ABD merkezli İnsan Hakları Savunucusu Doktorlar (PHR) örgütü, yayınladığı 32 sayfalık bir raporla, Türkiye'de polisin Gezi Parkı protestolarında biber gazını halka karşı silah olarak kullandığını belirtti ve Türkiye’de biber gazının yasaklanması gerektiğini savundu.
ABD’nin önde gelen sivil toplum kuruluşlarından, dünyada sağlık
alanında yaşanan insan hakkı ihlallerini araştıran İnsan Hakları
Savunucusu Doktorlar (PHR) örgütü, Türkiye’deki Gezi Parkı
protestoları sırasında polisin olaylara müdahale şeklini eleştiren
sert bir rapor yayınladı.
Hürriyet gazetesinden Tolga Tanış’ın haberine göre raporda,
polisin orantısız şiddet uyguladığı, biber gazını halka karşı silah
olarak kullandığı ve kasti olarak da sağlık kuruluşlarını,
personelini hedef aldığını belirtildi.
DeDe Dunevant, Eliza Young, Michele Heisler, Vincent Iacopino’dan
oluşan dört kişilik bir doktor heyetinin haziran sonunda Türkiye’de
yaptığı bir haftalık incelemelerden sonra hazırlanan ve dün
yayınlanan 32 sayfalık raporda, PHR, İstanbul’daki Gezi
Parkı’nın yıkımını protesto için başlayan barışçıl gösterilerin
uluslararası hukuka aykırı şekilde bastırıldığını ifade ediyor.
Polisin biber gazı, plastik mermi, tazyikli su, darp ve silah
kullanarak uyguladığı şiddetin de, 8000’den fazla kişinin
yaralanmasıyla sonuçlandığını belirtiyor.
130 bin kapsül biber gazı
Mağdur ve görgü tanıklarıyla yapılan görüşmeler sonucu yazılan
raporda, Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve İnsan Hakları Derneği
(İHD) gibi sivil toplum kuruluşlarının olaylarla ilgili açıkladığı
verilerden de yararlanılıyor. Buna göre gösterilerin başlangıcından
itibaren güvenlik güçlerinin resmi verilere göre 130 bin kapsül
biber gazı kullanarak ülkenin yıllık biber gazı rezervini 20 günde
bitirdiği hatırlatılıyor.
169 mağdur vakası
PHR’ın incelediği 169 mağdurun fiziksel ve psikolojik verilerine
göre bu mağdurların tümünün biber gazına maruz kaldığı ve çeşitli
hastalık belirtileri gösterdikleri ifade ediliyor. Bu belirtiler
arasında da solunum problemleri, alerji ve deri kaşıntıları, işitme
kaybı, yüksek tansiyon yer alıyor.
Raporda, protestolara katılan sağlık görevlilerine ve
göstericilerin bakımını üstlenen sağlık kuruluşlarına yapılan
müdahaleler de detaylı olarak inceleniyor. Ve yaralanan
göstericilere müdahale eden sağlık personelinin gözaltına alınması,
revirlere yapılan saldırılar sıralanıyor. Ayrıca sağlık bakanlığı
tarafından Temmuz ayında parlamentoya sunulan, acil sağlık
hizmetlerinin bazı gereklerini suç kapsamına alan yasa taslağının
mevcut yasama yılında kabul edilme ihtimali olduğu
hatırlatılıyor.
Kullanım yasaklanmalı
Raporu hazırlayanlardan Dr. Iacopino, çalışmayla ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Gezi Parkı gösterileri sırasında Türkiyeli yetkililer tarafından hem göstericilere hem de göstericileri tedavi eden sağlık personeline karşı kullanılan gücün biçimi ve şiddeti orantısızdır ve kabul edilemez. Türkiye’de biber gazının her türlü kullanımı yasaklanmalı ve hükümet yetkilileri bu tarz istismarların önlenmesinin garantisini vermelidir.”
Tasarı reddedilmeli
PHR’ın yönetim kurulu üyesi Dr. Heisler ise raporla ilgili şöyle konuştu:
“Türkiyeli yetkililer yaralıları tedavi eden doktorları ve revirleri kasıtlı olarak hedef almakla kalmayıp şimdi de bu sağlık hizmetlerini suç unsuruna dönüştürmek için çaba sarf ediyorlar. Sağlık Bakanlığı’nın Türk Ceza Kanunu’nu ihlal edecek bu yasa tasarısı sağlık çalışanlarının yaralılara korkusuzca ve tarafsızca sağlık hizmeti sağlayabilmeleri adına reddedilmelidir.”
Baskı rejimlerini araştırıyor
1986’da kurulan PHR, Şili’deki Pinochet diktatörlüğünün sağlık görevlilerine uyguladığı baskıları araştırmış, ardından 1988’de Irak’ta Saddam rejiminin kimyasal silah kullanımını belgelemişti. Örgüt, Bahreyn’de doktorlara yapılan sistematik saldırılar, İran’daki doktor tutuklamaları, Suriye ve eski Yugoslavya’daki sağlık kuruluşlarının hedef gösterilmesi gibi konuları da araştırdı.