Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) geçtiğimiz gün İnternet Yasası'nda da değişiklik yapan 6518 sayılı Kanun'un bazı hükümlerini iptal etmesi, medya gündeminde geniş yer tuttu.
Yasayla ilgili kısmi iptal kararı veren mahkemenin bu kararıyla, erişim sağlayıcıların Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'na (TİB) bilgi verme zorunluluğu ile trafik bilgilerinin saklanması zorunluluğu ortadan kalkmış oldu. Ancak, TİB'e verilen 4 saat içinde istediği internet sitesini kapatabilme yetkisine dokunulmadı.
Öte yandan AYM'nin önceki gün basın ve ifade özgürlüğü açısından emsal olabilecek nitelikte özgürlükçü bir karara imza atmış olması da internet haberciliği açısından son derece önem arz eden bir gelişme oldu.
Buna göre; Yüksek Mahkeme, ‘borsagundem.com' isimli bir internet sitesinde yer alan bir haberin mahkeme kararıyla kaldırılmasını basın ve ifade özgürlüğü ihlali olarak değerlendirdi. Basın ve ifade özgürlüğünün herkes için gerekli olduğuna vurgu yapılan kararda, “Düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğüyle basın özgürlüğü demokrasinin işleyişi için yaşamsal öneme sahiptir.” denildi. AYM, kararı oybirliğiyle verirken devleti de bin 500 liralık tazminata mahkum etti.
Medyatava, hem basın ve ifade özgürlüğü açısından, hem de internet kullanıcıları açısından önem arz eden bu önemli gelişmeleri Avukat Erdal Fatih Çanakçı'ya sordu.
İşte, Çanakçı'nın açıklamaları:
"AYM'nin 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'un kimi maddelerinin iptaline ilişkin kararı, iptal edilen hükümler bağlamında olumludur. Ancak, konuya bir bütün olarak bakıldığında,Telekomünikasyon İletişim Başkanlığına, internet ortamında yapılan yayın içeriğini durdurma ve erişimin engellenmesi yetkisi veren hükümlerin iptal istemlerinin reddi için aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Her ne kadar Yasada, Başkanlığın kararını sonradan hakim onayına sunması hükmü yer alsa da, gerek yetkili hakimlerin hukuk sistemimizde son derece tartışmalı bir yeri olan sulh ceza hakimlikleri ait olması, yürütme yargı ilişkilerinin neredeyse iç içe geçmiş bulunması ve bu bağlamda yargı bağımsızlığının olmaması, gerekse bağımsız olarak örgütlenmiş bir yargı erki yerine idareye doğrudan yetki tanınmış olması hususları birlikte düşünüldüğünde hak ve özgürlükler açısından son derece sorunlu bir zeminde yaşadığımız ortadadır. Sonuçta, anayasal düzenlemeler ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi hükümlerinin sağladığı güvencelere rağmen gerek basın özgürlüğü gerekse düşünce ve ifade özgürlüğünün, dolayısıyla toplumun bilgi edinme hakkının yok edildiği çok sayıda örneği birlikte yaşamaktayız.
Öte yandan günümüzde teknolojinin geldiği düzey, bilgi ve haberlerin hızlı dolaşımı olanağı ve gereksinimi düşünüldüğünde de, idarenin engelleme kararları, sonradan ortadan kalksa dahi, hak ve özgürlükler yara almaktadır. Çözüm ise konunun hem ilgili yasa hem de yargı bağımsızlığı ekseninde, hak ve özgürlükler temelinde ele alınmasıdır.
Hak ihlallerinin yargı tarafından denetimi sürecinde, AYM'ye ve AİHM'ye yapılan başvurulardan ancak yıllar sonra sonuç alınabiliyor olması, ayrı bir sıkıntı yaratmaktadır. Mahkemelerin yoğun iş yükü altında çözüm üretemediği, dolayısıyla sorumlusu olmadığı bu sorun, hak ve özgürlüklerin yaşama geçirilmesi sürecinde esaslı bir engel oluşturuyor. Bu da gecikmiş adaletin adalet olup olmadığı yönündeki algıyı haklı olarak güçlendiriyor.
'Borsagundem.com' sitesiyle ilgili konuda ise, haberin içeriğine erişimin mahkeme kararı ile engellenmesi söz konusuydu. Engelleme kararına yaptığımız itiraz kesin olarak reddedilince Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkımızı kullandık. İddia ve talebimiz özetle adil yargılanma hakkının, ifade özgürlüğü ile basın özgürlüğünün ihlal edilmiş olduğu ve bu ihlalin ortadan kaldırılmasıydı. Başvurumuz AYM tarafından kapsamlı olarak değerlendirildi ve haklı bulunarak kabul edildi. AYM ifade ve basın özgürlüğünün ihlal edildiğine, Bu ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için de kararı veren mahkemeye kararın bir örneğinin gönderilmesine hükmetti.
Karar elbette emsal oluşturacaktır. Özellikle, AYM'nin internet haberciliği konusundaki değerlendirmeleri, internet yayıncılığının basın özgürlüğünün koruması altında olduğunu kabul etmesi kararı internet yayıncılığı anlamında önemli kılmaktadır. Bu noktada kararı oybirliği ile alan AYM hakimlerini kutlamak gerekir. AYM, bu karar ile internetin Anayasa'nın 26. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğünün koruması altında olduğunu, internet haberciliğinin ise basının temel işlevi olan ''gözetleyici'' görevini yerine getirdiği sürece basın özgürlüğünün de koruması altında olacağını belirtmektedir. Bu anlamda, internet haberciliğinin basın özgürlüğünün koruması altında olduğuna dair önemli bir karar olduğunu düşünüyorum. Özgür bir siyasal sistemde devletin eylem ve işlemlerinin adli ve idari yetkililerin olduğu kadar basının ve aynı zamanda kamuoyunun da denetimi altında bulunması gerekmektedir. Kamuoyu denetimi şartlarının oluşması içinde kamuoyunun bilgi edinmesi, bunun içinde özgür basın zorunludur.
Kuşkusuz ki, basın özgürlüğü sınırsız değildir, ancak bu konudaki doktrinde ve mahkeme kararlarında ele alınmış görüş ve hükümler daha ayrıntılı bir konu. Şu kadarını belirtmek gerekirse, demokratik toplum düzeninin gerekleri, kamu yararı ve ölçülülük kriterlerini taşımayan kısıtlamalar AİHM ve AYM kararlarına aykırıdır. Borsagundem.com kararı ise bu noktada hem genel olarak hemde internet haberciliği açısından emsal oluşturacaktır."