AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin imzalandığı 4 Kasım
1950 öncesinde meydana gelmiş olayların "zaman bakımından yetki
alanına girmediğine" hükmetti. Bu da "Ermeni
soykırımı" iddiaları da dahil 1950 yılı öncesinde meydana
gelmiş olaylara AİHM kapısının kapandığı anlamına
geliyor.
ntvmsnbc'den Kayhan Karaca'nın haberine göre Sovyetler
Birliği'nin (SSCB) siyasi polisi NKVD, 1940
yılında bugün Rusya 'nın Belarus sınırındaki
Smolensk kenti yakınlarında bulunan Katin ormanında, aralarında
akademisyen, mühendis, doktor , subay ve yedek subayların
da yer aldığı binlerce Polonyalı eliti "komünist ideolojiye muhalif
oldukları gerekçesiyle" katletmiş, suçu da İkinciDünya Savaşı
ve Soğuk Savaş dönemlerinde Nazi Almanyası üstüne
atmıştı.
Ancak Sovyetler Birliği, dağılma sürecinin başlarında, 1990
yılında, Katin katliamı emrinin SSCB tarafından verildiğini itiraf
etmiş, 1940 yılında Polonya'nın Nazi Almanyası ile SSCB arasında
işgal ve paylaşımı sırasında yaklaşık 26 bin Polonyalının
katledildiği ortaya çıkmıştı.
Katliamla ilgili ilk belgeler 1990 yılında dönemin SSCB lideri
Gorbaçov tarafından Polonya lideri Jaruzelski'ye verilmiş ve
SSCB'de soruşturma başlatılmıştı. Fakat Rus yargısı 2004 yılında
183 bölümden oluşan dosyanın 36 bölümünü "devlet sırrı" olarak
sınıflandırma kararı almış ve soruşturmayı kapatmıştı. Katliamda
ölenlerin yakınları tarafından Rusya mahkemelerine yapılan
başvurular da sonuçsuz kalmıştı.
Katliamda hayatını yitirenlerden 15'inin yakınları 2007 ve 2009
yıllarında, Rusya'nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin yaşama
hakkı, kötü muameleyle mücadele ve davaların incelenmesinde
devletlerin tüm kolaylığı sağlama yükümlülükleriyle ilgili
maddelerinin ihlal edildiğini öne sürerek Strasbourg Mahkemesi
önünde "Katin davası" olarak bilinen ve bugün sonuçlanan süreci
başlatmıştı. Polonya devleti de sürece davacıların yanında müdahil
olmuştu.
AİHM başvuruya, 16 Nisan 2012 tarihli daire kararında kısmen olumlu
yanıt vermekle birlikte, davacıların Katin katliamını "insanlık
suçu" ilan etme talebini geri çevirmiş, bu konuya girmemiş ve
Rusya'nın ölenlerin yaşama haklarını ihlal ettiğiyle ilgili
iddialarını da reddetmişti. Davacılar karara AİHM'nin 17 yargıçlı
Büyük Dairesi önünde itiraz etmişti.
Kararını bugün açıklayan Büyük Daire, işlenen suç ne kadar korkunç
olursa olsun, AİHM'nin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin kabul
edildiği 4 Kasım 1950 tarihinden önce meydana gelmiş olaylara
"zaman bakımından yetki alanına girmediği için" bakamayacağına
hükmetti. Strasbourg yargıçları, 4'e karşı 13 oyla, Rusya
Federasyonu'nun sözleşmenin yaşama hakkıyla ilgili maddesini ihlal
etmediğine dair alt daire tarafından alınan kararı teyid etmiş
oldu.
Büyük Daire, davacıların "yıllardır çektikleri acı" nedeniyle "kötü
muamele gördükleri" tezini de 5'e karşı 12 oyla geri çevirdi. Alta
daire bu tezi bazı davacılar için haklı bulmuştu. Büyük Daire buna
karşılık, AİHM'nin Katin katliamıyla ilgili soruşturma konusunda
Rus hükümetinden talep ettiği belgelerin "gizli" oldukları
gerekçesiyle kendisine iletilmemiş olmasını gerekçe göstererek, oy
birliğiyle, Moskova'nın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin davanın
incelenme sürecinde devletlerin mahkeme ile işbirliğini konu alan
maddesini ihlal ettiğine hükmetti.
Nihai olan karar, 1950 öncesi olaylar için "yetki alanına
girmedikleri için incelenemezler" hükmü taşıması bakımından tüm
Avrupa devletleri açısından içtihat oluşturuyor.
AİHM'den Rusya'ya tarihi aklama
AİHM Katin katliamının sorumluluğu konusunda Rusya Federasyonu'nu akladı.
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin