Kelebek yazarları Ömür Gedik, Cengiz Semercioğlu ve Onur Baştürk'ten oluşan Hürriyet Magazin Konseyi, geride kalan haftanın en çok konuşulan olaylarını yorumladılar.
Ahmet Kural çamur atıyor!
Sıla ve Ahmet Kural’ın aşkına en son gıptayla bakılıyordu. Özellikle Kural’ın Sıla’ya baktığı fotoğraf kadınların hayali olmuştu. Şimdi her şey tersine döndü. Konsey bu olayı nasıl değerlendiriyor? Hiçbir şey göründüğü gibi değil mi? Yoksa bugüne gelinceye kadar başka şeyler yaşandı mı?
Cengiz Semercioğlu: Demek ki hiçbir
fotoğraf göründüğü gibi olmayabiliyormuş.
Büyük aşk, büyük tutku denilen fotoğrafın altından son yılların
–ünlüler dünyasında- en büyük şiddeti çıktı. Ahmet Kural özür bile
dilemeyi beceremeyerek kariyerine büyük zarar verdi. Yapı Kredi’yi
de tebrik ediyorum, hukuki sürecin sonunu bekleyeceğiz diye top
çevirmediler, cart diye reklam sözleşmesini yırttılar. Erkekler bu
örnekleri gördükçe eline, beline, diline hakim olmayı sonunda
öğrenecek. Öğrenmezsen bunları yaşarsın...
Onur Baştürk: Bir fotoğraf karesine bakarak
“Aman da ne büyük ne tatlı bir aşk” demek gerçekten aldatıcı. Her
aşk kendine göre büyüktür zaten, yaşayanlara öyle gelir. Ama burada
başka bir olgu var: Şiddet. Daha doğrusu şiddeti normalleştirmiş
bir adam.
Dolayısıyla beş dakika önceki fotoğrafta sevgiyle bakıp beş dakika
sonra içinden kadını evire çevire dövmek geçiyorsa, o zaman bu aşka
gıptayla bakılmasın ne olur.
Ömür Gedik: O fotoğraftaki romantik adamın aşk
dolu olduğu düşünülen bakışları bu son olaylardan sonra şiddete
meyilli adamların bakışlarıyla karşılaştırılır oldu. Nereden
nereye...
Hastalıklı aşklar vardır. Aşkın ve tutkunun yoğunluğu kıskançlık ve
öfke duygularını da körükler ve istenmeyen kavgalar yaşanabilir.
Ahmet Kural’ın durumu da böyle sanırım.
'Herkesin ayıbı kendine diye düşünmeliydim' Son bir açıklama daha yapıp Sıla’dan özür dileyen Ahmet Kural ardından şu garip cümleyi ekledi: “O gece, benimle paylaştığı şeyleri itidalli şekilde karşılayabilmeliydim. Herkesin ayıbı kendine diye düşünmeliydim.” Kural, uyguladığı şiddeti haklı göstermek için çamur mu atıyor?
Onur Baştürk: Evet, resmen çamur atıyor.
Şiddetin gerekçesi, mazur gösterici bir nedeni olmaz.
Ahmet Kural bu olayla beraber duvara tosladığı için son çare olarak
tribünlere oynamayı seçmiş.
“Ahlaksız şeyler duydum, dayanamadım patlattım bir tane” demeye
getiriyor.
Ama artık tribünler de yemiyor böyle şeyleri.
Ömür Gedik: Keşke pişmanlığını bir bahaneye
yaslanmadan dile getirseydi. Öfkenin, dayağın, şiddetin ne olurda
olsun bahanesi olamaz çünkü.
Şiddetle karşısındakini yola getirmeye çalışan, öfkeyle karışık
kıskançlık üzerinden ilerleyen erkeklerin bahanelerle ve yapılan
yanlışı hafifletmeye yönelik cümlelerle süslenmiş özürleri hiç
samimi gelmiyor.
Cengiz Semercioğlu: Bu Ahmet Kural’ın
acizliğini bir kez daha gösteren bir açıklama oldu. Tipik kendine
güvensiz, güçsüz erkek sendromu işte...
Sana ne demiş olabilir? Neyi ima ediyorsun?
Neden hâlâ özür dilerken bile bel altından vurmaya çalışıyorsun?
Tut ki, “Seni aldattım” desin... “Allah seni bildiği gibi yapsın”
dersin vurur kapıyı çıkarsın.
Yazının devamını okumak için TIKLAYIN