Ahmet HAKAN/HÜRRİYET
Ahmet Altan neden istifa etti?
AHMET Altan’a bakıyoruz:
Herhangi bir gerekçe açıklamıyor.
Taraf’ın sahibine bakıyoruz:
“Ahmet Altan’a minnettarız” diyor, başka bir şey demiyor.
Dedikodulara bakıyoruz:
Kimi “iktidar baskısı” diyor.
Kimi “maddi sorunlar” diyor.
Kimi “misyonu tamamlandı” diyor.
Kimi “Ahmet Altan zaten gazeteye uğramıyordu” diyor.
Bu her şeyi belirsiz bırakma hali...
Her şeyi açıkça söylemekten imtina etmemekle övünen bir gazeteye
de, o gazetenin babası konumunda olan Ahmet Altan’a da
yakışmıyor.
Aslı AYDINTAŞBAŞ/MİLLİYET
Tarafzedelerden özür dilemeden gitti...
Taraf, sabahları kendi gazetemden sonra elimi ilk attığım
gazeteydi. Her manşetine, her haberine katılmasam da, başka
yerlerde okuyamayacağınız yorumlar, iç gıcıklayan haberler olurdu
bu gazetede.
Gazete ilk çıkışında ordu, son dönemde ise Tayyip Erdoğan’a yönelik
sert muhalefet yapma cesaretini gösterdi. O yüzden, Ahmet Altan ve
Yasemin Çongar’ın ayrılışının sıradan bir medya haberi olmadığını,
hatta Taraf’ın üslubu ve ses getiren manşetleriyle Türkiye’de
askeri vesayetin geriletilmesi ve sivilleşme konusunda ciddi bir
rol oynadığını teslim edelim.
Ama yine de dilim varıp Ahmet Altan’a “demokrasi şehidi” muamelesi
yapamıyorum. Gerçek şu ki, Taraf’ın Türkiye’nin demokratikleşmesine
katkısı kadar zararı da oldu. Mesele sadece bu gazetenin Balyoz,
Ergenekon, Oda TV ve KCK davalarında (ilk dalgada) emniyet ve
savcıların borazanlığını yapmış olması değil; mesele bu davalarda
Taraf’ın yayınları nedeniyle hala birçok masum insanın cezaevinde
olması.
Taraf, bilerek ya da bilmeyerek, bir dönem emniyette hakim gücün
maşası olarak bu operasyonlarda bizzat kilit rol oynadı; kamuoyunda
arzulanan havayı yarattı. Dezenformasyonsa, alası yapıldı.
Bugün gazetesi yazarı Nuh Gönültaş’ın twitter’da “Taraf gazetesi
misyonunu tamamladı. Taraf, Ergenekon davası için özel olarak
kurulmuştu. Taraf bu görev için kurulmuş bir koalisyondu“ sözü,
beni düşündürdü. Yazının devamı için tıklayın
Mustafa SÖNMEZ/CUMHURİYET
Taraf mı? İki yıl önce demiştim...
Taraf’ın ne menem bir gazete olduğunu, daha doğrusu gazete olup olmadığını sormuştu Yusuf Yavuz, Odatv’den… Bundan 2 yıl 2 ay kadar önce. İnternette tam tarih var; 30.10.2010’da… Açıp baktım ne demişim diye; şöyle yer almış demeç Odatv sitesinde:
Taraf operasyon gazetesi
...
Taraf’ın kalıcılığı ve sürdürülebilirliği pek mümkün görünmüyor bana. Bir de tabii medya tarihinde bu kadar araçsal bir örnek yok. Gönüllü araçlar vesaireler var ama böyle büyük bir oyunun sol görünümlü aracı yok. Belki bu kayda değer bir şey.
Nokta’yı satın alan mali müşavir görünümlü kişinin, Bakırköy’de Alper Görmüş’ün yöneticiliğinde dergiyi çıkardığı zaman, bu süreç başlatıldı. Sonra Nokta’da kesintiye uğrayan sürece Taraf’ta devam ettirildi. Zaten Nokta’daki aynı kadroyu aşağı yukarı Taraf’ta da görmek mümkün. Ben Nokta ile Taraf arasında bir devamlılık olduğunu düşünüyorum. Hatta Taraf’a daha çaplı, geniş katılımlı devam eden bir operasyon gözüyle bakabiliriz.
...
