Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü görüp hayatta kalan nadir kişilerden olan 104 yaşındaki Atiye Dural, 10 Kasım 1938 gününü gözyaşlarıyla anlattı. Dural, "İzmir'de bir tütün fabrikasında çalışıyorduk. Ustabaşı yanımıza gelip, 'Hanımlar işleri durdurun, şamatayı kesin. Atatürk öldü' dedi. Hepimiz hemen elimizdeki işleri bıraktık. Çoğumuz ağlıyorduk" dedi.
1917 yılında mübadeleyle 3 yaşındayken Yunanistan'ın Selanik şehrinden Türkiye'ye gelen Atiye Dural ve ailesi, bir süre Sivas'ta yaşadıktan sonra İzmir'in Buca ilçesine yerleşti. Mustafa Kemal Atatürk'ü görüp hayatta kalan nadir kişilerden olan Atiye Dural, Atatürk ile karşılaştığı ilk günü anlattı.
Dural, şunları söyledi: "Bir gün ablamla İzmir'de çarşıya gitmiştik, Atatürk'ü gördüm. Başında şapkası, üzerinde de armaları vardı. Hatta 'burada muhacir var mı?' diye sormuştu. Ablam da 'var' diyerek cevapladı. 5-6 kişi daha 'var' diye bağırmıştı. Bir kere de Buca'ya gelmişti. O zaman da uzaktan görmüştüm" dedi.
Gençliklerinde Atatürk için türküler söylediklerini belirten Atiye Dural, "Atatürk, Cumhuriyeti çok büyük zorluklarla kurdu. Atatürk sevilmez mi hiç?" diye sordu.
'ATATÜRK BİR TANEYDİ, EMSALİ YOKTU'
5 çocuk ve 63 torun sahibi olan Dural, Mustafa Kemal Atatürk'ün vefat haberini aldığı anları ise gözleri dolarak anlattı.
Dural, "10 Kasım 1938 tarihinde İzmir'de bir tütün fabrikasında çalışıyorduk. Ustabaşı yanımıza gelip, 'Hanımlar işleri durdurun, şamatayı kesin. Atatürk öldü' dedi. Hepimiz hemen elimizdeki işleri bıraktık. Çoğumuz ağlıyorduk. Atatürk bir taneydi, emsali yoktur. Eğer olmasaydı, düşman bizim kellemizi alırdı. Atatürk'ün kadrini, kıymetini bilmemiz lazım" diye konuştu.