İstanbul’da bebekleri kendilerinin anlaşmalı olduğu hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan Çetesi yöneticisi ve üyesi 22’si tutuklu toplam 47 sanığın yargılandığı "Yenidoğan çetesi" duruşmasının 5'inci celsesi sanıkların ve avukatların kimlik tespitinin ardından başladı.
Duruşmada ilk olarak sanık Gıyasettin Mert Özdemir savunmasını gerçekleştiriyor.
Davada şu ana kadar 18 kişi savunma yaptı. Bugünkü duruşma da savunmalarla devam edecek. Beklenti bugün dört tutuklu sanığın daha savunma yapması yönünde…
Bu isimler arasında çete lideri Fırat Sarı, elebaşı Dr. İlker Gönen, ambulans şoförü Gıyasettin Özdemir ve Dr. Dursun Eryılmaz yer alıyor.
Özdemir, savunmasında 112 Acil Servis çalışanı olduğu için adının duyulmasından endişe ettiğini de anlattı.
İddianamede geçen ve kendisini “Dr. Ahmet” olarak tanıttığı telefon görüşmeleri de sorulan Özdemir, tapelerin tamamını kabul etti.
Sanık Özdemir, Fırat Sarı’dan aldığı 60 bin liranın maaş olduğunu, hasta başı da biner lira aldığını ifade etti.
MAHKEME BAŞKANI TEPKİ GÖSTERDİ
Özdemir savunmasında sık sık, dava savcısını hedef aldı.
Bu duruma tepki gösteren mahkeme başkanı, "Bebek ölümünü araştırmak art niyet mi?" diyerek tepki gösterdi.
Özdemir savunması sırasında örgüt lideri olarak geçen Fırat Sarı ile hep görüştüklerini belirterek, “Yoğun bakım işletmesi yapıyor. Her özel hastane yoğun bakımın dolu olmasını ister.” dedi.
Mahkeme başkanı, Özdemir’e “‘Çam Sakura’da doğumlar azalmış’ diyorsun. Nereden biliyorsun?” sorusunu yöneltti.
Özdemir, “Belki tanıdığım kadın doğum doktoru vardır, ordan biliyorumdur.” yanıtını verdi.
10 bebeğin ölümüyle suçlandığını anımsatan Gıyasettin Özdemir, yalnızca Kaya bebeğin ölümüyle ilgili savunma yapabileceğini belirterek, diğer bebek ölümleriyle ilgisi olmadığını iddia etti.
HASTANE YÖNETİCİLERİ DE KİRLİ ÇARKIN İÇİNDE Mİ?
Sanık Özdemir, soruşturma kapsamında kapatılan hastanelerden Birinci Hastanesi, Bağcılar Şafak Hastanesi'nden hasta sevki karşılığında para aldığını da öne sürdü, Bağcılar Medilife Hastanesi'ne hasta yönlendirmesi yaptığını iddia etti. Özdemir, anlaşmaları hastane yönetimleriyle yaptığını anlattı.
Özdemir’in savunmasında iddianameye giren telefon görüşmeleri de gündeme geldi. Mahkeme başkanı, sanığa “112’ye bildirtmeyeceğim, hakkımızdan oluruz.” sözünü sordu.
Sanık Özdemir kendini şöyle savundu:
“Bildirtmeyeceğim desem de bildirilmediğini anlatıyorum. Hakkımızdan olurus kısmı, 112’ye bildirildiği zaman ‘yönetimi açısından değişiklik olmayacaktır’ demek istiyorum.”
BAŞKA BİRİMLERE DE HASTA SEVKİ YAPMIŞ
Yalnızca Fırat Sarı’nın olduğu değil, diğer hastanelere de sevk yaptığını anlatan Özdemir, 112 Acil Servis çalışanı olmasından dolayı hakkında algı operasyonu yapıldığını öne sürerek, yenidoğan çetesi davasının savcısını suçladı.
Yaptığı tüm sevklerin sisteme uygun olduğunu da savunan Özdemir, yalnızca yenidoğan değil, başka birimlere de sevk yaptığını anlattı.
EŞİ, SARI'NIN EŞİNİN ÇALIŞANI
Sanık Gıyasettin Özdemir, eşinin Fırat Sarı’nın sahip olduğu Medisense isimli şirkette SGK kaydı olduğunu da söyledi.