Büyük dönüşümün bir parçası olarak bunlar yaşandı Türkiye’de. Bu konuda seçilen isimlere de bakmak gerek. Neden şu bu değil de bir gazete çıkarmak için Ahmet Altan ve Yasemin Çongar’ın seçildiği önemli bana göre. Yazının devamı için tıklayın
Orhan BURSALI/CUMHURİYET
The mision is over
...
Bu gazetenin misyonu uzun zaman önce bitmişti. Artık “sızıntı haberciliği”, daha doğrusu büyük operasyonlar sona erince operasyon gazeteciliğinin de sonu gelir. Artık ne Ergenekon ne Balyoz ne Odatv ne de başka bir şey. (Faruk Mercan da bunu ilan etti zaten!)
Vee tabii ki ne de hukuk! Taraf, hukuku düzmenin de adıdır.
Yetmez ama evet, 2010 yılı anayasa referandumu, en son büyük misyonuydu gazetenin. Büyük bir kütlenin beynini boşalttılar...
Üçlü ittifakı bir araya getiren “görev” bitince, gazetede çatırtılar başladı. Gazetenin cemaatçileri, MİT ve şike olaylarında Erdoğan’ı topa tutmaya başladı. A. Altan “namusu” kurtarmak, o “muhteşem” kirli 5 yılı unutturmak ve muhteşem bir şekilde içine ettiği çeyrek demokrasi için Erdoğan’ı hedef aldı. Arada sırada da VikiLeaks belgelerinde ortaya çıkan notlardan cemaati yokladı. Ama hiçbir zaman ciddi bir “karşı çıkış” yapmadılar. The Taraf; sadece Erdoğan’ın izin verdiği operasyonları yapabilirdi, gazetecilik ise asla! Ve delikli taştan süpürüldü!
Özetlersek, bir deyim vardı çocukluğumuzda anımsar mısınız: Evli evine köylü köyüne evi olmayan... Yazının tamamı için tıklayın
Tarhan ERDEM/RADİKAL
Artık 'Taraf' yok!
... Taraf bu yüksek dereceli depremi atlatabilir mi? Çok zordur, tanımı kişilere bağlı bir kurumu aynı biçim ve özde sürdürmek. Örnek sayılabilecek AKİS, Metin Toker’le bütünleşmiş bir dergiydi, ondan sonra devam ettirilemedi; hatta benzerleri bile yaşatılamadı. Neyse, Taraf sahibinin ve kalanların işi zordur!
Bu olay sonrasında, ülkemizde gazetecilik ve gazetelerin geleceğinin tartışılması daha da yoğunlaşacak, habercilik ve yazarlığın özellikleri ve kuralları yeniden belirlenmeye çalışılacaktır.
Taraf olayında, ‘yazarların gazete sahibinden bağımsızlığı’ söz konusu oldu. Kuralmış gibi söylenen bu söz, kandırmacadır. Ne demektir yazarın gazete ve gazeteden bağımsızlığı? Haberci de yazar da gazeteye, dolayısıyla onu yönetenlere ve tabii ki sahibine bağımlıdır; bunlara bağımlı olmayacaksa nereye, kime bağımlı olacaktır?
Gazete bir kurumdur, o kurumun sahibi ya da sahipleri tarafından belirlenmiş ve ilan edilmiş tek anlama gelecek kuralları vardır, olmalıdır; orada çalışanlar kapı bekçisinden başyazarına kadar o kurallara uymalıdırlar.
O kurallardan biri, “Bu gazetede isteyen istediğini yazar” ise mesele yok, sahibi bilir! Eğer tek anlama gelen kurallar konulmuşsa her çalışan o kurallara uymak zorundadır.
Gazeteciliğimizin gelişmesi isteniyorsa önce bu temel ilke kabul edilmelidir.
Taraf’tan ayrılanların ayrılma nedenini açık biçimde söyleyen var mı? Sayın Altan, “Artık gitme vakti” diyor, gazete sahibi de “Minnettarız”! Ne anladınız?
Ya Çongar veya Düzel?.. Üçünün veya daha başkalarının birlikte ayrılışını, “Artık ayrılma vakti” açıklamıyor!
