Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), bugün Türkiye
Büyük Millet Meclisi’nde parti başkan vekillerine, “10 Ocak Çalışan
Gazeteciler Günü Raporu” başlıklı gazetecilerin sorunlarıyla ilgili
hazırlanan özet raporu sundu. Ziyarete, TGC adına
başkan Turgay Olcayto, Başkan Vekili Vahap Munyar, Başkan
Yardımcısı Recep Yaşar, Genel Sekreter Sibel Güneş ve Genel Sayman
Gülseren Ergezer Güver ile Yönetim Kurulu üyesi Celal Toprak,
Ankara Temsilcisi Taylan Erten, TGS adına da Başkan Uğur Güç, Genel
Sekreter Mustafa Kuleli, İstanbul Şube Başkanı Gökhan Durmuş,
Ankara Şube Başkanı Esra Koçak katıldı. TGC ve TGS yetkilileri;
CHP’den Akif Hamzaçebi ve CHP Grup Başkanvekili Engin Altay’ı,
MHP’den Oktay Vural’ı, BDP’den İdris Baluken’i, AKP’den Belma
Satır’ı ziyaret ederek hazırlanan raporu sundu.
Görüşmelerde TGC Başkanı Turgay Olcayto, gazetecilerin sorunlarının
çözülmesi için yasalarda yapılması gereken değişikliklerle ilgili
bir çalışma yaptıklarını ve en kısa sürede parti grup başkan
vekilleriyle paylaşacaklarını söyledi.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ TÜRKİYE’DE İŞLEMİYOR
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Türkiye Gazeteciler
Sendikası’nın (TGS) hazırladığı “10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü”
başlıklı rapor, Türkiye’de gazetecilerin yaşadığı zorluklara mercek
tutuyor. Rapor, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü hakkında bilgi
vererek başlıyor. Yıllardır yasalarda gazetecilerin yasal haklarını
koruyan düzenlemenin yapılmadığına vurgu yapılan raporda, şu
ifadeler yer alıyor: “10 Ocak bilindiği gibi sahada görev yapan
Çalışan Gazetecilerin Günü olarak belirlenmiştir.10 Ocak 1961’de
ilk kez çalışan gazeteciler için 212 Sayılı Yasa kabul edilmiş ve o
tarihten bu yana gazetecileri koruyan herhangi bir yasal düzenleme
gelip geçen onca hükümete karşın parlamentoya hiç gelmemiştir. Buna
karşın sendikasız ucuz emekle çalıştırma yöntemlerine göz yumulmuş,
bu konuda gazetelerin sermaye sahiplerine arka çıkılmıştır.”
GAZETECİLERİN SENDİKALI OLMASI ENGELLENİYOR
Türkiye’de sadece çalışan gazetecilerin yüzde 1 oranında sendikalı
olduğuna dikkat çekilen raporda, “Özgür bir medya ortamının yolu
gazetecilerin örgütlülüğüyle mümkündür. Ancak Türkiye’de basın
sektöründe çalışanların sendikalaşması çeşitli yollarla
engellenmektedir. Nitekim günümüzde sendikalı çalışan gazeteci
oranı yüzde 1’dir” denildi.
Özet raporda şu ifadelere yer veriliyor:
GAZETECİLER İŞSİZ BIRAKILIYOR
“Türkiye’de son 10 yılda gazeteciler üzerinde baskı giderek
yoğunlaşmıştır. İşsiz gazeteci sayısı büyümüş, gazeteciliğin temel
hakkı olan eleştiri hakkını kullanan muhabir ve yazarlar
kendilerini kapı önünde bulmuşlardır. Sermaye, siyaset, medya
sarmalında emek göz ardı edilmiş, sansür ve oto sansür gazetecileri
mesleklerini yapamaz hale getirmiştir.
GAZETECİLER YOKSULLUK SINIRI ALTINDA
YAŞIYORLAR
Medya sektöründe ucuz emeğin kullanılması patronaj kesimine bağımlı
ve niteliksiz bir gazeteciliği beslemektedir. Gazetecilerin aldığı
ücret ortalaması Türkiye’de yoksulluk sınırının altındadır.
