AK Parti Genel Başkanvekili Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, tv100'ün ses getiren programlarından Candaş Tolga Işık ile Az Önce Konuştum'a konuk oldu.
Kurtulmuş, "Kazana Türkiye demeokrasisi oldu." değerlendirmesinde bulundu. Kurtulmuş, seçimin kaybedeninin CHP olduğunu söyledi, HDP'nin de kaybedenler arasında vurguladı. Kurtulmuş, "Seçmen yerli ve milli olanı seçti." dedi.
"Sinan Oğan, Kemal Kılıçdaroğlu'na destek verse kazanır mı?" sorusuna Kurtulmuş, "Sinan Oğan oy aldığı kitlenin özelliğini bilen birisi. Zaten böyle bir karar vereceğini zannetmiyorum. O kitle "şu tarafa yönelin" denilse bile yönelecek bir kitle değil." yanıtını verdi.
Kurtulmuş şu değerlendirmeleri yaptı:
Sayın Sinan Oğan'ın aldığı oy oranı bir başarıdır. Oy veren seçmenleri analiz ettiğiniz zaman temel, bir numaralı önceliklerinin 'ülkenin bölünmez bütünlüğü' olduğu, hem PKK/PYD gibi bölücü terör örgütlerine FETÖ gibi devletin bütünlüğüne kast etmiş örgütlerle mücadeleyi son decere ciddiye alan bir seçmen kitlesi olduğunu biliyoruz.
Kurtulmuş, "Bugün Sayın Cumhurbaşkanımızın aldığı yüzde 49.5 oy, 1 Kasım Seçimleri'nde AK Parti'nin aldığı oydur." dedi.
"Sayın Kılıçdaroğlu'nun adaylığının Saadet Partisi Genel Merkezi'nde ilan edilmiş olması ve orada "Türkiye laiktir laik kalacak" sloganlarının atılması, İzmir Marşı'nın söylenmesi... Milli Görüş'te bir hayal kırıklığı oluşturdu." diyen Kurtulmuş, "Ecevit hep Türkiye'nin milli siyaset çizgisine destek olmuştur. Kıbrıs Barış Harekatı'ndaki rolü ortadadır. Amerikan ambargolarına karşı direnci ortadadır." değerlendirmesinde bulundu.
Kurtulmuş, ikinci tur tahmininde bulunarak, "Recep Tayyip Erdoğan kimsenin 'gık' diyemeceği bir oranda oy alarak yeniden Cumhurbaşkanı seçilecektir." dedi.
Kurtulmuş şunları söyledi:
Her halükarda kazanan Türkiye demokrasisi oldu. Seçimin kaybedeni öncelik CHP oldu. Cumhurbaşkanlığı yarışına Kemal Kılıçdaroğlu'nu aday gösterdiler, etrafında çok fazla fikir ve siyaset merkezlerini etrafa alarak kendilerinde çok büyük bir koalisyon oluşturdular. Yurt dışından da bazı açık destekleri arkasına aldı. Sosyal medyada 'kazandı' algısı oluşturuldu ama hüsranla karşılaştılar. Bir zamanlar yüzde 15'ler civarında oyları olduğu iddia edilen HDP, yüzde 9'un altına düştü. HDP'yi de bu seçimin kaybedenleri arasına koyabiliriz. HDP, HADEP gibi bir siyasi partinin varlığı sorun değil. Sorun bu siyasi partinin, dağla, terörle arasına mesafe koyamamasıdır. HDP'ye oy veren çok geniş bir kitle 'yeter' diyor. Bir zamanlar Doğu'da, Güneydoğu'da yoldan geçerken güvenlik kuvvetleri 'hava karanlık' diye uyarırdı, şimdi Allah'a çok şükür Türkiye'nin her yerinde en ücra mezrasında halk gece yarılarında oturuyorlar, faaliyetlerini yürütüyorlar. Halk böyle bir huzur ortamı bulmuşken buradan geri dönüş istemiyor.
