15 Temmuz darbe girişimi sonrası başlatılan soruşturma kapsamında İstanbul Şehir Tiyatroları'nda çalışan çok sayıda sanatçı, geçtiğimiz pazartesi günü açığa alınmıştı.
Sanatçılar, Sevinç Erbulak, Kemal Kocatürk, Mahberi Mertoğlu, İrem Arslan ve Arda Aydın'la birlikte açığa alınan ve 42 yıldır İstanbul Şehir Tiyatroları'nda görev yapan yönetmen Ragıp Yavuz, Medyatava'ya konuştu.
Kararı şaşkınlıkla karşıladığını belirten Yavuz, açığa alınan kadrolu isimler arasında Şehir Tiyatroları personellerinden Hüseyin Sorgun'un da olduğunu açıkladı.
Şehir Tiyatroları'na ilk olarak 1974 yılında başlayan Yavuz, 1978 yılında ise kadrolu oldu. Ardından 12 Eylül döneminde 1402 sayılı yasayla Şehir Tiyatroları'ndan ihraç edildi. Bu gelişmenin ardından uzun yıllar yurt dışında kalmak zorunda kalan Yavuz, 1995 yılında Türkiye'ye dönerek Şehir Tiyatroları'na tekrar başvuruda bulundu. Yavuz, 1999 yılından itibaren yeniden Şehir Tiyatroları'nda çalışmaya başladı.
MT: Karar sizlere sözlü olarak mı tebliğ edildi, suçlamalara ne yanıt vereceksiniz? Şehir Tiyatroları'nda açığa alınan başka isimler var mı?
Ragıp Yavuz: Sanırım neden böyle olduğunu hiçbirimiz yanıtlayabilecek durumda değiliz. Yani sapla saman o kadar karışmış vaziyette ki… Onun üstüne bir de OHAL koşulları eklendi. Benim zaten ihraç istemiyle açılmış iki tane soruşturmam var. Yani Şehir Tiyatroları beni ihraç etmek istiyorsa, böyle bir şeye ihtiyacı yok. Benden ne FETÖ’cü çıkar, ne de darbeci… Onun için neden böyle olduğu devletin kendi içindeki karışıklıkla izah edilebilir. Çünkü onbinlerce insan yer değiştiriyor, açığa alınıyor, işten el çektiriliyor, gözaltına alınıyor ve tutuklanıyor… Dışarıdan görebildiğimiz kadarıyla devlet işgal edilmiş vaziyette.
Geçtiğimiz pazartesi günü Büyükşehir Belediyesi İnsan Kaynakları, bizler hakkında bu türlü bir soruşturma başlatıldığını ve açığa alınmamız kararı alındığını yazılı olarak müdüre bildirdi. Müdürün yapması gereken o evrakı bize göstererek okuyup, sözlü olarak tebliğ yapmak. Şimdi bundan sonra bireysel olarak hepimize teftiş kurulu müfettişlerinden soruşturma celb edilecek. En başta da söylediğim gibi darbe öncesi açılan ve sürmekte olan iki tane soruşturmam zaten vardı. Bu soruşturmalar da muhalif olarak yaptığım röportajlar ve sosyal medya paylaşımlarım nedeniyle başlatıldı.
Bir de Şehir Tiyatrosu’nda taşeron şirket aracılığıyla çalıştırılan çok sayıda sanatçı var. Bu sanatçılardan 19’unu çalıştıkları taşeron şirket telefonla arayarak, Büyükşehir Belediyesi İnsan Kaynakları Müdürlüğü’nün aldığı bir karar üzerine ‘performans yetersizliği’ nedeniyle işlerine son verildiğini bildirmiş. Fakat sanatçının performans yetersizliğine ne o taşeron şirket karar verebilir, ne de Büyükşehir Belediyesi İnsan Kaynakları… Bu tamamen Genel Sanat Yönetmenliği’nin ve Yönetim Kurulu’nun yetkisinde olan bir şey. Bu çocukların hepsinin sürmekte olan oyunları var. Bu hayata geçirildiği takdirde Şehir Tiyatrosu’nda en az 20-25 oyun perde açamaz duruma gelir. Bu durumda da 1 Ekim’de Şehir Tiyatrosu nasıl bir repertuarla perde açar bu da çok meçhul…
Bizim bireysel olarak bu işten zedelenmemiz, incinmemiz, zarar görmemiz ve belki işimizi kaybetmemizin yanı sıra, bu operasyon aslında Şehir Tiyatrosu’nun sanatsal işleyişi anlamında da çok büyük tahribat oluşturur.
10 gün içinde Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu müfettişlerinden celb bekliyoruz. O celbe göre hem suçlama netleşecek, hem de soruşturmanın konusunu biz net olarak anlayıp ifadede savunma vereceğiz.
Canan Kaya / Medyatava