İçişleri Bakanı Soylu, Gölbaşı Vilayetler Evi'nde düzenlenen Göç Kurulu Toplantısı'na katıldı. Bakan Soylu, hem Türkiye'nin hem de dünyanın göç konusunda ciddi küresel sorunla karşı karşıya kaldığını belirterek, "Birleşmiş Milletler Mülteci Yüksek Komiserliği'ne göre Suriye ülkesinin yüzde 39.4'ü halen mülteci konumunda. Yine uluslararası raporlara göre, geçen 24 yılda göç yollarında yaşanan mülteci ölümlerinin yüzde 45'i son 6 yılda gerçekleşmiştir. Ülkemizin, Afrika haricinde, göçe kaynaklık eden coğrafi ve kültürel konum itibariyle doğrudan temas halinde olduğu elbette ki izaha muhtaç değildir. Yine izaha muhtaç olmayan bir konu; bu coğrafyanın aynı zamanda çatışma, istikrarsızlık, uyuşturucu, terör ve kaçakçılık rotalarıyla örtüşmesine rağmen ülkemizin göçü başarıyla yönettiğidir" dedi.
Bakan Soylu, Türkiye'nin göç meselesini temelde iki ana dönemde yönettiğini vurgulayarak, "İlk dönem 'açık kapı' olarak ifade ettiğimiz ve Suriye kaynaklı gelişlerin düzenlendiği dönemdir. İkinci dönem de 'uyum süreci' olarak adlandırabileceğimiz dönemdir. Belki bugün gerek artırdığımız sınır güvenlik sistemlerimizle gerek uluslararası girişimlerimizle bir üçüncü dönemi 'küresel paylaşım' dönemi olarak adlandırmak yanlış olmayacaktır. Buradan kastım, hem Batı'yı daha çok oyuna sokmak ama sadece parasal değil işin fiili boyutunda oyuna sokmak hem de kendi ülkemize yönelik yeni göç dalgalarına, daha önde basmaktır. Sınır güvenlik sistemlerimize yaptığımız ve yapmaya devam ettiğimiz büyük yatırım ve İdlib'deki briket evler adımımız da buna yöneliktir" diye konuştu.
'GERİ DÖNEN SURİYELİ SAYISI 462 BİN 26 KİŞİ'
Türkiye'de 3 milyonu aşkın kişinin geçici koruma statüsü altında bulunduğu kaydeden Soylu, "Hala ülkemizde 3 milyon 710 bin 532 kişi geçici koruma statüsünde bulunmaktadır. Ülkemizde ikamet izni ile kalanların sayısı da 1 milyon 207 bin 749'dur ve bunlar kayıtlıdır. Özellikle bu kayıtlarla birlikte aynı zamanda düzensiz göç konusunda da şunu ifade etmem gerekir ki gönüllü olarak geri dönen Suriyelilerin sayısı da 2019 yılında başlattığımız süreçle birlikte 462 bin 26 kişidir" dedi.
'SINIRLARIMIZDA ENGELLEDİĞİMİZ KAÇAK GÖÇMEN SAYISI 2 MİLYON 327 BİN'
2016 yılından bugüne kadar engellenen ve yakalanan göçmen sayısını paylaşan Soylu, "2016 yılından itibaren sınırlarımızda engellediğimiz kaçak göçmen sayısı 2 milyon 327 bindir. Türkiye'nin 2016 yılından beri ülke içinde yakaladığı kaçak göçmen sayısı da 1 milyon 293 bin 662'dir. Türkiye 5 yıldan beri büyük bir mücadeleyi ortaya koymaktadır. Bu yakaladıklarımızın 195 bini mükerrerdir. Türkiye son 2016 yılından bugüne kadar toplam 283 bin 790 yakalanan göçmeni kendi ülkelerine geri göndermiş, sınır dışı etmiştir. 462 binde Suriye'ye göndermiştir. Bu sayıyı kimse azımsamasın. Avrupa ülkelerinde 30 göçmen gönderildiği zaman kendi ülkelerinde bayram ediyorlar. Türkiye, Afganistan ve Pakistan aynı zamanda Orta Asya ve Afrika ülkeleri nezdinde çok başarılı operasyonlar gerçekleştirmiştir. Sadece 2019 yılında 71 bin Afgan'ı kendi ülkesinde yaptığı müzakere çerçevesinde geri göndermiştir. Aynı yıl 40 bin Pakistanlıyı da geri göndermiştir. Bütün bunlar düştükten sonra çıkışı sağlanamayan rakam toplam 2016'dan bugüne kadar 814 bin 526'dır. Avrupa'ya geçen göçmen rakamı da 586 bin 615'tir" diye konuştu.
'YAKALANAN 1 MİLYON 293 BİN GÖÇMENİN 470 BİNİ AFGAN'
Bakan Soylu, Afganistan ve Pakistan özelinde yürüyen tartışmalar nedeniyle bu iki ülkeden geçişlerle ilgili de birkaç not iletmek istediğini belirterek, "Biraz önce ifade ettiğim, 2016 yılından bugüne kadar yakalanan 1 milyon 293 bin göçmenin 470 bini Afgan; 196 bini de Pakistan kökenli kaçak göçmenlerdir. Yani zaten bu iki ülkeden yüksek seviyede bir kaçak göçmen baskısı söz konusuydu ve bizim de bu iki ülkeyle uzun zamandan beri bu konuda sıkı bir iletişimimiz söz konusuydu. Bu konunun son zamanda Taliban ekseninde bir yeni gelişme olarak topluma lanse edilmesi, temelde biraz önce bahsettiğim göçün manipülatif tarafından istifade edilmek için ortaya koyulan bir aklın ürünüdür. Taliban ülkeyi ele geçirmeden önce biz bu konudaki tedbirlerimiz aldık" dedi.
'BİZ BATI'NIN GÖÇMEN DEPOSU DEĞİLİZ'
Bakan Soylu, Batı'nın bugüne kadar Afganistan'ın huzura ve kamu düzenine erişmesi konusunda herhangi bir adım atmadığını vurgulayarak, "Batı şöyle düşünmektedir; 'Türkiye sınırını garantiye alsın, bizi de muhafaza etsin. Eğer geçerse Türkiye kaçak göçmeni kendisinde tutusun'. Bu kürsüden defalarca söyledik, biz Batı'nın göçmen deposu değiliz. Dünyanın hiçbir ülkesinde ve göç tarihinin hiçbir döneminde; Türkiye'nin Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı bölgesinde uyguladığı model uygulanmamıştır. Batı göçün kaynağında nasıl yönetildiğini, nasıl oradan ekstra bir göç gelmesinin engellendiğini o bölgeye giderek rahat bir şekilde öğrenebilir. O bölgenin kendi kendini yönetilmesini temin edecek dünyada eşi ve benzeri görülmeyen bir sistem kurulmuştur. Bugün Azez ve Çobanbey eski ticari güçlerinden daha yüksek bir güce erişmiştir. Afrin eski canlılığına kavuşmuştur. Bizim oralara insanı ve danışmanlık desteğimiz vardır. İdlib'de 50 bin briket eve başladık. Şu anda 42 bini tamamlandı, 34 binine aileler yerleştirildi. Türkiye orada büyük bir işin altına imza atmıştır" diye konuştu.