"CUMHUR İTTİFAKI EN BAŞINDAN BERİ BİR AL-VER PAZARLIĞI İÇİNDE OLMADI"
Cumhur İttifakı en başından beri bir al-ver pazarlığı içinde olmadı. Millet İttifakı'nda başından beri bir pazarlık vardı. Bu pazarlıkta kaybeden CHP oldu. Oyları olmayan partilerin 40'a yakın vekil çıkarması, CHP seçmenin sorguladığı bir nokta oldu. Bizim avantajımız Türkiye'nin temel noktalarında koşulsuz bir ortaklık içerisinde hareket edildi. Cumhurbaşkanımızın aldığı yüzde 49,5 oy, 1 Kasım seçimlerinde AK Parti'nin aldığı oydur. Oyların tamamınin tamamının toplamı birleşik kaplar şeklinde hareket etti.
"TÜRKİYE'DE 2 SİYASİ ÇİZGİ VAR"
Türkiye'de başından beri 2 siyasi çizgi vardır. Bir tarafta yerli ve milli, Türkiye'nin imkanlarına güvenen, batı medenitleri karşısında yenilmediğine inanan bir milli siyaset çizgisidir. Menderes, Özal, Erbakan, Yazıcıoğlu'nu buraya koyabilirsiniz. Diğer tarafta da CHP'nin merkezde olduğu sol gibi görünen ama bal gibi sağcı bir partidir. Ecevit karşı tarafta gözüküyor olmakla birlikte milli hassasiyetleri itibariyle milli siyaset çizgisine destek olmuş birisidir.
"MİLLİ GÖRÜŞ'Ü SEVEN KİTLEDE HAYAL KIRIKLIĞINA YOL AÇTI"
Kılıçdaroğlu'nun adaylığının Saadet Partisi Genel Merkezi'nde ilan edilmesi, 28 Şubat sürecini hatırlatan 'Türkiye laiktir laik kalacak' sloganlarının atılması, İzmir Marşı'nın söylenmesi... Zaten Milli Görüş'ün en temel özelliklerinden birisi Cumhuriyet Halk Fırkası zihniyetine karşı olmasıdır. Böyle bir karşıtlık üzerinde fikri tekamülünü tamamlamış bir siyasi çizginin 2023 seçiminde, tam da karşıdaki adaya destek vermiş olması Milli Görüş'ü seven kitlelerde hayal kırıklığına yol açtı. Yeniden Refah Partisi'nin bu seçimde önemli bir oy olmasının sebebi de bu.
Türkiye sosyolojisinin geleneksel bir 65- 35 dengesi var. Yani 65’i sağ duyulu milli siyaset geleneği diyebileceğimiz, bu partilerin içerisinde olanlar, 35’i de daha çok sol. Bu sağ-solu benimsediğim için söylemiyorum. Tarifi kolay olsun diye söylüyorum. CHP+ HDP %35 sonuç öyle, bu değişmiyor Türkiye’de.
"OĞAN'IN OY ORANI GERÇEKTEN BİR BAŞARIDIR"
Erdoğan-Oğan görüşmesinin içeriğini bilmiyorum. Sayın Oğan'ın oy oranı gerçekten bir başarıdır. Oy veren seçmenleri analiz ettiğimizde birinci öncelikleri Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü olduğudur. Bu anlamda PKK, PYD, FETÖ gibi örgütlerle mücadeleyi ciddiye alan bir seçmen kitlesidir. Millet İttifakı'na oy verme sebepleri FETÖ ve PKK ile gördüğü dirsek temasıdır. Bir tarafta terörle çok etkin bir mücadele yürüten Erdoğan, diğer tarafta "PYD mi bize düşman" diyebilecek kadar aymazlık içinde olan Kılıçdaroğlu. Oğan'a oy veren kitlenin bunu çok iyi değerlendireceğini biliyorum. İkinci tura giriyoruz PKK'nın üst düzeylerinden Kılıçdaroğlu'na destek mesajları geliyor. Kapalı kapılar ardından konuşulanlar ayrı. Yapılmış pazarlıkların olduğu aşikar. CHP'nin doğu mitinglerinde HDP'nin verdiği koşulsuz desteği görüyoruz. Oyun milletin gözünün önünde oynanıyor. Dün kara denilene bugün ak demenin faydası olmadığını düşünüyorum. Oğan oyunu her iki taraftan da almış olabilir.
"CUMHUR İTTİFAKI'NA DESTEK OLACAĞINI SANIYORUM"
(Sinan Oğan, Kılıçdaroğlu'nu desteklerse, Kılıçdaroğlu kazanır mı?) Hayır. Oğan seçmenin özelliğini bilen birisi. Zaten böyle bir karar vereceğini sanmıyorum. Şu tarafa yönelim dese bile o kitle yönelecek bir kitle değil. O da biliyor kimlerden, hangi profilden oy aldığını. Kim ne söylerse söylesin o kitlenin Millet İttifakı'na yönelmeyeceği aşikardır. Oğan'a oy veren kitlenin hangi açıklama yapılırsa yapılsın Cumhur İttifakı'na destek olacağını sanıyorum.
"HÜDA PAR TERÖRE DESTEK OLMUYOR"
HÜDA PAR defaatle "terörle alakamız yoktur, Hizbullah'ın yaptıklarını tasvip etmiyoruz ve benimsemiyoruz, bizim işimiz demokratik siyasettir" açıklamasını yaptı. Siz bir HDP'linin "PKK bir terör örgütüdür" dediğini duydunuz mu? HDP, PKK'nın tezlerini siyasallaştırıyor. HDP ve HÜDA PAR'ı birbirine benzetmek haksızlık olur. AK Parti, Türkiye siyasetinin merkezini inşa etmiştir; bu merkezde yerli, milli, kuşatıcı, demokrat ve reformcu bir çizgidir. Bu çizgiye uyan partilerle iş birliği yapıyoruz. Kürtlerin tek temsilcisi HDP'dir algısı oluşturmaya çalışıyorlar. Kürtlerin birinci partisi AK Parti'dir.
Seçime katılım oranından gayet memnunuz. Katılmayan yurttaşlarımız da gelip oy vermiş. Aynı zamanda da dünyada demokrasi dersi veriyoruz. Türkiye'ye ayar vermeye çalışan çevrelere de 'kendi işinize bakın' mesajı verdik. Muhalefet 'sandık güvenliği' konusunda algı yaratmaya çalıştı ama bunun da böyle olmadığı ortaya çıktı. İkinci tura da büyük bir gücümüzle asılacağız. İkinci tura daha fazla katılım olacağını düşünüyorum.
"İNSANLIK DIŞI BİR SİYASET ANLAYIŞI"
(Deprem bölgesinde AK Parti'nin oyu) Depremin ilk anından beri kamu kurum ve kuruluşları seferber oldu. Milletimiz AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın samimi olarak sahada olduğunu gördü. Eksiklikler var mıydı? Vardı ilk anlarda. Vatandaş 'yaparsa AK Parti yapar' deniyor. Defne'de deprem sonrasında birkaç gün içerisinde Kocaeli Belediyesi, Almanya MÜSİAD Şubesi ile birlikte 40 yataklı hastane kurdu. Defne CHP'nin çok yüksek oy aldığı bir yer. Millet ayrımcılık olmadığını görüyor. Deprem sonrası AK Parti'ye yüksek oy çıkınca, bazı CHP'lilerin ortaya koyduğu şey iğrençtir. Bir tarafta milletin tamamını kucaklamaya çalışan merkezi hükümet ve yerel yönetimler, bir tarafta kendisine oy vermeyeni adam yerine koymayan insanlıkdışı bir siyaset anlayışı.
İkinci turda Erdoğan, hiç kimsenin gık diyemeyeceği bir oranda oy alarak cumhurbaşkanı seçilecektir.