Op. Dr. Seval Taşdemir, ebeveynliğe giden yol haritasının önemli basamakları hakkında bilgi verdi. Umudun, moralin ve pozitif düşüncenin önemine değinen Taşdemir, "İlk denemelerde olumsuzluk yaşasalar da çiftler asla inançlarını yitirmemeliler" diyor. 12 yıllık çocuk hasretinden sonra bebeklerini kucaklarına alan Uzuner çiftinin hikayesini paylaşan Uzman, çiftin farklı kliniklerde 4 başarısız tüp bebek tedavisi yaşamasına rağmen gebeliğin gerçekleştiğine dikkat çekiyor. Başarısız sayısız tüp bebek girişimlerinden sonra da bebek sahibi olabilmenin mümkün olabileceği belirtildi.
Her zaman şans var
Bebek özlemi içindeki çiftlerin çoğu, başarısız çabalardan sonra bu girişimden vazgeçebiliyor. Anne olmak isteyen eş, 40 yaşını geçtiğinde ise umudunu kaybedip çocuksuz yaşamı seçebiliyor. Tüp Bebek Uzmanı Dr. Seval Taşdemir'in kendiliğinden çocuk sahibi olamayan çiftler için gerçekleştirdiği tedavi yöntemleri birçok insan için umut oldu. Bebek sahibi olabilmek için mücadele eden çiftin tam 12 yıl sonra bebekleri dünyaya geldi. Doğru ve kişiye özel yöntemlerle kısırlığın üstesinden gelebilmenin mümkün olduğunu söyleyen Op. Dr. Seval Taşdemir, "Zorlu hasta grubuna giren ve çocuk sahibi olmak isteyen çiftler için de her zaman şans var. Umudu yitirmemek ve pozitif yaklaşmak süreci olumlu etkileyebiliyor" diyor.
En uygun tedavi prosedürü
12 yılın ardından bebeklerini kucaklarına alan Güler ve Vefa Uzuner çifti, daha önce gebelikle sonuçlanmayan denemeler yaşadılar. 4'ten fazla başarısız tüp bebek girişimlerinden sonra da bebek sahibi olabilmenin mümkün olabileceğini söyleyen Uzman Seval Taşdemir şu açıklamayı yapıyor; "Tüp bebek tedavisine başlayan çiftler ilk denemelerde olumsuzluk yaşasalar da asla inançlarını yitirmemeliler. Bu bazı çiftler için uzun ve zorlu bir yolculuktur." Dr. Taşdemir, kısırlıkta moralin öneminin altını çiziyor ve ekliyor; "Kısırlığı tedavi etmek için çıkılan yolun uzun olabileceği unutulmamalı. Tüp bebek sürecinde çiftle çok iyi bir iş birliği kurmak gerekir. Kısırlığın nedeni bilindikten sonra hamilelik için en uygun tedavi prosedürü uygulanmakta. Fakat İnfertilite tedavisi gören hastaların pozitif yaklaşımı da çok önemli."
'En az 1 yıl denemeli'
Tüp Bebek Uzmanı Dr. Seval Taşdemir, kadınların yüzde 11'inin doğurganlık sorunları yaşadığını anlatıyor. Bebek sahibi olmak isteyen 30 yaşının altındaki çiftlere, doğal yollardan gebelik için 1 yıl boyunca denemelerini tavsiye ettiğini belirtiyor. 30 - 35 yaş arasındaki çiftlerde ise doğal gebelik oluşmadığında tüp bebek tedavisinin devreye girdiğini vurguluyor. Kısırlıkta belirsizlik duygusuyla başa çıkmanın önemli olduğunun altını çizen Uzman, şu bilgiyi paylaşıyor; "Çiftin normal yolla çocuk sahibi olup olamayacağı tanısı birçok laboratuvar ve genetik test sonuçlarına da dayanarak veriliyor. En uygun çözümü bulmak için bu sonuçları yorumlamak önem taşıyor."
Özel bir sperm seçim tekniği
Güler ve Vefa Uzuner çiftinin tedavisinde DNA hasarına sahip olmayan spermlerin seçilmesini sağlayan özel bir "sperm seçim tekniği" kullanıldığını söylüyor Tüp Bebek Uzmanı Taşdemir. Uzman şu bilgileri paylaşıyor; "Çiftimizi tedaviye almadan önce Vefa Bey'e sperm kalitesi ve sayısını arttıran destekleyici tedaviler uyguladık. Ayrıca sperm seçiminde mikroçip dediğimiz DNA hasarına sahip olmayan spermlerin seçilmesini sağlayan özel bir sperm seçim tekniği kullanıldı. Çiftimizi genetik inceleme, bağışıklık tedavisi, rahim içerisinin histeroskopi ile temizlenmesi vb. birçok ön tedavilerden geçirdik ve ardından tüp bebek tedavisine aldık. Tüp bebek tedavisinde de lazer tekniği, blastokist transferi gibi ileri yöntemleri uyguladık ve kliniğimizdeki ilk uygulamalarında erkek bebeklerini sağlıkla kucaklarına aldılar."
