Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan tv100 Özel yayınının konuğu oldu. Fatih Erbakan, Gürkan Hacır, Erdoğan Aktaş ve Başak Şengül'ün sorularını yanıtladı.
İstanbul'un yüzde 25'le kazanılabileceğini söyleyen Erbakan, "3 Şubat'tan sonraki 19 günde 30 bin üye geldi. Şanlıurfa'da çok güçlü bir adayımız var. Elazığ'ı alma durumumuz var. Bursa ve Samsun'da güçlü adaylarımız var." ifadelerini kullandı.
Erbakan, genel seçim olsa oylarının yüzde 6-7 civarında olduğunu ve her geçen gün arttığını belirtti. 14 Mayıs seçimlerinden bu yana oylarının 2'ye katlandığını ifade etti.
Erbakan, "İBB Başkanlığına destek vermemiz durumunda Anadolu ve Avrupa yakasında birer tane ilçe belediyesi istedik." dedi ve bu süreçte AK Parti'nin adaylarını açıkladığını sonraki görüşmelerde de kendilerine, "Biz ilçe adayımızı nasıl geri çekeriz?" denildiğini aktardı. Erbakan, AK Parti ile 31 Mart Seçimleri için kapıyı kapatarak, "Bu saatten sonra ittifak yapmak için gerekçemiz yok." dedi.
Fatih Erbakan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
(AK Parti ile ne konuştunuz ne istediniz ne verdiler ne alamadınız?)
"GAZZE KONUSU ÖNEMLİ BİR ETKEN"
"Gazze konusunda iktidarın tavrına da eleştirilerimiz oldu. Bu da ittifak kararımızın şekillenmesinde önemli bir etken.
(Aday olarak girseydiniz Cumhurbaşkanlığına partinizin oy oranında artış olacağını hesaplamış mıydınız?)
Onu iddia edenler var. Ben mühendis olduğum için çok veri olmadan tahminle bir yere varmak çok uygun olmaz diye düşünüyorum. Ama bu da bir ihtimal tabi. Bizim bu ittifaka girmemiz aslında 'bize kaybettirdi' diyenler de var.
"MİLLET İTTİFAK YAPMAMIZI İSTEMİYOR"
Millet bizim bu seçimde ittifak yapmamızı istemiyor. Yeniden Refah Partisi 5,5 ayda üye sayısını 260 binden 440 bine çıkardı bu yüzde 70 büyüme demektir.
"BU SEÇİMİ BİR BEKA SEÇİMİ OLARAK GÖRMÜYORUZ"
Biz Yeniden Refah Partisi olarak, bu seçimi bir beka seçimi olarak görmüyoruz. Kararımızda etkili olan sebeplerden bir tanesi bu. Bir belediye başkanının icraatları dolayısıyla 'ülke elden gidiyor' söylemini ortaya koymak mantıklı bir durum değil."
"SEÇİME KADAR 500 BİN ÜYE SAYISINI BULACAĞIZ"
Bizim 3 Şubat’ta ittifakla ilgili kararımızı açıkladıktan sonra bugüne kadar 19 gün içerisinde üye sayımız 30 binin üzerinde artış gösterdi. Aslında bu ‘Biz sizi ittifakta görmek istemiyoruz, kendiniz müstakil olarak girin ve biz de sizin adayınıza oy verelim’ diyen insanların samimi olduğu ve bize teveccüh gösterdiklerini gösteren önemli bir gösterge.
"GENEL SEÇİMLERDE OYUMUZ YÜZDE 6-7"
(Hakikaten 'alabileceğimiz belediyeler var’ diyor musunuz?)
Diyoruz bir defa Şanlıurfa’da çok güçlü bir adayımız var, Elâzığ, Bursa, Samsun, Düzce’de kıymetli sanatçımız Davut Güloğlu var, Eskişehir, Bingöl, Kütahya da iddialı olduğumuz yerlerden. Genel seçimlerde oyumuz 6-7.
ŞANLIURFA ADAYIYLA İLGİLİ ÇIKAN TARTIŞMA KONUSU
(Ben Urfa’dan özellikle bahsettiğiniz için Şanlıurfa adayı da gündemde tartışmalı olarak. AK Parti’den istifa eden isim Kasım Gülpınar’la hakkında çıkan iddialara dair konuştunuz mu?)
Bu başka bir konuyla ilgili ve yıllar evvel kaydedilen bir ses kaydı olduğunu ifade ediyor.
(Kendisi olduğunu teyit etti ama öyle değil mi?)
