Meclis Başkanı Şentop sözlerine şöyle devam etti;
“Tarihin akışının hızlandığı, zor ve stratejik kararların verilmesini gerektiren, çok önemli bir dönemden geçiyoruz. Elimizdeki paradigmalar, dünün ve bugünün anlayışları, yaklaşımları, modelleri, dünyada olup bitenleri tam olarak anlamamıza yardımcı olmuyor. Olan bitene müdahale etme, etkileme imkanı sunmuyor. Eski dünya bitti; yeni bir dünyanın kurulması gerekiyor. Bunun sancılarını, ayak seslerini çok yakında hissediyoruz. Bütün gündem maddelerini değiştiren, önemsiz hale getiren büyük bir krizle, burnumuzun dibinde bir savaşla karşı karşıyayız. Büyük bir ateş, bir büyük yangın evlerimizin önüne kadar geldi.”
“BU KRİZ ÖNLENEBİLİR MİYDİ?”
Ukrayna’daki savaşın Avrupa’yı ve bütün dünyayı tehdit ettiğini belirten Şentop “Bir taraftan, uluslararası hukukun çiğnenmesi, ülkelerin egemenlik haklarının ve toprak bütünlüklerinin yok sayılması, diğer taraftan insanların öldürülmesi, yerlerinden edilmesi, hepimizi büyük bir insani krizle karşı karşıya bıraktı. Başta gıda ve enerji alanlarında olmak üzere, bir çok alanda büyük bir ekonomik krizin de bizi beklediğini belirtmek isterim. Bu kriz önlenebilir miydi? Elbette önlenebilirdi. Son çeyrek yüzyılda, rehavete, stratejik körlüğe, çıkar ve basit hesapları öne almak yerine, uluslararası hukuku, gerçek manada adaleti, dünya barışını koruyacak stratejik yaklaşımları ve dünyanın yeni gerçekleriyle uyumlu uluslararası kurumsallaşmaları hedefleseydik bugünleri yaşamazdık” ifadelerini kullandı.
“BUNLARIN BİR FAYDASI OLACAĞINA UKRAYNA DA VE ZELENSKİY DE İNANMIYOR”
TBMM Başkanı Şentop konuşmasına şöyle devam etti;
“Eğer Afganistan'da, Irak'ta, Suriye'de, daha önceleri orta ve güney Amerika'da uluslararası hukuk, insan hakları, demokrasiler ilkesel olarak savunulsaydı bugün Ukrayna'daki kriz ortaya çıkmazdı. Eğer 2008'de Gürcistan'da meydana gelen kriz karşısında kararlı ve etkili adımlar atılabilseydi, 2014'te Kırım konusunda kararlı ve etkili bir duruş sergilenseydi bugünkü tablo ile karşılaşmazdık. Avrupa Birliği stratejik düşünme, önemli olanı görebilme, geleceği öngörebilme konusunda zaafiyet içerisinde. Üstelik, İngiltere'nin birlikten ayrılmasıyla beraber, siyasi ve stratejik boyutu zayıflayan, güçlü ve kapsayıcı gelecek perspektifleri yerine bir kaç küçük ülkenin basit kaprislerine rehin kalan, Türkiye gibi, Ukrayna gibi büyük ve jeo-stratejik önemi ve ağırlığı olan ülkeleri birliğe dahil etmeyi beceremeyen bir Avrupa Birliği ile karşı karşıyayız. Bakınız. Dün ve bugün, buradaki bütün üye ülkeler Ukrayna ile alakalı konuştu, görüş belirtti; ama bu sözlerin, savaşı durdurmaya, insani dramı sonlandırmaya bir faydası var mı? Yok. Bildiriler yayınladınız... Zelensky'yi video konferans yoluyla parlamento oturumlarına bağlıyorsunuz. Çok çok takdir ediyorsunuz. Bir faydası var mı? Yok. Bunların bir faydası olacağına Ukrayna da ve Zelensky de inanmıyor zaten. Siyasi magazin. Siyasi gevezelik.”
