Türkiye'de yargı sistemini "sil baştan değiştirecek yasal düzenlemelerin, peş peşe AKP hükümetince hayata geçirildiğine" dikkat çekilirken "yargı yürütmeye mi bağlanıyor?" sorusu da soruluyor.
Amerika'nın Sesi, Türkiye'de yargı alanında yaşanan gelişmelere
ilişkin çok geniş ve ayrıntılı haberinde özel yetkili mahkeme ve
savcı dönemini sona erdirecek yasa teklifinin Meclis Adalet
Komisyonu'nda kabul edildiğini belirterek "Kamuoyunda ve Avrupa
Birliği'nde tepki yarattığı için 24 Ocak'ta askıya alınmış olan
Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) yapısını değiştirecek
yasa teklifinin de TBMM Genel Kurulu'nun gündemine alındığını"
belirtiyor.
"TEKLİF UMUTLARI BOŞA ÇIKARDI"
Türkiye'de 5'nci yargı paketinin aslında kamuoyunda uzun tutukluluk
süreçlerinden duyulan rahatsızlık ile birlikte tartışmalı davalar
için yeniden yargılama sağlanması için gündeme geldiğini anımsatan
Amerika'nın Sesi, "Ancak teklif umutları boşa çıkardı" ve AKP, Özel
Yetkili Mahkemeler'e ilişkin sadece 2 madde içeren 22 maddelik bir
yasa teklifi sundu. Adalet Bakanlığı'nın hazırladığı ancak AK Parti
Grubu imzasını taşıyan teklif ile, telefon veya ortam dinlemenin
zorlaştırılması ve soruşturma sürecindeki savcılık yetkilerinin,
"somut delil' şartıyla kısıtlanması dikkat çekti" dedi. Haberde
şöyle devam ediliyor:
MUHALEFET "YOLSUZLUK SORUŞTURMALARINA "YASAL ÖRTÜ' OLARAK
GÖRÜYOR"
"Bu nedenle muhalefet, özellikle savcılık yetkilerine kısıtlama
getirilmesini, 17 Aralık'ta kamuoyuna yansıyan yolsuzluk ve rüşvet
soruşturmalarına "yasal örtü' örtülmesi olarak görüyor. Teklifte,
telefon veya ortam dinlemeyi güçleştirecek düzenlemeler yanında
mevcut yolsuzluk soruşturmalarını etkileyecek hükümler yer alıyor.
Savcılık işlemlerine "somut delil' ön şartı getiriliyor. Artık
kolluk personeli de Adalet Bakanı'nın izniyle soruşturulabileceği
için emniyet personeli ile jandarma, MİT gibi koruma kalkanı altına
alınıyor."
Haberde kamuoyundaki itirazlara ve Ergenekon, Balyoz gibi davalar için yeniden yargılama beklentisine karşın teklifin, TBMM Adalet Komisyonu'nda çok az değişikliğe uğradığı anlatılırken de şöyle deniliyor.
"'Özel yetkili' kavramı artık rafa kalkmış gibi görünmekle birlikte aslında bu yetkiler ağır ceza mahkemelerine devredilmiş olacak. Teklif yasalaştığında, ÖYM'ler kalkacağı için Ergenekon, Balyoz gibi dava süreçlerine artık ağır ceza mahkemeleri bakacak. Ancak bu hükmün yetersizliği nedeniyle Ankara'da TBMM'ye çağrıda bulunmak üzere düzenlenen yürüyüş eylemine ise, çok sert bir polis müdahalesi yapıldı."
Amerika'nın Sesi, bunun ardından hyasal düzenlemelerin içeriğine ve buna ilişkin gelişmeler konusunda çok ayrıntılı bilgi veriyor ve yasadaki "suç işlemek için örgüt kurma" suçunun ortadan kalkacağına dikkat çekerek şu değerlendirmesi yapıyor:
"Böylece yolsuzluk operasyonunda tutuklanan Rıza Sarraf ve 2
bakanın oğlunun da soruşturulduğu TCK'nın 220. maddesindeki "suç
işlemek amacıyla örgütü kurmak' suçlamalarında savcılıklar dinleme
talep edemeyecek. Usul hükümleri geriye yürüyecek şekilde geçici
maddeyle değiştiği ve lehe düzenleme yapıldığından Sarraf ve diğer
tutukluların itirazla tahliyeleri gündeme gelebilecek.Savcılık,
yürüteceği her soruşturma işleminde artık "şüphe' veya "kuvvetli
şüphe' gerekçe gösteremeyecek. O şüphe için mutlaka "somut
delillere dayalı' olması şartı aranacak."
KOMİSYONDA "FEZLEKE SÜRPRİZİ"
Amerika'nın Sesi'ne göre, Adalet Komisyonu'ndaki yargı paketi
görüşmelerine, 3 bakan hakkında yolsuzluk ve rüşvet soruşturması
kapsamında hazırlanan fezleke dosyalarının üst yazısı, damga vurdu.
"CHP Milletvekili Ali Özgündüz'ün okuduğu üst yazı ile ilk kez 26
Aralık 2013'deki kabine revizyonu ile hükümetten ayrılan, ancak
soruşturma sürecindeki Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, İçişleri
Bakanı Muammer Güler ve AB Bakanı Egemen Bağış hakkındaki
suçlamalar ortaya çıktı" diyor.
Haberde "Özgündüz'ün komisyon görüşme tutanaklarına geçirdiği
yazıya göre, Zafer Çağlayan hakkında, 5607 sayılı Kaçakcılıkla
Mücadele Kanunu'na muhalefet ile TCK'nın ilgili hükümleri uyarınca
resmi belgede sahtecilik ve birden çok kez rüşvet almak suçlamaları
fezlekede yer aldı. Muammer Güler hakkında, sahte belge düzenlemek
soruşturmanın gizliliğini ihlal etmek nüfuz suiistimali yapmak ve
birden çok kez rüşvet almak, suçlamaları yapıldı. Egemen Bağış
hakkında birden çok rüşvet almak suçlamasına yer verildi"
deniliyor.
"HSYK TEKLİFİ DE YENİDEN GERİ GELDİ"
Amerika'nın Sesi, Türkiye'de yargı sistemini yürütmeye bağlayacağı
için tartışma yaratan Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK)
yapısını değiştirecek yasa teklifinin Başbakan Erdoğan'ın
talimatıyla yeniden Meclis Genel Kurulu gündemine alındığını
belirtirken de "Yasa teklifi, Meclis Adalet Komisyonu'nda uçan
tekmeli, tokatlı sert kavga sahnelerine yol açmıştı" ifadelerini
kullanıyor. (ANKA)