AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısına ilişkin açıklamalarda bulundu. Terörle mücadele operasyonlarındaki şehitlere Allah'tan rahmet dileyen Çelik, şehitlerin emanetlerinin ve hatırlarının taze olduğunu ve bunu ebediyen korumaya devam edeceklerini söyledi. Çelik, insanlık düşmanı olan teröre hiçbir şekilde geçit verilmeyeceğini, operasyonların süreceğini belirtti.
'YALAN SİYASETİ DEVREYE SOKULMUŞ DURUMDA'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın cumartesi günü Adana'da olacağını belirten Çelik, bu kapsamda bazı toplu açılışlar gerçekleştireceğini söyledi. 'AK Parti döneminde fabrika yapılmadığı' iddialarına tepki gösteren Çelik, "Maalesef bir yalan siyaseti devreye sokulmuş durumda. Zannediyorlar ki yalan siyasetini çok tekrar edersek gerçek olur. Ama Cumhurbaşkanımızın katıldığı bütün törenlerde yapılan açılışlar her seferinde bu yalan siyasetini baştan aşağıya çökertiyor. Ankara'nın dışına çıkmayan, organize sanayi bölgelerini gezmeyen zevatın değerlendirmesinin doğru olduğunu düşünmek söz konusu değil" ifadelerini kullandı.
'SÖYLEM DÜZEYİNDE KALMASINA MÜSAADE ETMEYECEĞİZ'
Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ilan edilen Yeşil Kalkınma Devrimi'ni bir vizyon olarak son derece sıkı bir şekilde takip ettiklerini belirterek, "Aslında dünyada pek çok yerde söylem düzeyinde olan bir süreci Türkiye'nin bir vizyona dönüştürdüğünü net bir şekilde ortaya koymuş oldu. İnsan odaklı üretim, gezegenimizi korumaya dönük hassasiyetleri öne çıkaran bir yaklaşım her zaman için merkezde olmalıdır. Yeşil Kalkınma Devrimi meselesi, herhangi bir partinin değil o konuşmada belirtildiği gibi partiler üstü sahiplenmeyle milli ve insani bir vizyon olarak ele alınması gereken bir sahiplenmeyi gerektiriyor. Söylem düzeyinde kalmasına müsaade etmeyeceğiz, tamamen bir vizyon olarak değerlendireceğimiz bir husustur" diye konuştu.
'BÜTÜN DETAYLARI TAKİP ETMEYE DEVAM EDİYORUZ'
AK Partili Çelik, sınır güvenliği ve göç meselesini yakından ilgilendirdiği için Suriye'deki hadiselerin de gündemlerinde olduğunu söyleyerek, "İdlib'de ve Suriye'nin diğer bölgelerinde kalıcı kılınmasını arzu ettiğimiz barışın ve istikrarın korunması konusuna son derece büyük önem veriyoruz. 4 milyona yakın civarında insanın son derece zor koşullarda yaşadığı İdlib'de ortaya çıkacak bir gerginlik, yeni göç dalgaları ve yeni insani trajediler üretmektedir. Bunun olmaması için bütün detayları takip etmeye devam ediyoruz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 29 Eylül'de Soçi'de Putin'le yaptığı görüşmenin de Suriye'deki barış için önemli olduğunu belirten Çelik, "İdlib'deki kalıcı barış, Anayasa Komitesi çalışmaları, siyasi süreç, siyasi çözümün ortaya çıkması, insani durumun değerlendirilmesi, istikrarın korunması ve Fırat'ın doğusundaki terör örgütlerinin değerlendirilmesi her zaman gündemimizde" ifadelerini kullandı.
'BAŞINDAN İTİBAREN AYRILIKÇI BİR SÖYLEM'
Fransa İçişleri Bakanı Gerald Darmanin'in kaç tane cami kapattığı ile övündüğünü söyleyen Çelik, "Kasım 2020'den bu yana 89 caminin üçte birinin denetlendiğini, 6 caminin kapatıldığını, 10 derneğin feshedildiğini, belediyenin karar vermesine rağmen yeni bir cami yapılmasına müsaade etmediğini bir başarı gibi anlatıyor. Dünyanın herhangi bir yerinde bir İçişleri Bakanlığı'nın, 'ben cami yaptırmıyorum, ben kilise yaptırmıyorum, ben havra yaptırmıyorum' diye açıklama yapması övünülecek bir şey midir? Aslında ayrımcılıkla mücadele ettiğini söylüyor Fransa İçişleri Bakanı ama kullandığı söylemi başından itibaren ayrılıkçı bir söylem olarak gündeme geliyor" diye konuştu.
