Türkiye’nin en yaygın gazetecilik meslek örgütü Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti (TGC), basına hizmet veren ustaların
portrelerini yaptırarak müzenin içeriğini zenginleştirmeye devam
ediyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin katkılarıyla ressam
Ebülfez Ferecoğlu; usta gazeteci ve fotoğrafçı Ara Güler’in yağlı
boya portresini yaptı. Portre, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Basın
Müzesi ve Bizim Gazete’nin kuruluş yıl dönümü olan 10 Haziran Salı
günü saat 16.00’da düzenlenecek törenle, gazetecilik tarihine emeği
geçmiş ve iz bırakan gazetecilerin tablolarından oluşan Basın
Müzesi’ndeki Gazeteci Portreleri Galerisi’ne asılacak. Törene TGC
Başkanı Turgay Olcayto ve yönetim kurulu üyeleri ile gazeteciler
katılacak.
ARA GÜLER KİMDİR?
Ara Güler, 1928'de Beyoğlu, İstanbul'da doğdu. 1950'de Yeni
İstanbul Gazetesi’nde gazeteciliğe başladı. Aynı zamanda İstanbul
Üniversitesi İktisat Fakültesi'ne devam etti. Fotoğrafçı ve
gazeteci olmaya karar veren Güler, 1961 yılına kadar Hayat
Dergisi’nde fotoğraf bölümü şefi olarak çalıştı. İngiltere'de
yayınlanan Photography Annual, onu dünyanın en iyi yedi
fotoğrafçısından biri olarak tanımladı. ABD'de, Almanya'da,
Paris'te çeşitli sergiler açtı. Bu arada, Bertrand Russell, Winston
Churchill, Arnold Toynbee, Picasso, Salvador Dali gibi birçok
ünlünün fotoğrafını çekti, röportajlar yaptı. 1979'da Türkiye
Gazeteciler Cemiyeti'nin foto muhabirliği dalındaki birincilik
ödülünü aldı. Ara Güler'in fotoğraflarının büyük bir bölümü Fransa,
ABD ve Almanya'da çeşitli müzelerde sergileniyor.
BASIN MÜZESİ'NDE 60’DAN FAZLA PORTRE VAR
Bünyesinde bulundurduğu eserlerle “Türk basın tarihinin
hafızası” olarak nitelendirilen TGC Basın Müzesi, sadece
vefat eden gazetecilerin değil, hayatta olan gazetecilerin de
eserlerini, hobilerini, kişisel eşyalarını, hobilerini sergiliyor.
Şu anda 60’dan fazla gazetecinin yağlı boya portresi Müze’de
sergileniyor. TGC Basın Müzesi, hem basın teknolojisi hem de bu
teknoloji ile üretilen gazeteler ve kitaplarla basın tarihimize
ışık tutuyor. Müzede 30 binin üzerinde kitap bulunuyor. Her yıl 5
bin araştırmacı müzeden yararlanıyor.
GİYOTİNDEN SANAL ARŞİVE UZANAN SERÜVEN
Basın Müzesi, basın teknolojisinin başlangıçtan günümüze kadar
olan değişimini gözler önüne seriyor. Müzede, dönemin çeşitli
gravürlerine ve tarihçesine bakılarak Türkiye’deki ilk basım olayı
olarak bilinen 1729’da İbrahim Müteferrika’nın kurmuş olduğu
matbaanın maket matbaası ve bastığı örnekler, taş baskı, düz baskı
makinesi, rotatif, giyotin ve çeşitli dönemleri yansıtan baskı
makineleri yer alıyor.
Diğer odalarda ise Türk gazetecilik tarihinin başlangıcı olan 1828
tarihli Vekayi-i Mısriye gazetesi ile basın tarihinin ilk
basamaklarını anlatan belgeler ve gazeteler bulunuyor. Ayrıca 2.
Meşrutiyet’le birlikte gerçekleşen basın patlaması, Meclisin
açılışı ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu, Latin harflerine geçiş
ve günümüze kadarki süreci içeren belgeler, fotoğraflar da müzede
sergileniyor. 6 Nisan 1909’da Galata Köprüsü üzerinde katledilen
ilk gazeteciden günümüze kadar öldürülen gazetecilerin fotoğrafları
ise “Öldürülen Gazeteciler” bölümünde görülebilir.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi, müzecilik açısından
taşıdığı bu üstünlüğünün yanı sıra kültür ve sanat etkinlikleriyle
de dikkat çekiyor. Müzenin ikinci katında bulunan Cevat Fehmi
Başkut Sanat Galerisi’nde 6 ayrı salonda sergi yapılabiliyor. Sanat
Galerisi’ne bağlı olan atölyede ise uygulamalı resim çalışmaları
yapma imkânı sunuluyor. Müzenin üçüncü katında ise, uzmanlık
kütüphanesi yer alıyor.
ESKİDEN SANSÜR BİNASIYDI
Dünyadaki benzerlerinden daha üstün niteliklere sahip olan Basın Müzesi, 1865 yılında dönemin Maarif Nazırı Safvet Paşa tarafından İtalyan Mimar G. Fosetti’ye Neo Klasik tarzda yaptırıldı. Maarif-i Umumiye Nezareti (Milli Eğitim Bakanlığı) ve İstanbul Darülfünunu hizmetlerinde kullanılan bina II. Abdülhamit döneminde Sansür Heyeti tarafından kullanıldı. 1908 yılında Şehrülemaneti’ne (İstanbul Belediyesi) devredildi. Tarihi bina, Nezih Demirkent’in başkanlığındaki Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu ile İstanbul Belediye Başkanı Abdullah Tırtıl arasında yapılan anlaşmayla 1983 yılında Cemiyet’e tahsis edildi. 1984-1988 yılları arasında restore edilen bina 9 Mayıs 1988 tarihinde hizmete açıldı.