Türkiye'nin buğday ambarı Trakya'da iklim değişikliği, kuraklık ve sanayileşme, bölgede yoğun su krizine neden oluyor. Bu süreçten Ergene ve Meriç havzalarındaki yer altı suları da etkileniyor.
Trakya'da yer altı suyunun yüzde 85 azaldığını söyleyen NKÜ Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, "Bugün Ergene ve Meriç Havzası'nda yer altı suyu seviyeleri, güncel olarak 600 metre derinlere kadar düşmüştür. Bu 20 yıl öncesine kadar Bu rakam 80 metredeydi, hatta 20 metreden daha iyi durumdaydı. Yer altının düşmesinin nedeni, bu bölgedeki sanayi yoğunluğundaki artış ve ne yazık ki 1990'lı yıllarda. İstanbul sanayisinin bu bölgeleri ile burada yoğun bir sanayileşme meydana geldi. Gelmiş olan hem bu sanayideki çalışan işçiler piyasada arttı. Yine de 25-30 yıllık döneme baktığımızda bu bölgedeki nüfus yaklaşık 2,5 kat arttı. Eskiden tarım bölgesiydi, yer altı sularıyla idare edilebiliyordu. Bir de son 30 yılda endüstri geldi, artan nüfusla tüketim arttı" dedi.
"ONA EŞİT OLARAK DAĞILMIYOR"
Tecer, "Yer altı suları ne yazık ki bu bölgede de dünyada olduğu gibi her yerde eşit olarak dağılmıyor. Bir de bu faktör var. Mesela çıkardığım rakamlarda Çorlu bölgedeki yer altı sularının beslenmesi ile mevcut kullanımlar Oranı birbirinden çok farklıdır. Çorlu, Çerkezköy, Muratlı, Lüleburgaz sanayinin yoğun olduğu bölgelerde olduğundan altı sularındaki kullanım ve beslenme oranı 1 birim besleniyorsa yer altı suyu, yaklaşık 2 birim kadar da buradan çekilme söz konusu. Dolayısıyla bu da göz önüne çıkan zaman yer altı sularının üzerindeki baskıyı, sanayinin ve organizasyonun oluşması baskıyı, yakın zamanda ortadan kaldırmamız çok mümkün görünmüyor" diye konuştu.
"YER ALTI SUYU İLE ÇEKİM ORANINI DENKLEŞTİRMELİYİZ"
Prof. Yağmurla sulama şekline dönüşmemiz gerekiyor. Bireysel olarak kullanma ve kullanma için tükettiğimiz suları daha tasarruflu, daha evde kullanmamız gerekiyor. Belki de çoğalan değişim çok kolay değil ama bir nesil bu şekilde kaybettik. daha ilkokul sıralarından itibaren, o bilinç vermemiz gerekiyor. Yer altı sularını ve çekim oranı arasındaki rakamı dengeleyebilir, bunu ne kadar sürede dengeleyebilir, o kadar sonra eski olursa gelecek demektir. Mesela Çorlu için çekim ve beslenme miktarları 1,75 diyor; var, 1,75 birim çekme var. Eğer bunda düşüş olursa, bu hızlı gecikmede azalmayı başarırsak, o kadar sürede yer altı sularındaki eski rezerv kendi haline dönüşmüş olacaktır" diye konuştu.
MERİÇ VE TUNCA'NIN DEBİLERİ DÜŞTÜ
Öte yandan Edirne'nin önemli su kaynaklarından olan Meriç ve Tunca nehirlerinin debileri de geçiş sıralaması büyük ölçüde düştü. Devlet Su İşleri (DSİ) Edirne 11'inci Bölge Müdürlüğü sistemine göre; Geçtiğimiz yıl 95 metreküp/saniye olan Meriç Nehri'nin debisi, bugün 49 metreküpe düştü. Geçen yıl 13 metreküp/saniye olan Tunca Nehri'nin debisi de bu sene 2 metreküp/saniye oldu. Bulgaristan'da yaşanan kuraklıktan etkilenen Tunca Nehri'nin bazı bölümleri kuruma noktasına geldi.
"ŞU ANDA SIKINTIMIZ BÜYÜK"
Tunca Nehri boyunca işletmesi bulunan Memduh Sim, günümüze kadar olan yağışların nehirlere bir etkisi olmadığını belirterek, "Bundan sonra nisan yağmurunu bekliyoruz. Şu an için büyük bir sıkıntı görünüyor. Tabii şu anda görünen su seviyesi buranın en yüksek seviyede, diğer kısımlarda ise çok düşmüş vaziyette. Neredeyse her yönden karşıdan karşıya vaziyette. Umarım çok değerli yağmurlar bekliyoruz. Şu anda balıkların durumu da zor görünüyor. Çok düşük olduğu için akışta yok" dedi.
Balkanlar'da da yeterli kar ve yağışın olmadığını söyleyen Sim, "60 senedir buradayım; her sene bir önceki seneyi aratıyor. Böyle mevsimlerde çok büyük sorunlar görünüyor" diye konuştu.