Yeşilçam'ın en tonton, en sempatik ismi Adile Naşit, bundan 30 yıl önce, henüz 57 yaşındayken aramızdan ayrıldı. 'Hafize Ana' karakteriyle, TV ekranlarından miniklere anlattığı masallarla, rol aldığı onlarca filmle toplumun gönlünde taht kuran Naşit'in vefatı, tüm Türkiye'yi yasa boğmuştu.
Adile Naşit’in babası komedyen Komik-i Şehir Naşit, annesi de tiyatro oyuncusu Amelya Hanım’dı. Anne tarafından Ermeni, baba tarafından Rum’du. Türkiye sinema tarihine adını bir daha asla silinemeyecek şekilde yazdırdı.
Adile Naşit, sanatçılarla dolu bir ailede büyümüştü. ağabeyi Selim Naşit gibi, 1950’de evlendiği ilk eşi Ziya Keskiner de tiyatrocuydu. Tiyatro ile 14 yaşında tanıştı. İstanbul Şehir Tiyatroları, Çocuk Tiyatrosu’na girerek, sahneye adımını attı. Daha sonra bulvar tiyatrosunun öncü ismi Muammer Karaca’nın tiyatrosuna adımını attı.
Ustalarla rol aldı
Bir dönem Aziz Basmacı ve Vahi Öz ile birlikte tiyatro topluluğu kurdu. Üçü, sahneden halka sesleniyordu. Eşi Ziya ve ağabeyi Selim ile kurdukları Naşit Tiyatrosu çok sürmedi. Sahneyi o kadar çok seviyordu ki, sinemaların getirdiği şöhret onu tatmin etmiyordu. Gazanfer Özcan – Gönül Ülkü ile birlikte de çalıştı. Halk onu, Hisseli Harikalar Kumpanyası, Neşe-i Muhabbet, Şen Sazın Bülbülleri gibi müzikallerde de izledi. beğeni topladı.
Aile Naşit'i Uğur Dündar' anlattılar
Birlikte çalıştığı Gazanfer Özcan, Münir Özkul, Sezen Aksu, Müjde Ar, Perran Kutman, TRT’de yayınlanan Uğur Dündar’ın sunduğu ‘İşte Hayatınız’a konuk olan Adile Naşit’i anlattı.
‘Güç dayanışmadan doğar’
Yeşilçam'ın sempatik ismi, yeri geldiğinde set işçileri, oyuncular, kameramanlar, yönetmenler ve yapımcılar için de harekete geçiyordu. Türk Filmciler Derneği, İstanbul Saray sinemasında “güçbirliği” toplantısı yaptı. Toplantıya bin 500′ yakın kişi katıldı. Toplantıda güler yüzü ve sempatik tavırlarıyla ‘Güç dayanışmadan doğar’ dövizini taşıyan da Adile Naşit’ti…
Münir Özkul'suz anılamaz
Sinemaya ilk adımını 1947’de attı. Ancak yıldız oluşu 1970’li yıllarda gerçekleşti. O dönemler Yeşilçam’ın da altın çağıydı. O da Yeşilçam’ın altın oyuncusuydu. 1976’da İşte Hayat adlı filmdeki rolüyle Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı. Hababam Sınıfı’ndaki rolü öyle çok sevildi ki, bugün bile sadece onun için seriyi açıp tekrar izleyenler az değil! Canlandırdığı rollere verdiği ruh kadar, jest ve mimikleriyle de taraflı tarafsız herkesin sevdiği isimdi. Hababam Sınıfı’nda haylaz öğrencilere arka çıkan Hafize Ana’ydı, aile temalı filmlerde ise çocukları için her şeyi göze alan anneydi. Münir Özkul onsuz, o Münir Özkul’suz anılamazdı.
O, Türkiye'nin annesiydi...
Aşık olup evlendiği Ziya Keskiner 1982 Temmuz’unda ansızın hayata gözlerini yumdu. Adile Naşit, ölüm acısına alışıktı. 1966’da henüz 16 yaşında olan oğlunu kaybetmişti. Ölüm nedeni kalp rahatsızlığıydı. Bu elim olay çocuklara ilgisini daha da artırdı. 1980 yılında TRT’de ‘Uykudan Önce’ isimli çocuk programı yapmaya ve miniklere masallar anlatmaya başladı. Onu dinlemeden uykuya dalan çocuk sayısı çok azdı. O kadar çok sevildi ki, 1985 yılında ‘Türkiye’nin Annesi’ seçildi.
Kansere yenik düştü
Adile Naşit, canlandırdığı roller kadar nezaketi, tevazusu ve kahkahasıyla da sinemaya rengini verdi. 11 Aralık 1987’de bağırsak kanserine yenik düştü. Genç sayılabilecek bir yaşta (57) aramızdan ayrıldı. 13 Aralık’taki cenazesine binler katıldı.
