Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi Enes Kara, çektiği videoda ailesinin zoruyla cemaat yurdunda kaldığını anlatarak yaşamına son verdi. Kara, yaşamına son vermeden önce çektiği videoda ailesini ve cemaat yurdundaki uygulamalardan şikayetçi olarak, “Şu an onların zoruyla cemaat yurdunda kalıyorum. Lisede ve ortaokulda yine böyle medreselere sıkça geliyordum bazı tatillerde yatılı kalıyordum. O zamanlar da istemiyordum ama ailem zorluyordu ve haftada 1-2 gün geliyordum ya da yılda 1-2 hafta yatılı kalıyordum çok da zor değildi bir de en fazla üniversiteye kadar gelirim zaten diye düşünüyordum. Burada vakit namazları zorunlu. Cemaat şeklinde kılıyoruz namazdan sonra ders var vs. 30dk sürüyor yaklaşık her vakit, günlük 1 saat burada olan kitaplardan okuman zorunlu haftanın 3 günü cemaat dersine katılman zorunlu yemekleri yine öğrenciler yapıyor, haftanın 1 günü temizliği yine biz yapıyoruz” dedi.
ENES KARA'NIN BABASI CEMAATİ ÖVDÜ
Çocuğunun ölümünden sonra TELE1’den Fırat Yeşilçınar’a konuşan babanın kullandığı ifadeler ise dikkat çekti. Baba Mehmet Kara, Nur cemaatine övgüler getirerek oğlu hakkında, “Sürekli telefonla oynuyordu. İçine kapanık birisiydi. Fazla konuşmazdı. Çevresiyle falan da konuşmazdı. Videosunu izledim” dedi.
Kaldığı yurt hakkında, “Kaldığı yer güzel insanların kaldığı yer. Talebelerin kaldığı yer. Orada kalmasını tavsiye ettim. Devlet yurdunda başvuru yapmadık. Durumumuz iyi. Manevi olarak ahiretine faydası olsun istedim. Ben 25 yıldır Risale-i Nur okuyorum. Bir zararını görmedim. Ben bu cemaatin 25 yıldır içindeyim. Kaldığı yerde hiçbir sorun yoktu. Sürekli arkadaşlarıyla iletişim halindeydik. Birkaç ay kalır sonra alışır dedim. Cenazeyi aldık şu an dönüyoruz Hatay’a. Biz kimseden şikayetçi değiliz. Olaydan sonra durumunu daha iyi anladık” ifadelerini kullandı.
TARİKATTAKİ SATIRLI CİNAYETTE DE BABA TARİKATI ÖVMÜŞTÜ
Antalya'daki cemaat yurdunda satırla başı kesilerek öldürülen 18 yaşındaki Sami Tuğrul'un babası da o yurdu savunmuş hatta çocuğunun cenazesinde Halil Tuğrul Antalya İlim ve Kültür Derneği'ni övmüştü, 'Bugün bizim Şeb-i Arusumuz, biz bunu düğün gecesi olarak düşünüyoruz' demişti.