'28 Şubat' davası kapsamında 10 ayı aşkın süredir tutuklu bulunan emekli Orgeneral Çetin Doğan, eşi Nilgün Doğan aracılığıyla cezaevinden fotoğrafını ve mektubunu paylaştı.
Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin'in aktardığına göre Doğan, şunları kaydetti:
"28 Şubat davasının bir kumpas davası olduğunu kanıtlayan deliller mahkemece yok sayıldığı gibi; 54. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin ülkede meydana gelen siyasi gelişmelerin sonucunda 18 Haziran 1997 tarihinde istifa ettiğini kanıtlayan deliller de göz ardı edilmiştir.
Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın istifasını sunmak üzere Çankaya Köşkü'ne hareketinden önce Tansu Çiller ve BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun katılımı ile düzenlediği ‘üçlü basın toplantısında' yaptığı açıklamalar… Erbakan, 18 Haziran 1997'de Resmi Gazete'de yayımlanan mektubunda istifa gerekçesini anlattı.
(Necmetin Erbakan: Refah Partisi ve Doğru Yol Partisi arasındaki koalisyon protokolüne uygun olarak, bu bir yıllık süreden sonra başbakanlığın Doğru Yol Partisi'ne geçebilmesi için, yapmış olduğumuz taahhüde ve iki parti arasındaki mutabakata uymak üzere başbakanlık görevinden istifa ediyorum.)
'ERBAKAN 'SENİ ZORLAYAN MI VAR?' SORUSUNA 'HAYIR' YANITINI VERMİŞTİ'
Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu'ndaki beyanları. Bu beyanlar içerisinde Demirel'in Erbakan'a 'Niçin istifa ediyorsun, seni zorlayan mı var?' sorusuna verdiği 'Hayır' yanıtı da yer almakta.
* Cumhurbaşkanı Demirel'in Resmi Gazete'de 18 Haziran 1997 tarihinde yayımlanan tebliği… Yayımlanan tebliğde Erbakan'ın istifasının kabul edildiği, yeni hükümet kuruluncaya kadar 54. Erbakan Hükümeti 12 gün (18-30 Haziran) görevde kalmış, bu sürede birçok kararname imzalanmış, 26 Haziran'da Tansu Çiller Dışişleri Bakanı olarak Türkiye'yi temsilen yurt dışında AB toplantısına katılmıştır. Hükümetin bu faaliyetlerine ilişkin Resmi Gazete'de yayımlanan kararnamelerin fotoğraf alıntıları mahkemeye sunulmuş, ancak dikkate alınmamıştır.
'BU NASIL BİR DARBE?'
(Düşünsenize, darbe yapıyorsunuz, hükümet yerinde duruyor, 12 gün daha görevini sürdürüyor. Yeni hükümetin kurulmasına ilişkin görevinin Cumhurbaşkanı tarafından Mesut Yılmaz'a verilmesini protesto etmek için 21 Haziran 1997'de TBMM'de Tansu Çiller ve Muhsin Yazıcıoğlu'nu yanına alarak üçlü basın toplantısı yapıyor. Süreçle ilgili rahatlıkla konuşabiliyor, TRT de bunu yayınlayabiliyor. Bu nasıl bir darbedir?)
– 18 Haziran 1997 ve 21 Haziran 1997 tarihinde düzenlenen ‘üçlü basın toplantısının' videolarının duruşma salonunda hazırlattığımız barko-vizyon sistemi ile izlettirilmesini Mahkeme Başkanı Mehmet Yiğitsoy kabul etmemiştir. Mahkeme Başkanı gerekçe olarak da 'Kararı ben vereceğim. Salondaki izleyeciler değil. CD'yi bana verin' ifadesini kullanmıştır. Bu suretle ‘Mahkemelerin Aleniyet Prensibi' çiğnenmiştir.
– Mahkeme gerekçeli kararında ‘54. Hükümetin Cebren İskat Edilmesi' fiiline cebir unsuru olarak… Sincan'da hükümetin istifasından dört ay önce tankların yürütülmesini delil olarak göstermiştir. Bu olay Şubat 1997'de soru önergesi olarak TBMM gündemine taşınmış, dönemin Savuma Bakanı Turan Tayan tarafından ‘Rutin tatbikat' olarak belirtilmiştir.
– İddianame ve gerekçeli kararda hükümetin iskat edilmesi için yürütülen bütün faaliyetlerin ‘odak noktası' olarak 10 Nisan 1997 tarihinde Çetin Doğan başkanlığında kurulan Batı Çalışma Grubu (BÇG) gösterilmiştir.
'TSK DIŞINDA HİÇBİR KAMU KURUM VE KURULUŞUNA TALİMAT VERİLMEDİĞİ KANITLANDI'
– Oysa söz konusu çalışma grubunda TSK dışında hiçbir kamu kurum ve kuruluşuna emir ve talimat verilmediği kanıtlanmıştır. Diğer yandan tankların Sincan'da yürütülmesi söz konusu çalışma grubunun faaliyet geçmesinden iki ayı aşkın süre önce gerçekleşmiştir. (...)"