“TOPLANTINIZIN MİSAFİRİ, TÜRKİYE'YE AYAR VERME DERDİNDESİNİZ”
Meclis Başkanı Şentop bugün İstanbul’da gerçekleşmekte olan barış müzakerelerine de dikkat çekerek “Bugün bu dakikalarda, Türkiye'de, İstanbul'da, Ukrayna ve Rusya arasında çok üst düzey bir toplantı yapılıyor. Türkiye'nin, Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan'ın aylarca süren yoğun diplomasi trafiği sonuç vermeye başladı. Hem Ukrayna'nın, hem de Rusya'nın dürüstlüğüne ve adaletine güvendiği bir ülke olarak Türkiye arabuluculuk misyonunu yerine getiriyor. Zelensky, Rusya ile yapacağı görüşmeler için Türkiye'yi adres gösteriyordu. Bunu Rusya da kabul etti. Ve bugün Ukrayna ve Rusya arasında üst düzey görüşmeler İstanbul'da başladı. Bununla da kalmıyor. Zelensky yapılacak olan bir anlaşmada, buradaki üye ülkelerden birini değil, Türkiye'yi barışın garantörü olarak görmek istiyor. Peki siz ne yapıyorsunuz? Burada, Slovenya'da, AB üyesi ülkeler parlamento başkanları toplantısında, Ukrayna'da büyük bir savaş ve büyük bir kriz varken, büyük bir insani dram yaşanırken, büyük bir ateş, büyük bir göç dalgası Avrupa'nın kapısına gelmişken burada ne yapıyorsunuz? Bizzat kendinizin davet ettiği, toplantınızın misafiri, Türkiye'ye, Avrupa'yı tehdit eden Ukrayna'daki bu büyük ateşi durdurmak için canla başla çalışan Türkiye'ye ayar verme derdindesiniz. Türkiye'ye, haksız, insafsız, güya üstenci bir yaklaşımla laf sokuşturmaya çalışıyorsunuz. Avrupa'nın bugününe, yarınına, bir kibrit çöpü kadar faydası olmayan bir kaç küçük ülkenin kaprislerine esir olarak bunu yapıyorsunuz. Avrupa'nın, bölgemizin gelecek perspektiflerini bir kaç küçük ülkenin basit hesaplarına ipotek veriyorsunuz. Yazık” ifadelerini kullandı.
“BOSNA’DA, AVRUPA’NIN ORTASINDA SOYKIRIMI ENGELLEYEMEDİNİZ”
Şentop konuşmasına şöyle devam etti;
“Başımızı ellerimizin arasına alıp, ciddiyetle düşünme zamanıdır. Kendimizi kandırmayalım. Avrupa'nın ortasında bir savaşı, bir soykırımı engelleyemediniz. Bosna'da. Ukrayna'da gerginliği, savaşı engelleyemediniz. Savaş Avrupa'nın kapısında. Afrika'dan, Orta-Doğu'dan gelen deri rengi ve kültürü sizden farklı insanları göçmen olarak topraklarınıza sokmamak için botları batırdınız, geri itme ile insanları ölüme terk ettiniz, Akdeniz'i göçmen mezarlığına çevirdiniz. Şimdi daha büyük bir göç dalgası kapınızda. Siyaset gerçeklikler üzerine kurulur. Eğer gerçeklerden kopar, zihninizdeki asılsız varsayımlar, kurgular, önyargılar üzerine siyaset kurarsanız, o zaman etkisiz olursunuz; büyük siyasi oyundan düşersiniz. Bugün olduğu gibi güvenilir olmaktan çıkarsınız. Yeni arayışlara bölgeyi ve dünyayı mecbur edersiniz. Nitekim, İngiltere- ABD ekseninde, başka bir stratejik alanın oluşturulmaya başlandığını Ukrayna kriziyle beraber müşahade ediyoruz. Değerli arakadaşlar. Türkiye büyük bir ülke. Küçük işlerle ve küçük hesaplarla işimiz yok. Türkiye bugünkü güç ve itibarını AB üyesi olarak kazanmış değildir. Arslanların, esasen, sürü ile gezmeye ihtiyacı yoktur. Önyargısız, çifte standartsız, Türkiye'nin, Avrupa'nın, bölgemizin ve dünyanın gerçeklerine uygun akılcı yaklaşımlarla AB üyelik sürecinin geliştirilebileceğine inanıyoruz. Avrupa'nın ve AB'nin geleceği Türkiye ile beraberdir.”
“YUNAN POLİTİKACILARIN YERLEŞİK ADETİDİR”
Meclis Başkanı Şentop “Yunanistan Meclis Başkanı konuşmasında provokatif bir yaklaşımla Türkiye'ye saldırdı. Bu Yunan politikacıların yerleşik bir adedidir. Milli kimlikler, güçlü bir tarih ve öz değerler üzerine kurulur. Karşıtlık üzerinden milli kimlik inşası zayıftır, sürdürülebilir olamaz. Kıbrıs konusu hukuken çok açıktır. Bir hukuk profesörü olarak bu konuyu saatlerce konuşabilirim, tartışabilirim. Türkiye, İngiltere ve Yunanistan ile beraber Kıbrıs'ta garantör ülkedir. 1959 Zürih ve Londra anlaşmalarına göre Yunanistan, Kıbrıs'ı bir Yunan adası yapmak için 1962'den 1974'e kadar Türkleri katletti. 1974'te Yunanistan'dan adaya giden Enonisçi subaylar, Türklere soykırım başlattılar. Türkiye de 1959 anlaşmasından kaynaklanan yetkilerini ve hakkını kullanarak müdahalede bulundu ve barışı sağladı. 1974'ten beri adada kan dökülmüyor. Yunanistan'ın Türkiye'ye karşı hasmane tutumu, uluslararası anlaşmalara uymamayı ilke haline getirmesine rağmen Türkiye 1980 yılında Yunanistan'ın NATO'nun askeri kanadına dönüşüne izin vermiştir, veto yetkisini kullanmamıştır. Niye, çünkü Türkiye daima iyi niyetlidir. Türkiye büyük ülkedir” ifadeleriyle konuşmasını sonlandırdı.