Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Yılmaz Özdil, geçtiğimiz günlerde Halk TV'de Uğur Dündar sunduğu "Halk'ın Arenası" programına konuk olmuştu.Programda Halk TV'nin Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'la yaptığı röportaj yayınlanmış ve Esad Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a sert sözler söylemişti.
Esad'ın Erdoğan için söylediklerine Yılmaz Özdil de, "Kimse Türkiye Cumhuriyeti Başbakanına hakaret edemez" diyerek röportajı eleştirmişti. Başbakan'ı süreklli eleştiren yazılar yazan Özdil'in bu tavrı da okuyucuları tarafından tepki çekmiş ve ünlü köşe yazarı "Kaç para aldın RTE'den? Sen de mi yalaka oldun? Tayyip seni de korkuttu demek" gibi eleştiriler almıştı.
Hürriyet'in bir diğer köşe yazarı Ahmet Hakan'da bugünkü köşesinde bu olaya değinerek sürekli aynı çizgide yazan yazarların farklı bir fikir beyan etmemesi gerektiğini yazdı.
Ahmet Hakan'ın yazısı şu şekilde
"Her Allah'ın günü "aman hükümetim,canım hükümetim" diye kalem oynatan yandaş köşe yazarı ile her Allah'ın günü "bu hükümetin bi tane bile iyi iş yok aga" diye kalem oynatan anti-AKP köşe yazarının dramı aşağı yukarı aynıdır.
Yılın 364 günü hükümetin faziletlerini anlatan ve okurlarını buna fena halde alıştıran yandaş köşe yazarı yılın bir günü yanılıp da hükümete laf atmaya kalkınca...
İşitmediği kalmaz:
Demek sen de darbeci oldun derler.
Demek sen de Kemalist oldun derler.
Demek sen de elitist oldun derler.
Hatta demek sende Silivri'yi özlüyorsun bile derler.
Kendisini bir tür AKP'ye çakma makinesi olarak olarak konumlandırıp okurlarını buna alıştıran anti- AKP köşe yazarı hayatında bir kerecik "o kadarda değil aga" dediğinde...
İşitmediği kalmaz.
Demek sen de yalaka oldun derler.
Demek sen de şakirt oldun derler.
Demek sen de jölelendin derler.
Hatta kaç para kaptın bile derler.
Hep aynı yeri tokaktlayan ya da hep aynı yeri koltuklayan köşe yazarlarına tavsiyemdir.
Böylesi dramlar yaşamak istemiyorsanız,
Kırk yılda bir de olsa çıkıntılık yapmak için kasmayın.
Durmayın yola devam edin.
Yoksa kafa konforuna alıştırdığınız okurlarınızın asfalyalarını attırıveririsiniz.
Ahmet Hakan'ın yazısının diğer bölümlerini okumak için TIKLAYINIZ