Bilmediğimiz, açıklanması şık olmayacak nedenler olmalı; gazeteyi her şeyiyle, tek anlamda tanımlayan elkitabı olsaydı, orada yazılı nedeni söylerlerdi! Yazının tamamı için tıklayın
Yetvart DANZİKYAN/RADİKAL
Liberalizmin muhalefet yılları
3 gündür basın, sol ve entelektüel camianın gözde konusu Taraf
gazetesinde yaşananlar. İki günde sayısız analiz yayınlandı, bir
şekilde bu konuya temas edilmeyen bir sohbet olmadı. Elimizde net
bir gerekçe olmamakla birlikte genel kanı, Ahmet Altan'ın ve Taraf
manşetlerinin sert bir muhalif çizgiye geçmesiyle, Başbakan
Erdoğan'ın artık sık sık eleştiri oklarını Taraf'a yöneltmesi, sağ
basında (Star, zaman zaman YeniŞafak , bambaşka -daha çirkin- bir
düzeyde
Akit) bilhassa Ahmet Altan'a yönelik eleşitirilerin artması, Şemdin
Sakık'ın 2. andıcında Taraf'ın bahsinin geçmesi -ilginç biçimde bu
ikinci andıç vakası da AKP iktidarına nasip olmuştur- dikkate
alınarak, olup bitende "siyasal baskı"nın etkili olduğu yönünde.
Yani sermayedar, iktidar cephesinden gelen baskılardan bunalmış
olabilir, Altan ve Yasemin Çongar da sermayedarın elini rahatlatmak
için çekilmiş olabilir. Mesele böyle anlaşıldı, özetle. Tabii
bambaşka etkenler de rol oynamış olabilir, şu aşamada bilmeye imkan
yok, kulislerde dolanan versiyonların gerçekliğini ölçmek de mümkün
değil. Yazının devamı için tıklayın
Salih TUNA/YENİ ŞAFAK
Eyvah Ahmet Altan yok ben şimdi ne yazacağım!
... Ahmet Altan istifa etti ya, sağda solda (Özellikle de Twitter mecrasında ) "Ahmet Altan artık yok, bakalım Salih Tuna ne yazacak.." demeye başladılar.
Anlaşılan benim konu sıkıntısı çekeceğimi sanıyorlar. Beni bu kadar düşünen okurları elbette ben de böyle düşünüp yazarım.
Bu vesileyle bir yanlışı da düzeltmek isterim:
Ahmet Altan'ın "yandaş yazar", Taraf gazetesinin de "İslamcı medya" tesmiye edildiği günlerde, Ahmet Altan'a getirdiğim eleştiri, Ahmet Altan'ın AK Parti veya Erdoğan karşıtı yazılarına getirdiğim eleştirilerden daha fazladır.
Aynı şey Cengiz Çandar, Hasan Cemal ve Murat Belge için de geçerlidir.
Arşiv ortada; merak edenler karşılaştırabilirler. ... Yazının tamamı için tıklayın
Hilal KAPLAN/YENİ ŞAFAK
Taraf'a veda mı?
Taraf, özellikle son bir yıldır eskisi kadar dikkatle takip ettiğim bir gazete olmaktan çıkmıştı. Özellikle son bir yıldır Stratfor yayınlarından tutun da Ahmet Altan'ın 'ajit-prop' bulduğum yazılarına kadar pek çok hayal kırıklığını beraberinde getirmişti. Hatta yayın politikasına ilişkin Alper Görmüş'un eleştirilerinden Yıldıray Oğur'un gazetenin mutfağından çekilmesine kadar Taraf'ta içeriden de hissedilen bir 'memnuniyetsizlik' havası vardı. Ancak bunların hiçbiri Ahmet Altan ve Yasemin Çongar'ın böyle apar topar ve belli ki çok da istemeden ayrılışlarının bende yarattığı burukluğu azaltmıyor. İnsan, ister istemez, "bu sayfa böyle kapanmasaydı" diye beyhude düşüncelere gark oluyor.
Belki bundan yıllar sonra yapılacak analizlerde askeri vesayetin geriletilmesinde "kefenleriyle yola çıkmış" sivil siyasetin kararlılığı olduğu kadar, bazı yayın organlarının yanı sıra, en başta Taraf'ın medya ayağındaki mücadelesi yazılacak. Buna şüphe yok. "Fatih Camii bombalanacaktı" veya "Ak Parti'yi ve Gülen'i Bitirme Planı" ya da "O başsavcıyı yargılayın" gibi unutulmaz manşetleri bile başlı başına tarihi dönemeçlere işaret koymuştu aslında...
