Yazıda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın isteseydi Türkiye’yi uyum ve başarıyla batıya entegre edebileceği ama bunu istemediği belirtildi.
Makalede şu ifadeler yer aldı:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan Batı'yı tercih etmedi. Bazen insanlar
güvendiği kişilerden beklediğini alamayınca hayal kırıklığına
uğrar. Türkiye de Batı ve müttefiklerini hayal kırıklığına uğrattı.
Türkiye isteseydi Müslüman ülkelere örnek olurdu. Demokrasi ve
hürriyeti getirebilirdi. Amerika, Avrupa herkes Türkiye’ye güvendi.
Ama beklenen olmadı. Türkiye herkesi şaşırttı. Geçtiğimiz hafta
Birleşmiş Milletler Konseyi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan boş salona
hitap etti. Çünkü kimse artık Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajlarını
dinlemek istemiyor. Kendi ülkesinde muhalefet partisini ateist ve
terörist ilan ederken Batı'yı şerefsiz, ırkçı olarak suçlaması her
şeyi ortaya koyuyor. Radikal İslamcı gruplara karşı, radikal
İslam’ın olmadığını, sadece İslam olarak değerlendiriyor. 11 Eylül
2001’de Dünya Ticaret Merkezi’ne yapılan seri saldırıların ardından
dünya barışçı iyi bir İslam ülkesiyle çalışabiliriz özlemi
arayışındaydı. 2004 yılında Avrupa Birliği (AB) adayı ilan edilen
Türkiye dünyada barışı sağlama rolünde herkes tarafından örnek
İslam ülkesi gösterildi. Herkes sevindi, 'iyi ki Türkiye var' dedi.
Beklenen olmadı. Türkiye’de AKP hükümeti ve başındakiler
sözleriyle, mesajlarıyla Avrupa ve Amerika’yı şaşırttı. AKP
kariyerini radikal İslamcıların hedef aldığı Avrupa ve Amerika’ya
karşı tavrıyla başlattı. Bu tavır siyasetçilerde hayal kırıklığı
yaşattı. Irak ve Suriye’de yaşanan IŞİD terörüne karşı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Batı'yı düşman göstermesi cumhurbaşkanı
Erdoğan’ı raydan çıkan trene benzetti.”
Haberin devamını okumak için tıklayın...