Çelik, asimilasyonun entegrasyonun önünde en büyük engel olduğunu belirterek, "İnsanlar asimile olmayacaklarını düşündükleri zaman entegrasyon süreçlerine girerler. Entegrasyon süreçlerin altında gizli bir alt yazı olarak asimilasyon varsa insanlar kendi kimliklerini koruyorlar" dedi.
'MAVİ VATAN BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR'
Yunanistan'ın ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin Ege ve Akdeniz'de maksimalist davranışlarından vazgeçmesi gerektiğini vurgulayan Çelik, "Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti gibi bir devletin varlığını görmezden gelen bir siyasetin varacağı hiçbir yer yoktur. CHP Milletvekili çıktı, Mavi Vatan kavramının aşırı saldırganlık ifade ettiğini söyledi. Bu ifade hangi siyaseti temsil ediyorsa, biz bu siyasetin tamamen karşısındayız. Mavi Vatan bizim kırmızı çizgimizdir. Mavi Vatan, Ana Vatan'ın ayrılmaz bir parçasıdır. Çıkıp da 'Mavi Vatan kavramını Yunanistan'a karşı ya da başkasına karşı bir saldırganlık içeriyor' diyorsa ve bunu da Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi sıfatıyla söylüyorsa bunun tamamen karşısında olduğumuzu ifade etmek isterim. Mavi Vatan, Ana Vatan'ın ayrılmaz bir parçasıdır, vatandaki hak ve menfaatleri korumak için her şeyi yaparız. Her türlü bedeli öderiz her türlü mücadeleyi veririz" diye konuştu.
Kendilerinin hiçbir şekilde işgalci ya da yayılmacı emelleri olmadığını söyleyen Çelik, "Mavi Vatan'da yürüttüğümüz faaliyetler uluslararası anlaşmalara uygundur ve buna da tamamen hukuka uygun bu şekilde ülkemizin hak ve menfaatlerini gözettiğimiz çalışmalardır" dedi.
Çelik, 'Mavi Vatan ifadesi saldırgandır' açıklamasına ilişkin, "Ancak Yunan parlamentosunda ifade edilecek bir sözün Türkiye'de ifade edilmesi son derece üzüntü vericidir" değerlendirmesinde bulundu.
'BU BİZİM İŞİMİZ DEĞİL'
Anayasa çalışmalarına ilişkin kendilerine gelen sorular olduğunu belirten Çelik, "Laiklik prensibi sadece bir düzenleme olarak değil aynı zamanda da bir toplumsal barış ilkesi olarak Anayasa'daki yerini koruyacaktır. AK Parti, laik devlet düzenini savunmaktadır. Demokrasiyle laiklik arasındaki ilişkinin gerçek prensiplere dayanan dengeli bir ilişki olması gerektiğini partimizin kuruluşundan beri ortaya koyduk" dedi.
Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Çelik, "Sanat alanı, sinema, dizi alanı kendi özgürlüğü olan bir alan. Bizim siyasetçi olarak, 'Bu diziyle ilgili şunu düşünüyorum' dememiz öznel bir yaklaşım olur. Bu bizim işimiz değil. Burada sanat ve dizinin kendi özgürlüğü var ve dünyada bu mekanizmaların denetlenmesi var. Toplumda infial uyandıran konular değerlendirilir. RTÜK çerçevesinde bir değerlendirme sürekli olarak yapılıyor. Denetleme ve özgürlük alanını birlikte götürmeye çalışan bir yaklaşım. RTÜK kurumsal olarak da bir açıklama yapıyor. Biz şu tarafındayız işin, vatandaşlarımızın talepleri geldiğin ilgili kurumlara bunu iletiyoruz" ifadelerini kullandı.
'ZANNEDİLEN KADAR GÜVENLİ BİR ALAN DEĞİL'
Çelik, dün sosyal medyada yaşanan aksaklığa ilişkin, "Eş zamanlı olarak görüldü ki bu alan zannedilen kadar güvenli bir alan değil. Dolayısıyla şöyle bir tablo var, o kadar güveneceğimiz bir şey değil. Buradaki verilerle ilgili güvenlik. Şimdi pek çok ülkede, Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere Avrupa'daki pek çok ülkede bu kurumların kendilerinin aldığı kararların, bunları kullanan insanların verilerinin güvenliğini sağlama konusunda yeterli güvence sağlamadığı açıklandı. Devletlerin ortak bir nokta buluşması, özgürlük ile veri güvenliği arasındaki alanı bir şekilde dengelemesi gerekiyor. Bizim yaptığımız çalışma da bu yönde bir çalışma" dedi.