Uzman Klinik Psikolog Fulya Tepret konu hakkında önemli bilgiler verdi.
İnsanın kendini ifade etme ihtiyacı tarihin ilk çağlarından beri vardır. İnsan ilk olarak kendisini mağara duvarlarına çizdiği resimler ile ifade etmeye çalışmıştır. Resim, müzik gibi sanatın pek çok dalı insanın kendisini ve duygularını ifade etme aracıdır.
Yetişkinler müzik, edebiyat gibi yöntemleri kullansa da çocuklar gelişim özellikleri sebebi ile kendilerini sözel olarak iyi ifade edemez. Bu sebep ile duygularını ifade etmek için iki yöntem kullanırlar.
Bunlardan birisi oyun diğeri ise resimdir. Çocukların resimleri sayesinde ruh halleri ve gelişim özellikleri hakkında bilgi edinebiliriz.
Resimler çocukların zekâsı, kişiliği, yakın çevresi ve iç dünyasını dışa vurmasını sağlar. Çocuğun çizdiği resim bilinçli veya bilinçdışı olarak ruhsal dünyası ile ilgili bilgi verir.
Çocukların resimleri yetiştiği aile, kültürel yapı, çocuğun mizacı ve gelişimsel özellikleri ile şekillenir.
Çocuğun resmî, gelişimsel özellikleri, öyküsü ve anne-baba tutumları göz önüne alınarak analiz edilmelidir.
Çocuk resmî çizdiğinde kağıdı nasıl tuttuğu, hangi renkleri kullandığı dahi oldukça önemlidir. Aynı zamanda resmî çizerken herhangi bir yönlendirme olmamalı ve çocuk serbest bırakılmalıdır yani çocuğa bilgi bilinçdışından gelmelidir.
Aile içi iletişimsizlik
Yakın çevresini konu alan resimlerde çocuklar aile üyeleri hakkında bilgi verir. Kendini dışlanan ve aileye ait hissetmeyen çocuklar kendilerini resimde en uzak noktaya koyabilir.
Anne-babasından ayrı, kopuk hisseden çocuk gene anne babasıyla arasına bir nesne yerleştirebilir.
Bazen iletişim eksikliği olan, duygusal olarak ulaşılmaz olan bir aile üyesini "bu sayfada yer yok" diyerek arka tarafa çizebilir.
Bazen aile üyeleri içerisinde bir iletişimsizlik olduğunda çocuk aile yerine, aileyi hiç çizmeyebilir.
Ailenin kontrol ettiği ve baskı yaptığı çocuk
Baskıya uğrayan çocuk, kendi resminde ona baskı yapan ebeveynine zarar verirken çizebildiği gibi o ebeveyni resmin ayrı ve uzak bir yerine kocaman çizerek konumlandırabilir.
Anne-babası ayrı olan çocuk
Çocuklar resimlerinde sadece kendi arzularını, duygu ve çatışmalarını değil aynı zamanda bulundukları ortama dair olan algılarını da resmeder.
Örneğin anne babası birbirinden ayrı olan çocuklar, aile resmî çizmesi istendiğinde anne ve babasını yan yana onlara sarılmış bir şekilde çizebilir.
Veya ayrı iki evi olmasına rağmen anne babayı aynı ev içerisinde resmederek bu arzularını dile getirebilir.
Gene en sık rastladığımız resimlerden biri ayrı ve çatışmalı ailelerin çocukları aileyi çizerken hepsinin sırtı dönük bir şekilde onları çizebilir.
Renklerin kullanımı
Çocukların kullandıkları açık/koyu renklerde resim açısından bir anlam taşır. Çocuklar hoş, güzel ve açık renkler gibi koyu renklerde kullanabilir.
Koyu renklerin sürekli kullanıldığı resimlerde çocuğun ruhsallığında karamsarlık, mutsuzluk gibi olumsuz duyguları düşünebiliriz.
Çizgilerin gücü
Çocuğun resmindeki dikkat ettiğimiz diğer bir nokta da çizgilerin büyük, baskın veya küçük ve silik olması olabilir.
Örneğin; çocukların resimlerinde kullandıkları silik çizgiler kendinden emin olamama gibi bir yapı ile alakalı olabileceği gibi bastırarak, kalın çizilmesi çocuğun saldırgan dürtüleri ile ilişkili olabilir.
Kardeş ilişkileri
Bazen de aileye yeni bir üye geldiğinde, çocuk onu kıskanabilir veya kabul etmeyebilir. Böyle durumlarda çocuk kardeşini hiç çizmeyebilir veya resimde çok uzak bir yere konumlandırabilir.
Bazen de çizmiş olduğu resimde tüm aile üyeleri tek bir noktaya bakarken o kendisini kardeşini izlerken çizebilir.
Kendi gözlerini ilgi odağı olan kardeşine yönelterek kıskançlık duygusunu resimde ifade etmiş olur.
Bazı organların anlamları
Çocukların resimde kullandıkları veya kullanmadıkları, büyük, küçük veya silik çizdikleri bazen de hiç çizmedikleri organlarda bize çocuğun ruhsallığı ile ilgili bilgiler verir. Tabii burada çocuğun gelişimsel öyküsü önemlidir.
Çünkü gelişime göre de çizilen organların büyük küçüklüğü veya çizilip çizilmemesi değişmektedir.
Konu bağlamında örnek verecek olursak; başını kocaman çizen bir çocuğun kendisini yaşıtlarından daha üstün, büyük görme ihtiyacı olabileceği gibi iletişimsel bazı problemlere de işaret edebilir.
Gene aynı şekilde başın küçücük çizilmesi bize aile içerisinde düşüncelerine değer verilmediğine dair bazı bilgiler verebilir.
Gözlerin çok belirgin, iri, ayrıntılı çizilmesi ebeveynlerin birinin sürekli onu izlediği anlamına gelebileceği gibi dış dünya ile aşırı ilişki kurma isteğine de işaret edebilir.
Küçük, nokta gibi ya da içi boş çizilen gözler ise kurulan iletişim eksikliğine, aşırı televizyon izlenmesine veya içe dönüklüğü işaret edebilir.
Elleri çok büyük çizmek her şeye hâkim olma, saldırganlık gibi dürtülere işaret edebileceği gibi aşırı küçük çizilmesi de özgüven problemlerine işaret edebilir.
Uzman Klinik Psikolog Fulya Tepret,'' Sonuç olarak çocuğun dünyasında resim bir dışa vurumu temsil eder. Bu bazen bir duygu bazen bir çatışmanın dışa vurumudur. Aslında çizim yapmakta çocuk için bir oyun faaliyetidir. Çocuk oyuna gösterdiği ilgiyi resim çizmeye de gösterir.” dedi.
Tepret, sözlerine şu şekilde devam etti, “Fakat şu unutulmamalıdır ki bu tarz bir analiz yalnızca çocuğun ayrıntılı öyküsünü almış ve onunla bazı çalışmalar yapmış veya yapmaya başlamış bir uzman tarafından yapılmalıdır. Çocuğun çizimleri, gelişim özellikleri, yaşadığı aile ortamı ve kişilik özelliklerinden bağımsız düşünülemez.'' dedi.