Alman Süddeutsche Zeitung (SZ) gazetesine konuşan Pamuk, Mısır’daki olayların kendini sürekli meşgul ettiğini, yaşanan darbenin adeta göz göre göre geldiğini, ancak batılı ülkelerin siyasetinin ve kamuoyunun ise sanki hiçbir sorumlulukları yokmuş gibi davranarak kendi değerlerine ihanet ettiğini söyledi.
Gazetenin bunun Batılı ülkelerin etkisinin sınırlı olması ile alakalı olabileceği yönündeki argümanını kabul etmeyen Pamuk, “Olabilir. Ama asıl mesele bu değil. En azından hayır diyebilirlerdi. Askeri darbenin siyasi mücadele yöntemi olmadığını söyleyebilirlerdi. Bunun yerine Batı’nın en önemli kurumları darbenin üzerinden iki gün geçmesinden sonra bile Mısır’da darbe olduğunu söyleyemedi” dedi.
Pamuk ayrıca, “Batılı değerler, demokrasi, insan hakları gibi idealler ya vardır ya da bunlar siyasi ve ekonomik hesaplar uğruna feda ediliyordur ve yoktur." diyen yazar, Mısır örneğinde görülen asıl meselenin Batı’nın kendi değerlerine uymayan rejimleri kabul edip edemediği sorusu olduğunu söyledi. Pamuk şöyle devam etti: “Bu manzaranın arkasından şöyle bir soru ortaya çıkıyor: Demokrasinin ve özgürce görüşünü söyleme idealleri bir ülkenin vatandaşları Batı’ya yakınlaşma aleyhine tercihte bulunduğunda hala geçerli midir? Seçmenin Batılı bir düşünceye sahip olmadığı bir partiyi seçtiğinde Batı böyle bir demokrasiye tahammül edebiliyor mu? Benim 'Kar' isimli romanımda da Türkiye örneğinde bu mesele ele alınıyordu. Ancak şimdi bu sorun küresel anlamda önümüzde duruyor. Demokratik ideallerle Batılı çıkarlar arasındaki çelişki durumu” dedi. Cihan