Ataşehir'de hiç tanımadığı 28 yaşındaki Başak Cengiz'i yolda yürürken samuray kılıcıyl öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan Can Göktuğ Boz'un (27) avukat olan annesi Ayşe Necla Yomralıoğlu yazılı açıklama yaptı.
Yomralıoğlu açıklamasında "Günlerdir basında yer alan ve kamuoyunun vicdanını derinden sarsan, bu elim olayın tarafı olmak, evladımın böyle vahim bir olaya sebebiyet vermiş olması sebebiyle çok büyük bir utanç duyuyorum. Gencecik bir kız çocuğunun hayatını böylesine vahim bir olay neticesinde kaybetmiş olması beni kahrediyor. Ömrüm boyunca Başak Cengiz ve ailesinin acısını vicdanımda taşıyacağım. Hayatını kaybeden yavrumuz ve ailesi için hiç dinmeyecek bir acı içindeyim. Ne bedenen ne de psikolojik olarak ayakta duracak gücü kendimde bulamıyorum" ifadelerini kullandı.
İstifa kararı aldı
Çok üzgün olduğunu kaydeden Yomralıoğlu, "Olayın faili olan oğlumun avukatı olarak dosyaya müdahil olmam ve psikolojik sorunları olduğunu ileri sürmem nedeniyle oğlumu işlediği suçtan kurtarmaya çalıştığım düşünülüyor. Ancak ben ne oğlumun işlediği suçtan kurtulması ne de itibarımın zedelenmemesi peşindeyim. Hayatının baharında gencecik bir kız benim oğlumun eylemi nedeniyle son nefesini vermişken 'Ben oğlum elini kolunu sallayarak gezsin' diyemem, isteyemem. Bunu ne bir anne ne bir kadın ne de bir avukat olarak isteyemem" ifadelerini kullandı. Soruşturma dosyasına oğlunun cezai ehliyetinin sorgulanmasını için 17 Kasım tarihinde dilekçe sunduğunu belirten Yomralıoğlu, açıklamasını şu şekilde sonlandırdı: "Bu dilekçe benim bu dosyaya sunacağım son dilekçe olacaktır. Ayrıca savcılık tarafından verilen yayın yasağı kararında da herhangi bir müdahalemin olmadığını, mevcut dosyada bu yönde bir talebimin olmadığını da bildirmek zorunluluğu hissediyorum. Bahse konu yasak taraflardan bağımsız olarak re'sen alınmıştır. Vahim olayın yaşandığı gece bende o hayatının baharındaki yavrumuzla birlikte yaşamayı bıraktım yalnızca ve yalnızca nefes alıyorum. Her ne kadar sorumsuz olmakla itham edilsem de bugün sorumluluk bilinciyle hareket ediyorum ve sorumlu bir anne, sorumlu bir avukat, sorumlu bir kadın sorumlu bir vatandaş olarak yarın gün sonu itibariyle oğlum Can Göktuğ Boz'un müdafiliğinden istifa ediyorum. Yapılacak inceleme ve mahkeme tarafından verilecek kararın yalnızca gerçeği yansıtmasını ve adaletli olmasını temenni ediyorum. Yargı tarafından verilecek karar karşısında boynum kıldan incedir"
Davada başka bir gelişme yaşandı
Öte landan Başak Cengiz'in ölümüyle ilgili davada gelişme yaşandı.
Sabah'tan Arzu Kaya'nın haberine göre, savcılık, Can Göktuğ Boz hakkında, soruşturmaya devam etme kararı aldı. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Savcısı, Boz'un kıl hastanesine sevk edilmesi yönündeki talebi reddetti. Savcının bu kararı almasındaki en önemli gerekçeler ise, katil zanlısının iki üniversite okumasını ve zanlının 'hiçbir hastalığım yok, sadece uyuşturucu bağımlısıyım' yönündeki açıklamaları oldu.
Öte yandan Başak Cengiz'in annesi Beyhan, babası Avni ve ağabeyi Fatih Cengiz, ifade vermek için adliyeye davet edildi. İlk olarak ağabey ifade verdi. Fatih Cengiz, zanlıdan şikayetçi oldu.Anne, 'akıl sağlığı yerinde değil' demişti.
Can Göktuğ Boz'Un 'Tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme' ve 'Silahla tehdit' suçlarından tutuklanmasının ardından avukat annesi Ayşe Nejla Yomralıoğlu savunmasında oğlunun 'akıl sağlığının yerinde olmadığını belirterek, "Kendisi 14 yaşından beri psikolojik tedavi görmektedir. Verilen ilaçları düzenli kullandıramadık. Son 2-3 senedir tedaviyi reddediyor ve benimle görüşmemektedir. Sıkıntılarının arttığını, akıl sağlığının yerinde olmadığını ben de gözlemledim. Bu nedenle gözlem altına alınıp tedavisinin yapılmasını talep ediyorum" demişti.
Ancak Boz, özel bir üniversitede mühendislik ve Açık Öğretim Fakültesi Sosyoloji bölümü okuduğunu, yıllar önce uyuşturucu kullandığı için 17 gün yatılı olarak tedavi gördüğünü, yine aynı yıllarda unutkanlık için de ilaçla tedavi aldığını belirterek, "En son 2016'da tedavi için hastanelere gidiyordum. Son 5 yıldır tedavi için hastaneye gitmedim. Herhangi bir hastalığım bulunmamaktadır" diye konuşmuştu.