikkatli olmalarını rica ediyorum. geçmişte yaptıklarını bugün de yapmaya çalışan CHP’ye karşı, tüm Alevi kardeşlerimizin dikkatli olmasını diliyorum.
Bugün de söylüyorum bütün bu isimler niceleri, bu milletin hamurudur, mayasıdır temelidir. Bu isimlerden bir tekini dışlarsanız, milletin gönül tellerini koparırsınız. Acılara yeni acılar katarak değil, ortak paydaları çoğaltarak istikbali şekillendirmek zorundayız.
Her meseleyi çözeriz. Çözülmez gibi görülen nice meseleyi çözdüğümüz, çözüm yoluna koyduğumuz gibi yarın da aramızdaki her konuyu bir çözüm yoluna inşallah koyarız.
Kavganın, çatışmanın şiddet ve gerilimin sorunların çözümüne hiç
ama hiç katkısı olamaz. Konuşarak, istişare ederek çözeceğiz. Hukuk
yoluyla meselelerimizi çözüm yoluna koyacağız. Yüzde yüzün
sorunlarını hep kendi sorunumuz olarak kabul edeceğiz. Bir kez daha
Alevi vatandaşlarımızdan çirkin tahriklere, tehlikeli senaryolara
karşı çok çok dikkatli olmalarını rica ediyorum.
"BİR CHP'Lİ VEKİLİN HAKARETLERİNİ YARGIYA
TAŞIDIK"
Özellikle bir CHP’li milletvekilinin yaptığı, hem milletime, hem şahsıma ait hakaretlerini yargıya taşıdık. Gerek bu milletvekili gerek hemşerisi olan CHP’nin genel başkanı, sürekli faşist diktatör deyip duruyorlar. Eğer faşist diktatör görmek istiyorlarsa, aynaya baksınlar, geçmişlerine baksınlar.
Bu kürsü o belgelerin şahididir. Emri altına girdikleri Esed’e
baksınlar. Parti genel merkezlerindeki milli şefin fotoğrafına,
Dersim katliamının mimarı Milli Şeflerine baksınlar. İşte orada
faşist diktatörü görürler.
"TÜRKÇE YERİNE İNGİLİZCE YAZMAYI, KONUŞMAYI TERCİH
ETTİLER"
Bu gösterileri yapanların, kışkırtanların, yönlendirenlerin milleti
etkileyemeyeceklerini bildiklerini, bu nedenle de başından itibaren
uluslararası çevrelere seslendiklerini ifade eden Erdoğan, "Bu
çevreler halkın kendilerine inanmayacağını, arkalarından
gelmeyeceğini de çok iyi biliyordu. Onun için uluslararası medyayı,
uluslararası çevreleri muhatap aldılar. Türkçe yerine İngilizce
yazmayı, konuşmayı tercih ettiler. Kendilerine dışarıdan da yandaş
ve destekçi bularak o yalda ilerlemeye gayret etiler"
dedi.
"SEN HANGİ İKTİDARA KONUŞUYORSUN?"
Başbakan Erdoğan şöyle devam etti: "Gösteriler başladığı andan
itibaren biz şunu çok net olarak söyledik; bu gösterilere
katılanlar çok farklı katmanlardan oluşuyorlardı, farklı
gerekçelerle sokağa çıkmışlardı. Bu noktada bizim hiçbir
kompleksimiz yok. Biz hiçbir zaman halkın tepkilerine, taleplerine
sırtını dönen, yüz çeviren bir hükümet olmadık. 10,5 yıl boyunca
her bir ferdin, grubun taleplerini dinledik, dikkate aldık.
Geçtiğimiz 10,5 yıl boyunca yüzde yüzün hükümeti olmak için tam bir
hassasiyet gösterdik.
