24 TV Genel Yayın Yönetmeni Yiğit Bulut'un yeni görevi için "Cuk oturmuş, pek yakışmış, ala olmuş, acayip münasip kaçmış" yorumlarını yaptığı Ahmet Hakan'ın bugünkü köşesinde yayınlanan yazısı şu şekilde:
"Artık hiç şaşırmıyorum
-GEZİ patlamasının ikinci günüydü...
“Başbakan Erdoğan şimdi çıkacak, bu işi kendi lehine çevirecek
adımı atacak” dedim. Yanıldım ve şaşırdım.
-Başbakan Erdoğan’ın Kuzey Afrika gezisi dönüşü... “Şimdi çıkıp
süper bir balkon konuşması yapacak, gerilimi bitirecek. Kesin
bilgi, yayalım” dedim. Yanıldım ve şaşırdım.
-Gezi’nin birinci haftası... İktidarın etrafında kümelenmiş
entelektüel birikim sahiplerinden, danışmanlardan, sosyologlardan,
profesörlerden, doçentlerden, Amerikalarda, Avrupalarda okumuş genç
ve parlak beyinlerden “incelikli analizler” bekledim. Yanıldım ve
şaşırdım.
-“Faiz lobisi, dış mihrak” falan sözlerinin ortaya atıldığı ilk
gün... “Şimdi neyin ne olduğunu gayet iyi bilen Ali Babacan
çıkacaktır ve ‘Arkadaşlar, o kadar da saçmalamasak’ diyecektir”
dedim. Yanıldım ve şaşırdım.
-Sırf Gezi’de aykırı gittiler diye Cengiz Çandar’a, Şahin Alpay’a,
Hasan Cemal’e, Cengiz Aktar’a ve benzerlerine “darbeci” denildiği
an... “Şimdi bir aklıselim hükümet yanlısı çıkar ve ‘Arkadaşlar ne
yapıyorsunuz’ der” dedim. Yanıldım ve şaşırdım.
-“Camide içki, camide grup seks” türü palavralar ilk ortaya
atıldığı zaman... Şimdi hükümetten birileri, bu tür iddiaların
sürekli gündemde tutulmasına itiraz eder ve “Halkımızı
kışkırtmayalım, Allah muhafaza toplumsal barışımız darmadağın olur”
der diye bekledim. Yanıldım ve şaşırdım.
-Gezi’nin 10. günü falan... “İktidar artık çok farklı bir medya
politikası izleyecektir” dedim. Yanıldım ve şaşırdım.
-TOMA yoğunlaşmasının başladığı an... “İlk günler şaşkındılar,
böyle bir olayı beklemiyorlardı, o yüzden TOMA’ya abandılar... Ama
artık Gezi’yi TOMA’yla çözmeye daha fazla devam etmeyeceklerdir”
dedim. Yanıldım ve şaşırdım.
-Cadı avları, hedef göstermeler, şafak operasyonları, ev
baskınları, kelepçeler, gözaltılar, tutuklamalar başladığı an...
“28 Şubat’ı yaşamış insanların iktidarında bunlara tevessül
edilmez” dedim. Yanıldım ve şaşırdım.
-Ölüm haberleri geldiği an... Her bir iktidar yetkilisinden ayrı
ayrı “Ölenler için Allah’tan rahmet diliyoruz” cümlenin
gelebileceğini düşündüm... Yanıldım ve şaşırdım.
-Palalar, sopalar falan ortaya çıktığı an... Hele palalı serbest
kaldığında... “Tamam” dedim, “Şimdi bütün bir kabine ‘Olmaz böyle
şey’ diye yeri göğü inletecek”. Yanıldım ve şaşırdım.
Ve şaşıra şaşıra şaşırmamasını öğrendim.
*
Önceki gün...
Ankara’dan bir haber geldi... Dediler ki “Yiğit Bulut Başbakan’a
başdanışman olmuş”.
Hiç şaşırmadım... Zerre kadar. “Hadi ya?” demedim, “Yok artık”
demedim.
Sadece gülümseyerek şöyle şeyler söyledim:
“Cuk oturmuş, pek yakışmış, âlâ olmuş, acayip münasip kaçmış”.
*
Değişmez bir yasadır:
Bir iktidar rasyonaliteyle bağlarını zayıflatırsa...
Yiğit Bulut gibilerle bağlarını kuvvetlendirir."
Yazının tamamını okumak için tıklayınız.