Yeniçağ gazetesinden Evren Devrim Zelyut'un Dolara OHAL çözüm olur mu? adlı yazısı
Dün Erdoğan'a yakınlığı ile bildiğimiz Prof. Dr. İzzet Özgenç'ten oldukça tehlikeli bir OHAL masajı geldi. Bu mesaj öncesinde Japon bankası Nomura'dan Türkiye'nin 5 aşamalı planı isimli raporda da OHAL'den söz edilmesi kafaları oldukça karıştırdı.
Özgenç sıradan birisi değil, 2005 yılından bu yana, terörle mücadele, ceza kanunları, terörün finanse edilmesinin önlenmesini sağlayacak yasalar ve ceza yasalarının yazılmasında yer alan birisi, Erdoğan'ın yapılan yasaları gönderin, bir de Özgenç hoca baksın dediği bir isim. Dolayısıyla verdiği mesajları görmezden gelemezsiniz. Ne demiş peki: "Türk Lirasının yabancı paralar karşısındaki süregelen değer kaybı, "AĞIR EKONOMİK BUNALIM" sonucunun ortaya çıkacağı süreci başlatmıştır. Bu nedenle kaçınılmaz görünen ağır ekonomik bunalım sebebiyle OLAĞANÜSTÜ HÂL ilânına (Any., m. 119), toplum olarak hazırlıklı olmamız gerekir"
Anayasanın ilgili maddesi şunu söylüyor: Tabiî afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilân edebilir.
Hükümetin bu tip bir hazırlığı varsa ekonominin topyekun iflasına kadar gidecek bir sürecin başlayacağını hemen söyleyelim.
Bugün Türkiye'de ana sorun enflasyon üreten, rezervi bitiren dışa bağlı sistemdir. Şimdi bu modeli değiştirmek yerine zorla insanları ve firmaları istediğiniz yola sokmaya çalışırsanız işler hayal ettiğinizden daha beter noktalara ulaşır. Bakın size OHAL'de olası yapılacakları ve piyasaların vereceği tepkileri yazalım.
1-Sermaye kontrolleri, bankalardaki döviz mevduatının tahvile ya da Lira'ya çevrilmesi.
Türkiye dışa bağlı sermaye ile dönüyor. Bu durumda ülkeye 1 dolar dahi gelmez, çünkü kimse parasının Lira'ya ya da bir hazine kağıdına dönmesini istemez. Türk bankacılık sistemi dış kredi bulamaz hale gelirse içeride piyasa durur. Hele bir de vatandaşın mevduatına el konursa toplumda büyük bir huzursuzluk çıkar. Bu yıkıcı sonuçları düşünecek hükümetin böyle bir yola girmeyeceğini değerlendiriyoruz.
Türkiye'ye yatırım yapmış binlerce yabancı firmaya sen buradan elde ettiğin kârı dışarı çıkaramazsın demek, bütün bu fabrikaların kapanması, büyük kıtlığın ve işsizliğin başlaması demek olur.
İthalata getireceğiniz kısıtlamalar da dışa bağlı sistemi değiştirmeden üretimin durdurulması anlamına gelecektir. Tam bir çılgınlık olur…
2-Yorumculara, TV'lere ekonomi haberleri yaparken yasaklar getirme.
Bunun adı demokrasiden uzaklaşarak daha diktatör bir rejime gidiş demektir. Türkiye'de sosyal huzursuzlukları artırır. Dünya Türkiye'yi daha güvenilmez, daha sıkıntılı görür ve bu durum Türkiye'ye gelecekte planlanan yatırımları vurur.
3-Hallere, zincir mağazalara kolluk kuvvetlerinin yoğun baskıları.
Tarımsal üretimi artırmak, sanayide üretim maliyetlerini aşağı çekmek yerine, satış noktalarına baskı yapılırsa bunun sonunda ürünler karaborsaya gider. Tezgahlar boşalır, ürünler piyasanın belirlediği rakamlardan el altından satılır. Toplum sefalet ve kargaşaya sürüklenir.
4-Büyük üreticilere baskılar yaparak fiyatları düşürme girişimleri.
Üreticiler böyle baskılar görürlerse üretimden çekilirler. Kimse maliyetlerinin altına satış yapmaz. Ülkede ciddi üretim düşüşü ve kıtlıklar başlar.
5-Kamu borçlarının ertelenmesi.
Finansal piyasalar kargaşaya girer. Faizler tüm zamanların rekorunu kırarken Türkiye tek dolar dahi borç bulamaz. Reel ve finansal sistem büyük darbe yer, çalışamaz hale gelir.
6-Maaş ödemelerinin ertelenmesi, azaltılması.
Toplumda zaten dar gelirli olan insanlar sefalete girer. Yoğun bir huzursuzluk başlar. Asayiş olaylarının sıkıntılı bir yöne gittiği izlenir.
OHAL kelimesinin gerçeğe dönecek olması kurlarda başı 2 ile başlayan rakamları karşımıza getirir ve bu çıkışın nerede duracağını kimse bilemez. Sayın Meral Akşener'in de dediği gibi ülke büyük bir iflasa doğru yelken açar.
AKP sorunları çözmek yerine sopayla, korkuyla, kanunla halkı ve firmaları bastırmaya yeltenirse, bu iş onların siyasi geleceklerinin beklediklerinden çok daha hızlı bir şekilde bitmesi ile sonuçlanır. Umarız gerçek çözümlerden uzaklaşarak bu ülkeye yeni bir cinnet ekonomi modeli yaşatmazlar.