Londra'da yaşayan yönetmen Fuad Kavur, 1984 yılında sinema filmi
yapılan 'İnce Memed'in komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle
Türkiye'de çekilmesine izin verilmediği yıllarda Yaşar Kemal'in
üzüntüsüne bizzat tanıklık etti. Yaşar Kemal'in bugün, dünya
edebiyatında Dostoyevski, Emile Zola,Tolstoi, Emile Zola, Scott
Fitzgerald veya Hemingway gibi yazarlarla aynı kategoride olduğunu
anlatan Fuad Kavur, Yaşar Kemal ile tanıştıkları dönemi, İnce
Memed'in sinema filminin çekilmesi sırasındaki süreci ve Yaşar
Kemal'i şöyle anlattı:
'Yaşar Kemal ile ilk kez 1979 yılında Paris'te tanıştım. 'İnce
Memed'in filmini yapmaya oldukça ilgili yapımcı Sir Peter Ustinov
ile çalışıyordum. Yaşar Kemal, Paris'e geldiğinde onu Ustinov ile
tanıştırdım. Ustinov, romandaki Abdi Ağa'yı oynayacaktı. Ancak
Ankara'daki dönemin hükümeti filmin yapımcılığını üstlenen Fox Film
şirketine, filmi komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle
Türkiye'de çekmelerine izin vermedi. Yaşar Kemal'i Ustinov'un
Paris'te evine götürdüm. Hepimiz cambaz ipinde yürüdüğümüzü
biliyorduk. Filmi yapmak isteyerek açıkça komünist olarak
suçlanabilirdik. Kavur, Ustinov'un evindeki Chagalls, Picassos,
Manets, Degas ve Van Gogh'u Orijinal tablolarını görünce bana 'Hiç
kimse bu adamı komünist olduğu için suçlayamaz' demişti. Ustinov'a
Yaşar'ın söylediğini tercüme edince de hepimiz kahkayı bastık.
Ustinov'un evinden ayrıldığımızda Yaşar bana, 'Biliyorum bu filmi
yapacaksın' dediğinde, 'Bunu nerden biliyorsun?' diye sormuştum. O
da bana 'Çünkü insan ilişkilerine değer veriyorsun' yanıtını
vermişti. Uzun yıllar bu yanıtın ne anlama geldiğini düşündüm."
"YILLAR GEÇTİKTEN SONRA NE DEMEK İSTEDİĞİNİ
ANLADIM"
Kavur, DHA muhabirinin "Sizce ne demek istemişti?" sorusuna
şöyle yanıt verdi:
"'O zamanlar henüz 30 yaşındaydım. Yıllar geçtikten sonra Yaşar'ın
ne demek istediğini anladım: İnsan olmak.. İşte bu onun
romanlarının merkeziydi ve onu büyük yazar yapan da buydu.
Hepimizin anlaması gereken en önemli şey insan olmak.
Tamamen.."
Kavur, Orhan Kemal ile ne kadar sıklıkla görüştükleri sorusu
üzerine şunları söyledi:
"Paris'ten sonra İstanbul'a geldiğimde onu ziyaret ettim. Bu sırada
filmin senaryosu hazırdı, filmin çekin iznini almak için Türkiye'ye
gelmiştim. Basinköy'de harika bir evde oturuyordu. Evine gittğimde
küçük bir masada yazı yazıyordu. Önemli bir bölümü bitirmeye
çalışıyordu ve durmak istemiyordu. Ben de bir köşede oturdum,
karısı Thilda ile sohbet ettim. Büyük bir yazarı, yazarken
gözlemleyebilme fırsatı buldum. O sırada tamamiyle yazılarına
dalmıştı. Onunla birlikte olduğunuzda olağanüstü bir yetenek ile
olduğunuzu fark ediyordunuz. Yaşar Kemal'in oldukça şiirsel bir
tarafı vardı. Sadece özel sanatçılarda bulunan özel bir hassaslığa
sahipti. Bu özellik ona aynı zamanda sıradan insanların
görmediklerini de gösteriyordu. Hepsinden öte, gerçek bir yazar
sadece gerçekleri yansıtır. Yaşar, bu olağanüstü hassas yapıya
sahipti."
"FİLMİ ÇUKUROVA'NIN TOPRAKLARINDA ÇEKMEK
İSTEMİŞTİ"
Kavur, Kemal'in filmi Çukurova'da çekmek istediğini belirterek
şunları ifade etti: "Ankara'ya gidip Bülent Ecevit'ten filmin
yapılması için izin istedim. Kabul etti. Ben Londra'ya dönene kadar
hükümet düştü ve yeni hükümet İnce Memed'i komünist propaganda
yaptığı gerekçesiyle reddetti. Ben de çekimleri Yugoslavya'da
yapmaya karar verdim. Yaşar, buna gerçekten çok üzüldü. Filmi
Çukurova'nın bozulmamış topraklarında çekmeyi çok istiyordu. Oscar
Ödüllü kameramanımız Freddie Francis ile şüphesiz Çukurova filmin
yıldızı olurdu."
Kavur, "Yaşar Kemal ile film dışında da görüşür müydünüz?" sorusuna
şöyle yanıt verdi:
"Londra'ya yılda bir veya iki kez gelirdi. Bir keresinde İngiliz
oyun yazarı Arnold Wesker'den davet almıştı ben de tercümanlık
yapmak için yanında gitmiştim. İki yazar, edebiyattan, siyasetten,
felsefeden konuşurdu. Arnold Wesker kulağıma İngilizce olarak 'Onun
kadar büyük biri değilim, bu sohbete ne gibi bir katkım olur
anlamıyorum.' dedi. 'Bunu Yaşar Kemal'e tercüme edeyim mi?'
dediğimde, 'Zaten biliyor, sadece çok kibar olduğu için söylemiyor'
demişti."
Yaşar Kemal ile en spn 2013 yazında görüştüklerini söyleyen Kavur
şöyle devam etti:
"Uzun süre telefonda sohbet ettik. Her zaman hayat dolu, ileriye
dönüktü. 'Birlikte başka işler yapacağız Fuad' demişti. Yüreği
okyanus kadar genişti. Ancak son zamanarda biraz umutsuzluğa
düşmüştü. Bana son olarak 'Edebiyat sanatı öldü, sen de aynı
fikirde değil misin?' diye sormuştu. Buna inanıyorum, Yaşar
Kemal'in kaybıyla dünya edebiyattaki son devini kaybetti.'
Aynı adlı romanında sinemaya uyarlanan İnce Memed (Memed My Hawk)
1984 yılında Yugoslavya'da İngilizce çevrildi. Londra'da Kraliyet
galası yapılan filmi Toronto Film Festivali'nde gösterildi.
(DHA)