Bu gösterilerin içinde Gezi Parkı, ağaç ve çevre hassasiyetiyle
yer alanlar vardı. Biz onları samimi bulduk. Onları diğerlerinden
ayrı tutmak suretiyle söylediklerine dikkatle kulak verdik. Kabul
ettiğimiz temsilcileri saatlerce dinledim, dinledik. Bakanlar
Kurulu Toplantısında biz bu kadar zaman geçirmedik. Bizzat şahsım,
İstanbul valimiz, büyükşehir belediye başkanımız bu samimi
göstericilerle de irtibat kurdular. Ama bunların yanında samimi
olmayanlar da vardı. Dürüst değillerdi. Nitekim Başbakan
Yardımcımızla yaptıkları görüşmeden sonra çıkıp adeta yeniçerinin o
isyancı grupları gibi, "şu valiyi görevden alacaksın, şunu görevden
alacaksın, bunu görevden alacaksın' gibi ültimatom sallayanlar
vardı. Sen hangi iktidara konuşuyorsun ya? AK Parti iktidarıyla
bunlar konuşulur mu? Kalkıp da bazı yazılı ve ya görsel medyada
olanlar bu tiplere haddini bildirmiyor. Bundan daha büyük haddini
bilmemezlik olur mu? Önce haddini bileceksin ya. Sen kalkıp da yok
bilmem ne platformuymuş, ne platformu olursan ol ya. Ayaklar ne
zamandan beri baş olmaya başladı. Böyle şey olur mu? Milletin
vermiş olduğu bir yetki var, eğer milletimizin vermiş olduğu bu
yetkiyi, bu iktidar kullanamaz duruma gelirse o zaman zaten bittik
demektir."
"BREZİLYA'DA OYNANAN OYUN DA AYNI MERKEZDEN"
Başbakan Erdoğan, "Ak Parti iktidarına kadar iktidarına kadar, çok
partili dönemde bir alışkanlık vardı. Şöyle ortalamaya baktığımız
zaman, 16 aylık iktidarlarla Türkiye istikrarsızlık içerisinde
yoğruldu" diyen Erdoğan, AK Parti iktidarıyla istikrar döneminin,
güvenin başladığını belirtti. İstikrar ve güvenin olduğu Ak Parti
iktidarlarının bir alanda her alanda sıçrama yapmaya başladığını
ifade eden Erdoğan, "İşte bu sıçramadır ki Türkiye'yi dünyada
itibar edilen, saygı duyulan ülke konumuna getirdi. Ama saygı
duyulan Türkiye'yi içeride ve dışarıda koordineli olan bu adımlarla
yıpratmak istediler. Fakat millet duruma el koydu, sahip çıktı.
Dedi ki "Hayır, bu gidiş yanlıştır, biz iktidarımızın yanındayız,
iktidarımızdan memnunuz' dediler. Burada dikkat edin, 20 sent zam
için bu eylemler yapılmıyor Brezilya olduğu gibi, sağlıkta şu
yapılmadı diye bunlar yapılmıyor. Ben Brezilya'daki oynanan oyunun
da yine aynı şekilde, aynı yerden, aynı merkezden düğmeye basılmak
suretiyle yapıldığına inanıyorum. Çünkü Brezilya da IMF'ye olan
borçlarını ödemiş bir ülke konumunda. Türkiye de IMF'ye olan
borçlarını ödemiş bir ülke konumunda" diye konuştu.
"MÜSLÜMAN BİR SOKULDUĞU YERDEN BİR DAHA
SOKULMAZ"
Gösterilerle ilgili faiz lobisi iddiasını yineleyen Erdoğan,
"Başından itibaren bir faiz lobisi dedim değil mi? Birilerini bu
hoplattı. Bu faiz lobisi olayı bazı çevreleri ciddi manada rahatsız
ediyor ve yazılı görsel, ulusal ve uluslararası medya burada ne
denli, nasıl görevler üstlendiğini hep gördük. Bunların hepsinin
kayıtları var. Zaman zaman bunları teşkilat içerisinde, zaman zaman
halkımıza görüntüleriyle açıklayacağız. Çünkü milletimizin bunu çok
iyi bilmesi lazım. Çünkü Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha
sokulmaz. Buna dikkat edin. Bu oyunları bozacağız" ifadelerini
kullandı.