Ergenekon savunucularından karşıtlarına, Türk milliyetçilerinden Kürt milliyetçilerine, ulusalcısından 'muhafazakâr'ına kadar herkeste Taraf'ın bir 'proje' gazetesi olduğuna dair garip bir görüş birliği mevcutken, Altan ve Çongar'sız bir Taraf, 'proje'sini gerçekleştirmeye ne derece muvaffak olacak göreceğiz. Tüm eleştirilerimin arkasında durarak söylemem gerekir ki Taraf gibi bir gazeteye Türkiye'nin hâlâ ihtiyacı olduğu kanaatindeyim. Entelektüel birikim, editoryal özgürlük ve "kategorik değil, analitik muhalefet" vasıflarına sahip çıkabilen/geri dönebilen bir gazete olabilirse neden olmasın? Yazının tamamı için tıklayın
Ahmet KEKEÇ/STAR
'Kullanıldı, atıldı'
Taraf gazetesindeki istifalar hakkında benim de bir çift söz
söylemem gerekir, değil mi?
Haber internete düşer düşmez, birilerinin (özellikle “kuyruk acısı”
taşıyan birilerinin) olayı “kullanıldı, atıldı” biçiminde
yorumlayacağını biliyordum...
Böyledir bu işler.
Hesap görülürken, yancılar “bize de bir şey düşer mi?” diye
beklerler.
Düşer...
Size de bir şey düşer.
Düştü.
Hikmet Çetinkaya, Mustafa Mutlu, Rıza Zelyut, Yalçın Doğan, Cüneyt
Özdemir, hatta Ahmet Hakan Coşkun gibi, ortadaki demokrasi
kavgasında “yancı” bile olamamış ve hangi değeri, hangi endişeyi,
hangi gelecek ülküsünü temellük ettikleri belirsiz arkadaşlar hemen
alakadar oldular konuyla: “Kullanıldı, atıldı.” Yazının devamı için
tıklayın
Mustafa AKYOL/STAR
Taraf, liberaller ve AK Parti
Bu hafta sonu hiç beklenmedik bir haber aldık. Taraf gazetesini Taraf gazetesi yapan dört kritik isim istifa etti: Ahmet Altan, Yasemin Çongar, Neşe Düzel ve Murat Belge. Hepsi de, görüşlerini beğenin veya beğenmeyin, Türk basınında ağırlığı olan ve politik tartışmalara katkı sağlamış kalemlerdi. Dolayısıyla gidişlerine üzüldüm.
Dileğim, bu depremin Taraf’ı tümden yıkmaması ve Türkiye toplumu olarak bu ezber sorgulayıcı gazeteden mahrum kalmamamızdır.
Taraf’a dair diyebileceğim bundan ibaret. Ancak bu vesileyle bu “olay”ın da içine oturduğu daha geniş bir mesele hakkında bir şey söylemek istiyorum: AK Parti ile “liberaller” arasındaki ilişki. ... Yazının devamı için tıklayın
Adem Yavuz ARSLAN/BUGÜN
Taraf'ın orijinalliği ne?
... Sadece son günlerin popüler tartışmaları bile Türk medyasının Taraf gibi gazetelere ihtiyaç olduğunun delili.
Kaldı ki geriye dönüp şöyle bir düşünelim. Eğer Taraf olmasaydı biz nelerden haberdar olmayacaktık?
Kimse kendini kandırmasın. Taraf'ın attığı manşetleri, bastığı yazıları birçoğumuz yapamazdık.
Taraf'ın son dönemde yalpalayan çizgisini toparlayıp, yayın hayatına devam etmesi şart.
Son bir not.
'Taraf misyonunu tamamladı' diye düşünenler hangi ülkede yaşıyor bilmiyorum.
Ama Erdoğan gibi güçlü bir lider olmasa ben görürüm şeffaflaşan, demokratikleşen Türkiye'yi! Yazının tamamı için tıklayın
Tarık TOSO/BUGÜN
Bariyeri ilk yıkan gazete
... Çok şey yazılıp söylendi, söylenmeye devam edecek. Taraf efsanesinde malzeme kolay kolay tükenmez.
Taraf, pimi çekilmiş el bombası eline verilen ve dayanamayıp patlatarak şehit olan askerin haberini yapma cesareti göstermiştir. Açtığı yoldan biz de geçebildik ve askerlerinin arasına koyduğu hedef tahtasına bacak arasından ateş eden çılgın yüzbaşının haberini yapabildik. İtiraf edeyim, bariyeri bu konuda ilk yıkan Taraf oldu. Yazının tamamı için tıklayın