Kilit nokta bilgi yönetimidir.
Geleneksel medyadaki bilgiler yönetilebilir.
Ama artık gazetecileri satın almak yeterli değil.
Bugün
İnsanlar neredeyse tamamen sosyal medyadan bilgi alıyor.
Sabah uyanıp telefonlarına bakıyorlar.
Teyzelerinin veya okul arkadaşlarının yüklediği videoları izliyorlar.
Ama o videolar rastgele videolar olmamalı
Videoları kendi elimizle seçip biz yüklemeliyiz.
Kişiye özel olmalı
Yahudi bir gruba göndereceğimiz videoda
Soykırım anıtına çiçek bırakmayı reddeden bir adayı göstereceğiz.
Yaşam destekçisi aktivistlere, kürtaj yanlısı ifadeleri göstereceğiz.
Her bir kullanıcı, başlı başına bir dünya.
Kontrol edilmesi gereken bir oy...
Peki,
Onlara nasıl ulaşacağız ?
Bir orduyla
Ama asker ordusuyla değil.
Sıradan insan ordusuyla
Evlerinde sıradan bir bilgisayar veya ucuz bir telefon olan sıradan insanlar.
İşte bu;
Bizim ordumuz.
İNSANIN KRALLIĞI'NDAKİ TROL ORDULARI
İnsanın Krallığı (The Kingdom) Arjantin yapımı bir Netflix dizisi.
2021'de gösterime giren dizi, din, siyaset, cinayet, entrika gibi öğeleri barındıran "siyasi bir gerilim"..
Yukarıda okuduğunuz satırlarda Joaquín Furriel'in canlandırdığı Rubén Osorio karakterinin ağzından dökülüyor.
TÜRK SİYASETİNDE TROL SAVAŞLARI
Diziyi izlediğim sırada Türkiye'de "trol" tartışması vardı.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun bir "trol" ordusu olduğunu ve bunun da Emin Şen tarafından yönetildiğini açıkladı.
"Trol ordusunun" finansmanı ise İçişleri Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bazı belediyeler tarafından karşılanıyordu.
"Trol ordusu" suçlamaları ve tartışmaları ise sadece AKP ile sınırlı değildi.
Geçmişte AKP'liler de CHP'lileri "trol ordusu" yönetmekle suçlamıştı.
CHP'li Onursal Adıgüzel ile Alican Ayvataş'ın trol ordularını yönettiği ile ilgili iddialar gündeme getirildi.
Merdivenaltı dedikodu kazanında ise neredeyse her partide birçok milletvekilinin kendisine "trol ordusu" kurduğu konuşuluyordu.
Öyle ki,
Bu "trol orduları" sadece rakip partilere karşı değil parti içi iktidar mücadelelerinde de aktifti. Hatta kendi iktidar mücadelelerinde karşı cephe ile olan savaşlarından bile daha acımasızlardı.
"Trol ordularının" en profesyonelleri ise bu konuda ellerine su dökülemeyecek kadar yetkin olan FETÖ'cülerdi.
Sosyal medyanın kirli yüzünün yetkin temsilcileri FETÖ'cüler, kılıktan kılığa girerek "yalan" zehrini topluma şırınga etmekle meşguldü.
GELENEKSEL MEDYA VE MEHMET ŞİMŞEK HABERİ
Peki,
Böylesine bir atmosferde vatandaş doğru bilgiye nasıl ulaşacak ?
Trol ordularının hedefi olmaktan nasıl kurtulacak...
Geleneksel medyanın, gazete, televizyon ve ciddi internet sitelerinin "gerçek" habercilik yapması bu "trol ordularının" gücünü nispeten de olsa azalmasına yol açabilir.
Ancak,
Gözüken o ki, trol orduları her yere sızmış durumda ve geleneksel medyanın da dilini, habercilik anlayışını etkilemekte.
Çuvaldızı kendimize batıralım.
Geçen haftanın gündem olan haberlerinden biri, eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in, "Büyük tsunami geliyor. Böyle ekonomi düşmez" başlığı ile verildi.
Bir anda hemen hemen bütün internet siteleri haberi kullandı.
