Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın (TİB) 49 gün önce erişime engellediği Dicle Haber Ajansı'na günde 3 kez yasak getiriliyor.
Şimdiye kadar 15 kez erişime engellenen DİHA ile TİB arasında durum inatlaşma yolunda sürerken, yasak kararı 2 hafta önce AYM'ye taşınmıştı.
Peki bu yasak daha ne kadar sürecek? Kapatma sayısı daha kaça kadar ulaşacak? DİHA'nın bundan sonraki durumu ne olacak? Medyatava, Dicle Haber Ajansı İstanbul Bürosu Haber Şefi Çağdaş Kaplan'a sordu.
MT: DİHA'ya getirilen erişim yasağı hangi gerekçeyle başladı ve aşılabilecek mi? AYM'den olumlu bir yanıt alabildiniz mi, engelin kaldırılması için ne gibi adımlar atacaksınız?
Çağdaş Kaplan: 24 Temmuz'da AKP hükümetinin aldığı savaş kararı doğrultusunda ilk önce medyaya yöneldiler. Dolayısıyla ilk olarak da bölgenin birçok yerinden anlık haber geçen Dicle Haber Ajansı'na yöneldiler. Biz Kürt orijinli bir ajansız ve bölgenin her yerinden haber geçebilecek bir ağa sahibiz. O tarihten bu yana da sitemize erişim engeli var. Yalnız şöyle bir erişim engeli; biliyorsunuz TİB'in erişim engeli kararlarında 48 saatlik bir süre verilir ve mahkemeye gider. Mahkeme de 48 saatlik sürenin ardından buna dönük olarak uygun olup olmadığına yönelik bir karar verir. Fakat bize uygulanan bu erişim engeli kararında kesinlikle böyle bir şey uygulanmadı.
DİHA, ilk engellediği tarihten bu yana 15 kez erişim engeline maruz kaldı. Hem İdari hem de Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi'ne yaptığımız itirazların hiçbirine yanıt alamadık. Yanıt alamadığımız için durumu 2 hafta önce Anayasa Mahkemesi'ne taşıdık. Durumun aciliyetini belirttik. Sonuçta biz DİHA olarak 150'nin üzerinde aralarında ulusal medya organlarının da bulunduğu gazete, televizyon ve internet sitelerine haber servisi yapıyoruz.
Bu sansürün bizi yıldıramayacağını söyledik. Biliyorsunuz 2011'de KCK operasyonları başladığında da DİHA'nin tüm büroları basıldı. Bütün haber şefleri, muhabirleri gözaltına alındı ve tutuklandı. O zaman da biz cezaevindeyken arkadaşlarımız haber geçmeye devam ediyordu. Bunu da aşacağız. Biz her gün onlar kapattıkça yeni site açarız. Bu sorun değil. Bunu abonelerimize de bildiririz. Şu an bölgeden hâlâ haber geçiyoruz. Cizre'de muhabirlerimiz var. Haber geçmeye de devam edeceğiz. Kesinlikle engelleyemezler.
Ancak bu ajansın faaliyetini tümden durdurmaya yönelik bir şey. Bir ajans abonelerine internet üzerinden haber, görüntü, fotoğraf servis eder. Siz hergün günde 3 defa bir ajansın internet sitesini kapatıyorsanız, bu sizin iş yerinize kilit vurduk demektir. Bunun başka bir açıklaması yok. Bu sansür devam edecek ve biz de okurlarımıza, abonelerimize her şekilde haber geçmeye devam edeceğiz. Her gün link değiştiriyoruz. TİB bizim hangi adresimizi engellerse biz de içinde DİHA ya da Dicle Haber Ajansı olan yeni bir site üzerinden yayınımızı devam ettiriyoruz. Sosyal medyada da yeni adresimizi duyuruyoruz.
Günde kez bir haber sitesi kapatılır mı? Bu rahatsızlığın sebebi ne? Bu rahatsızlığın nedeni, 10 yaşındaki çocuk AKP'nin keskin nişancıları tarafından öldürüldüğünde bunu kamuoyu bilmesin istiyorlar. Ama biz ne pahasına olursa olsun Cizre'de, Yüksekova'da, Hakkari'de ne oluyorsa onu bu topluma duyuracağız. Bu savaş çığırtkanlığına basın olarak geçit vermmeyeceğiz.
Hukuk danışmanımız avukat Özcan Kılıç, mahkemelerle görüşüyor. Gölbaşı Sulh Ceza'ya ve İdari mahkemeye gitti. Gölbaşı Sulh Ceza Mahkemesi onayladığı kararın dosyasının henüz kendisinde olmadığını söylüyor. Böyle absürt bir durum olabilir mi? Dosyayı görmeden nasıl onay verebiliyorsunuz? Avukatımız konuyla ilgili, 'hükümet bu kararları alırken korsan bir hükümetti, şimdi hukuku da bize korsan bir şekilde uyguluyor' değerlendirmesini yapıyor.
Konu az evvel de belirttiğim gibi 2 hafta önce AYM'ye taşındı. Biliyorsunuz AYM'nin acil durumlarda acil karar verebilme durumu var. Fakat herhangi bir karar gelmediği için biz hukuk tükenmiştir diyoruz. Önümüzdeki hafta konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne taşıyacağız.
Canan Kaya / Medyatava