Onu arkadaşlarımız görüştüler kendisinin olduğunu tam bilmiyorum.
"KOCAELİ, SAKARYA PARTİMİZİN RESMİ TALEBİ DEĞİLDİ"
(Siz büyükşehir ismi ifade ettiniz mi?)
Yok o bizim kendi partimizin ifadesi değil, Doğan Aydal hocamızın oradaki müzakere sırasında ‘Bunları da biz alsak çok güzel işler yaparız çünkü Kocaeli bir sanayii şehridir, onun yanı başında Sakarya var onu da biz alsak çok güzel hizmet yaparız. Biz yabancı mıyız, bizim insanımız sizin insanınızla aynı kökten geliyor’ diye sohbet esnasında söyledikleri. Bizim resmi olarak böyle bir talebimiz yok.
"İSTANBUL'DA 2 İLÇE İSTEDİK"
Bizim söylediğimiz İstanbul Büyükşehir belediyesinde biz destek oluyorsak bize de bir tane Anadolu Yakasında bir tane Avrupa yakasında ilçe alalım. İsmi çok önemli değil dedik biz ama onlar da zaten ‘Peki verelim nereyi istiyorsunuz?’ demedikleri için ilçe isimleri çok konuşamadık.
"2 İLÇEYİ VERSELERDİ TEKRARDAN DEĞERLENDİRECEKTİK"
(O istediğiniz 2 ilçeyi size vermiş olsalardı partiniz ‘yedek lastik’ olmayacak mıydı?)
O zaman biz tekrardan değerlendirecektik. Bu mutabakat metni, Gazze konusu, halkın istememesi, teşkilatın istememesi kenarda duracaktı. Ama buna rağmen biz bu ilçeleri alıp da Refah Partisini o yıllarda iktidara belediye hizmetleri taşıdı. Bu ilçelerde biz bir belediye hizmeti, millete kendimizi gösterme imkânı olur da Yeniden Refah Partisi’nin iktidara gelmesine vesile olur muyuz buna bu değer mi diye çekincelerimize rağmen tekrardan değerlendirilebilirdik."
"BU HİZMET SEÇİMİ, BEKA SEÇİMİ DEĞİL"
(Sizler yine de AK Parti ile bir iş birliği yapar mısınız yoksa her şey bitti mi?)
Bu bir beka seçimi değil, hizmet seçimi. Millet istemiyor buna en yakın bizim teşkilatlarımız şahit. Teşkilatlarımız istemiyor hangi gerekçeyle biz adaylarımızı çekeceğiz? O nedenle böyle bir şeyin olması mümkün gözükmüyor.
(Millî Görüş postunda kim oturuyor?)
Bununla ilgili bir arkadaşımızın güzel bir sözü vardı FETÖ zamanı ‘Şunun bir kan tahlili olsa da baksan kim FETÖ’cü kim değil’ dedi. Onun gibi bunun bir patenti yok.
"ADNAN OKTAR'I BİR DEFA ZİYARETE GİTTİM"
(Geçmişte hiç Adnan Oktar’la bir temasınız yakınlığınız oldu mu?)
Özellikle 1994 seçimleri öncesinde Adnan Oktar grubunun içindeki bazı kimseler Refah Partisi'ne katıldılar ondan sonra bunların yazmış oldukları kitaplar getirip Rahmetli Erbakan Hocaya sundular. Erbakan Hoca da ‘Bunlar muazzam bunları eğitimlerde gençlere okutalım’ dedi. Bizi herhalde yaşımız genç olduğu için yakıştırıyorlar herhalde. Bir kere ziyaretine gittik."
‘ADNAN OKTAR KONUSUNDA PSİKOLOJİK BİR PROBLEM OLABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM’
Şengül Erbakan'a A9 Kanalı'ndaki röportajı da hatırlatarak, "Adnan Oktar kitapları içerisinde nasıl emin olabiliyoruz farklı mesajlar olmadığı konusunda?" diye sordu. Erbakan şu yanıtı verdi:
Kitapları Rahmetli Erbakan hocamız Siyonizm’i en iyi bilen isimlerden bir tanesi ve itikadı da en düzgün olan insanlardan bir tanesiydi, onun denetiminden geçmiş özellikle Büyük İsrail planını gösterirken onların kitaplarından gösteriyordu. Kitaplarda yazılanların bilimsel temeli var. Bu olmasa zaten Milli Gazete’de bunlara yer verilmezdi. Ama sonrasında itikadi sıkıntılara girdiler.