Ege Denizi'nde, Seferihisar açıklarında, 30 Ekim 2020'de meydana gelen, 117 kişinin hayatını kaybettiği 6.6'lık depremde, Bayraklı ilçesindeki 8 katlı Rıza Bey Apartmanı'nda 36 kişi yaşamını yitirdi, 17 kişi de yaralandı.
Depremin ardından başlatılan soruşturma kapsamında 13 sanığın yargılanmasına, İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edilirken, 2 kamu görevlisi Gamze E. ve Mehmet Ali U. hakkındaki soruşturma da tamamlanıp, iddianame hazırlandı.
İddianamede, bilirkişi raporunda yapının 1975 yılı deprem yönetmeliğine tabi olduğu, projedeki beton dayanım sınıfının sağlanmadığı, nervürlü donatıların mekanik şartları sağlamadığı belirtildi.
Yapının taşıyıcı sistem elemanlarına; epoksi enjeksiyon ile projesiz, izinsiz ve kontrolsüz tamirat yapan ve yaptıranlarla söz konusu tadilatın yapıldığı sonradan kayıt altına alınmasına rağmen bu konuda idari işlem tesis etmeyen ilgili idari mercilerin de sorumlu olduklarına vurgu yapıldı.
ASLİYE CEZA MAHKEMESİ'NDE DAVA
2005 yılında meydana gelen depremden sonra yapının taşıyıcı sistem elemanlarına epoksi enjeksiyon ile projesiz, izinsiz ve kontrolsüz tamirat işlemi yapıldığının tespit edilmesine rağmen binanın 3'üncü grup risk kategorisinde yer aldığına vurgu yapıldı.
2007 deprem yönetmeliğine göre, performans analizi yapılarak sonucuna göre güçlendirme yapılması gerektiği yönünde tavsiyede bulunulmuş olmasına rağmen bu konuda idari işlem tesis etmeyen ve belgede o dönem Bayraklı Belediyesi fen işleri müdür vekili sıfatıyla imzası bulunan Gamze E.'nin sorumlu olduğunun altı çizildi.
İnşaat mühendisi Tamer Paker tarafından hazırlanan statik hesap raporu ve betonarme projesi ile yapı ruhsatını 27 Nisan 1993 tarihinde onaylayan o dönemki Bornova Belediyesi imar müdürü Mimar Mehmet U.'nun da sorumlu olduğunun altı çizildi.
İddianamede binanın statik ve betonarme projesine onay veren İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'nde görevlilerin açık kimlik tespitlerinin yapılamadığı belirtildi. Toplanan deliller ve alınan ifadeler ışığında savcı, Gamze E. ve Mehmet Ali U. için 'görevi kötüye kullanma' suçundan 2'şer yıla kadar hapis cezası istedi.
CEZA DAİRESİ, ASLİYE CEZA MAHKEMESİ'Nİ HAKLI BULDU
Dosyayı inceleyen İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 23'üncü Ceza Dairesi, İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nin ara kararıyla muvafakat verilmemesine rağmen her iki dosyanın birleştirilmesine oy birliğiyle karar verdi.
2 tutuksuz sanığın İzmir 5'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Rıza Bey Apartmanı davasında yargılanmasına hükmedilen karanın gerekçesi ise eylemlerinin 'bilinçli taksirle öldürme' suçunu oluşturabileceği, eylemlerin vasıf ve nitelendirilmesinin doğru yapılabilmesi için delillerin birlikte değerlendirilmesi ve dosyaların birlikte görülmesinin zorunlu olmasını gösterdi.
Ceza Dairesi, her iki dosya arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunu ve delillerin birlikte değerlendirilmesinin gerektiğini de kararında vurguladı.
Birleştirme kararının ardından Rıza Bey Apartmanı davasında sanık sayısı, 15'e yükseldi. Kararı değerlendiren mağdur avukatlarından Gürbüz Ejder, "Dairenin aldığı birleştirme kararını doğru buluyoruz. Sanıklar yargılama sonrasında bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçundan da ceza alabilirler" dedi.