Hollanda Gazetecilik Fonu'nun, “Haber Nedir: Gazeteciliğin Geleceği İle İlgili Senaryolar” başlıklı araştırması tamamlandı. Araştırma, gazeteciliğin geleceği ile ilgili, sektörün korku ve umutlarını yansıtan 4 senaryo sunuyor.
Al Jazeera Blog yazarı Şükrü Oktay Kılıç'ın, bugünkü yazısında aktardığı Hollanda gazetecilik Fonu'nun gazeteciliğin geleceğiyle ilgili tahminlerini konu alan araştırmasındaki detaylar dikkat çekti.
64 sayfadan oluşan araştırma raporu, aralarında gazetecilerin, yayıncıların, akademisyenlerin, yayın yönetmenlerinin, teknoloji uzmanlarının da bulunduğu 150 kişilik bir ekip tarafından hazırlandı.
Kılıç'ın aktardığı bilgiye göre; Hollanda’da medya sektörünün yüzleştiği sorunların kapsamlı bir analiziyle başlayan araştırma raporu, gazeteciliğin geleceğiyle ilgili pembe tablolar çizmek değil, dijital ve mobil dünyanın şekillendirmeye başladığı medya sektörünü 2025'e hazırlamak iddiasında.
Araştırma her ne kadar Hollanda medyasına odaklansa da, senaryoların gazeteciliğin geleceği ile ilgili ortaya koyduğu vizyon, New York Üniversitesi’nden Madeline Welsh’ın da altını çizdiği gibi, dünyanın her yerine rahatlıkla uyarlanabilir.
Gazeteciliğin karşı karşıya olduğu sorunların da ele alındığı raporda; gazetelerin okur kaybetmeye devam edeceği ve haberciliğin dijital mecrada daha yaygın hale geleceği vurgulanıyor.
Raporda sektörün geleceğiyle ilgili dikkat çeken kehanetlerden biri de; ulusal haber organizasyonlarının birçoğu kapanacağı iddiası...
Buna göre; devletlere ait; Çin Devlet Televizyonu, Al Jazeera, Russia Today gibi kuruluşlarsa hayatta kalacak. Birkaç ulusal gazete ve dergi az sayıda fakat sadık kitlesi için yayınına devam edecek. İsmini markalaştırmayı başaran, ileri düzeyde entelektüel birikime sahip gazeteciler ile yazılım, veri analizi, multimedya araçların kullanımında uzmanlaşmayı başaran editörler/prodüktörler sektörde kalmayı/sektöre girmeyi başaracak.
İşte, Şükrü Oktay Kılıç'ın o yazısı...