Twitter'da Trend Topic oldu.
Haberin girişi şöyleydi: "Maliye eski Bakanı Mehmet Şimşek, iktidarın ekonomi politikasını eleştirdi. Türkiye’nin ekonomik koşullarını “Büyük tsunami geliyor” diye tarif eden Şimşek “Sürekli para basılıyor. ‘Zam yapmayın’ demekle enflasyon düşer mi” diye sordu"
5N1K'SIZ GAZETECİLİK
Bu cümleleri okuduğunuzda, Maliye eski Bakanı Mehmet Şimşek'in bu cümleleri bir yerde söylediğini ve gazetecinin de bunları bire bir duyduğunu anlıyorsunuz.
Tabi burda ister istemez gazeteciliğin olmaz ise olmazı 5N 1K kuralı devreye giriyor.
O da şu;
Ne
Nasıl
Neden
Nerede
Ne zaman
Kim
Maalesef bunların hiç birini haberin içinde göremiyorsunuz.
ÖĞRENİLDİ, BELİRTİLDİ, MİŞ, MUŞ GAZETECİLİĞİ
Gazete, Erdoğan-Şimşek buluşmasının perde arkasını ortaya çıkardığı iddiasında.
"Şimşek'in Erdoğan ile yan yana fotoğrafı için "Ben istemedim" dediği öğrenildi" cümlesi ile de bunu okura sunuyor.
Ancak burada sorun şu,
"Öğrenildi"
Mehmet Şimşek bu cümleyi kime söyledi. Siz kimden öğrendiniz? Bunların hiç biri haberde yok.
Öğrenildi. Bu kadar basit...
Yakın çevresine "şunu dedi" "bunu dedi" "öğrenildi" "belirtildi"
5N 1K ?
Hak getire...
Mehmet Şimşek tüm bunları söylememiştir demiyorum.
Dediğim gayet basit
"Gazetecilik ciddi bir iştir. Güven gerektirir, yazdığınız ve yaptığınız haber, belgeye, bilgiye, gerçeğe yaslanmalıdır. Haberin ana unsurları 5N 1K çerçevesinde işlenmelidir."
Ki,
Haberiniz saatler içinde yalanlanmasın.
Kaldı ki,
Saatler içinde Mehmet Şimşek bu haberleri net bir ifade ile yalanladı ve bu sözlerin kendisine ait olmadığını, hiç bir gerçekliğinin olmadığını söyledi.
Demem o ki,
Trol orduları geleneksel medyadaki gazetecilere de nefesleri kadar yakın.
Haber şehveti, kimilerinin "muhalif" kimilerinin ise "yandaş" kimlikleri o "trol ordularının" hedefi.
Tüm bunlardan arınmanın tek yöntemi ise "gazetecilik" yapmak.
Bilgi ile belge ile konuşmak 5N1K kuralını hiç unutmamak...
GÜÇLÜNÜN İKTİDARI: ERİŞİM ENGELLEME KARARI
Ha tüm bunları yaptınız, gerçekleri yazdınız, yine de işiniz kolay değil.
Metin Kıratlı'nın "en yüksek devlet memuru statüsünde" iken gelinin hem devletten maaş alıp hem Londra'da okumaya gittiğini, damadının nasıl başhekim olduğunu, aile fertlerinin nasıl yükseldiğini bizim gibi ortaya koyabilirsiniz.
Haber tek satır yalanlanmaz, herhangi bir dava açılmaz ama bir bakmışsınız mahkeme kararı ile habere erişim engeli alınmış.
Ona da bu devirde, "gazeteciliğin şanından" deyip geçersiniz.
Lafı çok uzattık.
TROL ORDULARINI GERÇEK GAZETECİLİK YENEBİLİR
Ez cümle,
Gördüğüm o dur ki, sosyal medyada "trol ordularının savaşları" seçim gündemi ile birlikte hız kazanacak.
Trol orduları "kaynak" görüntüsü ile geleneksel medyayı da kontrol altına alma amacında.
Gerçek gazetecilik yapma kaygısı, sorgulama, araştırma ve belgeleme ise "trol ordularından" korunmak için yegane çare...