Anne adayında çikolata kisti
Kliniğine ilk başvurduklarında 13 yıllık evli olan çiftin baba adayında ileri OAT (sperm düşüklüğü), anne adayında ise endometriozis (çikolata kisti) hastalığı saptanmış. Yani her iki eşte de infertilite (kısırlık) nedenleri bulunmasını şöyle yorumluyor Dr. Taşdemir; "Çiftimiz bizim için zorlu hasta kategorisindeydiler". Yumurta sayısında da zamanın öneminden söz ederken şu bilgileri veriyor; "Her kadın doğduğu andan itibaren kendisine ait belli ve değiştirilemeyen bir yumurta sayısına (yumurta rezervi) sahiptir. İlk doğduğunda 1-2 milyon yumurtaya sahip olan kadınların yaşı ilerledikçe bu sayı azalır. Özellikle 40 yaşından sonra bu olay hızlı bir şekilde gerçekleşir. Ortalama 45-50 yaş civarında yumurtalar iyice tükenir ve menopoz dönemi başlar, yumurtalıklar fonksiyonlarını sürdüremez."
Doğurganlığı azaltabilecek her neden
Bazen hamilelik tam olarak planlandığı gibi gerçekleşemez. Çiftlerin bir bölümü hemen çocuk sahibi olabilirken bir başka grup uzun yıllar bekleyebilir. Dr. Seval Taşdemir bir adet döngüsünde istatistiksel olarak gebe kalma şansının yaklaşık yüzde 20 olduğunu vurguluyor. Doğurganlığı azaltabilecek her noktanın ayrı ayrı ele alınması gerektiğini anlatıyor. Fertijin Tüp Bebek Merkezi'nde aynı zamanda, erkek partnerlerde sperm sayı ve kalitesi de inceleniyor. Kadınlarda yumurtalıklar, hormon profili, adet döngüsü sırasında hormonal seviyelerin durumu, hipofiz bezi, tiroid bezi veya böbrek üstü bezleri gibi hamileliği etkileyebilecek tüm bezlerin işlevine dair testler, incelemeler yapılıyor. "Doğal (yaşa bağlı) veya erken menopoza giren kadınlarla, 40 yaş üstü anne adaylarının her birinin durumunu değerlendirilip, hastaya yönelik tedavi yapmak oldukça önemlidir" diyor Op. Dr. Seval Taşdemir.
Aile 2. bir bebek istiyor
Uzuner Çifti uzun bir zaman sonra hayatlarına 2. bir bebeği de almak istiyorlar! Ama annenin yumurta sayısı oldukça düşük çıkıyor. Yumurta kalite ve sayısını arttırmak amacıyla uygulanan destek tedavisini ise Uzm. Dr. Taşdemir şöyle anlatıyor; "Aradan 11 yıl geçmesinin ardından abinin kardeş istemesinin üzerine çiftimiz yine kliniğimizin yolunu tuttu. Çiftimizin durumlarını ve geçmiş tedavilerini bilmemizin verdiği avantaj ile ikinci bir tüp bebek uygulamasını da gerçekleştirdik. Ancak aradan geçen 11 yılda Güler Hanım’ın yaşının ilerlemiş olması nedeniyle yumurta rezervlerinin ileri derecede azalmış olduğunu tespit ettik. Bu nedenle hastamıza yumurta kalite ve sayısını arttırmak amacıyla destek tedavisi uyguladık. Ve bu tedaviler sonucunda gereken sayıda yumurtayı elde ettik. Aynı zamanda elde edilen embriyolar arasından sağlıklı olanlarının seçilmesi için genetik inceleme (PGD) yöntemini de gerçekleştirdik. İkinci tedavide karşımıza çıkan bu dezavantajlı durumlara karşın, tüp bebek tedavisinde her geçen gün yeni teknolojilerin ortaya çıkması ile zorlu hasta grubunda gördüğümüz çiftimizde ikinci kez de başarılı sonuçlar elde ettik. Aile bugün erkek bebeğin ardından kız bebeklerini de kucaklarına almanın mutluluğunu yaşıyorlar."