Eşinin patronunun, Fırat Sarı’nın eşi olduğunu anlatan Özdemir, söz konusu şirketin güzellik sektöründe faaliyet gösterdiğini anlattı
ACİL SERVİS ÇALIŞANINDAN İTİRAF
Beşinci duruşma örgüt yöneticileri arasında gösterilen 112 Acil Servis çalışanı Gıyasettin Özdemir'in savunmasıyla başladı.
Hakkındaki suçlamaları reddeden Özdemir, "Hasta yönlendirmesi yaptığım için para kazandığımı söylemek istiyorum." dedi.
Tıp merkezlerindeki hastaların, yoğun bakım servisine sevkinin 5-6 saat sürdüğünü öne süren Özdemir, "Bu merkezler hastaları hızla sevk etmek istediğinde benim gibi sevke aracılık yapan insanlara ulaşmaktadır." itirafında bulundu.
Özdemir, "Hastaneler benim gibi hasta yönlendirme işlerini yapan insanlarla iletişime geçmektedir." dedi.
Sanık ambulans şoförü, hastanelerin ona ulaştığını, kendisinin de yoğun bakımlarda yer bulduğunu söyledi.
ÇOK SAYIDA SİYASETÇİ DURUŞMA SALONUNDA YER ALDI
Duruşmaya TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanı ve AK Parti Osmaniye Milletvekili Yanık, Saadet Partisi Ankara Milletvekili Mesut Doğan, MHP Ordu Milletvekili Naci Şanlıtürk, DEM Parti Mardin Milletvekili Kamuran Tanhan, CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, duruşma salonunda bulunurken, sanıklar ve mahkeme heyeti duruşma salonunda yer aldı.
DAVANIN DÖRDÜNCÜ GÜNÜ NELER OLDU?
Davada dün dördüncü duruşma görüldü.
Sanıklardan yeni itiraflar da geldi.
Yenidoğan Çetesi davasındaki hastane yöneticilerinden sanık Serdar Yüksel, borca girdiğini, bu yüzden bebeklerin hastanelere sevk edilmesi için para aldığını itiraf etti.
Yüksel, “Beni 112’den arayanlar ya da ‘Sağlık Bakanlığı’ndan numaranızı aldık’ diye arayanlardan biliyorum hastaları. Gıyasettin Mert Özdemir ve Fırat Sarı’dan para aldım.” dedi.
Sanık Yüksel ifadesinde, bebekleri para karşılığında il dışındaki hastanelere gönderdiğini de itiraf etti.
ASİSTANDAN İTİRAFLAR
Çete yöneticisi Fırat Sarı’nın asistanı sanık Sümeyye Nur Arslan ise Sarı’nın evde bakım hizmetleri alanına da girmeyi amaçladığını anlattı.
Arslan, Sarı’nın bunun için kendisine vekalet verdiğini, ücretleri hemşirelere kendisinin yatırdığını söyledi.
Sanık Arslan şunları anlattı:
“Motivasyon ücretini arkadaşlarım doğru anlatamadı. Siz normalde 3 hasta bakacakken 5 hasta bakıyorsunuz. Bunlar bir süre sonra ağır geliyor. Hastane yeterli ücreti vermiyor. İşten çıkmak istediğinizde Fırat Sarı size bu parayı veriyor.”
Arslan, savcının sanık Fırak Sarı’yı kastederek, “Ayda 400 bin lira geliri olan biri neden sizden para istiyordu?” sorusunu da yanıtladı.
Arslan şunları söyledi:
“Biz de anlam veremiyorduk. Mesela yurt dışına gideceği zaman beni şimdi döviz bürosuna göndermeyin diye para aldığı oldu. Tutuklandığında bana 150 bin lira borcu vardı.”
“BELEDİYE BAŞKANI OLMAK İSTİYORDUM”
Esenyurt Belediyesi Sağlık İşleri görevlisi Renas Kılıç’ın savunması ise şaşkınlığa neden oldu.
Kılıç, belediye başkanı olmayı amaçladığını, siyasi hedefleri doğrultusunda hareket ettiğini öne sürdü.