GAZETECİLERİN CAN GÜVENLİĞİ YOK
Sahada çalışan gazeteci toplumsal olaylarda polisin şiddet
uygulamalarına maruz kalmakta ve bu konuda gazetelerinden de destek
görmemektedir. Yazılı ve görsel medyanın çoğunluğu savaş
bölgelerine gönderdikleri gazetecilerin eğitimini, can güvenliğini,
sigortalanmasını sağlayacak koşulları oluşturmamaktadır. Polisler
basın kartını göstermesine rağmen toplumsal olaylarda sistemli bir
biçimde gazetecileri gözaltına almakta ve çalışmasını
engellemektedir. Son Gezi olaylarında yaralanan 100’e yakın
gazeteciyle ilgili Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye
Gazeteciler Sendikası’nın yaptığı suç duyurularına rağmen hiçbir
polis hakkında işlem yapılmamıştır. Gezi olayları basın sektöründe
yeni bir kıyımın da başlangıcı olmuştur. Gezi olaylarıyla beraber
muhabir, foto muhabiri, kameraman, köşe yazarı ve pek çok
meslektaşımız çalıştığı kurumlardan çıkarılmıştır.
GAZETECİLER KAÇAK ÇALIŞTIRILIYOR
Türkiye’de gazetecilerin çoğunluğu 5953 Sayılı Basın Meslek Yasası
dışında çalıştırılmaktadır. Günümüzde fiilen çalışan gazetecilerin
sayısına karşı hukuken gazeteci olanların sayısı çok küçük bir
rakam olarak ifade edilebilir. Gazetecilerin çoğunluğu Basın Meslek
Yasası dışında kaçak çalıştırılmaktadır.
YEREL BASIN ÜZERİNDEKİ BASKILAR ARTIYOR
Türkiye'de yerel basın üzerinde siyasal baskılarla örgütlenmeler
parçalanmakta, gazeteciler birbirine düşürülmektedir. Ana medyanın
yerel ekleri, bölgelerdeki yerel gazetelerin satış tirajını olumsuz
etkilemekte, yerel basının gelişmesindeki önemli engellerden birini
oluşturmaktadır.
TUTUKLU GAZETECİLER SAYISINDA DÜNYA
BİRİNCİSİYİZ
Merkezi New York’ta bulunan Gazetecileri Koruma Komitesinin (CPJ)
18 Aralık 2013 tarihli raporunda cezaevlerinde en çok gazeteci
bulunduran ülkeler arasında bu yıl birinciliği Türkiye almıştır.
Türkiye ilk kez İran ve Çin’i geçip birincilik ipini göğüslemiştir.
Verilere göre Dünyada hapis gazetecilerin yarısından çoğu bu üç
ülkede bulunmaktadır.
YASALARDAKİ İYİLEŞTİRMELER YAPILAMADI
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın
istediği Terörle Mücadele Yasası, Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu ve
Türk Ceza Kanunu’ndaki iyileştirmeler yapılamamıştır. Çıkarılan
paketler de cezaevindeki gazetecilerin tutuksuz ve adil bir biçimde
yargılanmasını sağlayamamıştır.
BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ TÜRKİYE’DE İŞLEMİYOR
Basın özgürlüğü evrensel normlara göre halkın gerçekleri öğrenme,
bilgilenme hakkıdır. Türkiye’de haber akışının engellendiği, ana
medyada haberlerin gizlendiği, istenmeyen haberlerin üzerinin
örtüldüğü, görmezden gelindiği bir ortamda halkın gerçekleri
öğrenemeyeceği, bilgilenemeyeceği açıktır.
TGC VE TGS OLARAK PARLAMENTOYU GÖREVE
ÇAĞIRIYORUZ
Bu açıdan Türkiye’de basın özgürlüğünün işlemediği kanısını
taşıyoruz. Yurt dışındaki iletişim araştırma kurumlarının
raporlarında Türkiye’nin Uganda, Zambiya gibi özgürlüğü kısıtlanmış
ülkeler arasında gösterilmesi üzüntümüzü bir kat daha arttırıyor.
Artık ülkenin bu utançtan kurtarılmasını istiyoruz. Avrupa İnsan
Hakları Sözleşmesi’nin 10. Maddesindeki Temel Hak ve Özgürlüklerin
görmezden gelinip iktidar ve devlet katında 10. Maddenin sadece
ikinci bölümünde yer alan kısıtlamaların uygulamaya sokulmasıyla
çağdaş, şeffaf bir toplum olunamayacağı inancını taşıyoruz. Bu
açıdan parlamentoyu da göreve çağırıyoruz. Dileğimiz; bu 10 Ocak’ın
çalışan gazetecilerin sorunlarının parlamentoda ele alınacağı,
özgür, bağımsız gazeteciliğin koşullarının oluşturulması için milat
olmasıdır.”
10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü olumsuzluklarla kutlanıyor
TGC ve TGS, Çalışan Gazeteciler Günü'nde parlementoyu göreve çağırdı.
Sıradaki Haber İçin Sürükleyin