İzmir'in Urla ilçesinde müdür olarak görev yaptığı devlet kurumunda kadın hizmetli Ö.K.'ya (42) cinsel saldırıda bulunduğu iddia edilen E.D. (52), 'sarkıntılık yapmak suretiyle cinsel saldırı' suçundan 7 yıla kadar hapis istemiyle yargılandığı davada suçlamaları reddetti. Kendisine iftira atıldığını öne süren E.D.'nin, aynı suçtan dolayı başka bir davadan da yargılamasının devam ettiği öğrenildi.
Olay, geçen 13 Mart'ta bir devlet kurumunda meydana geldi. Urla ilçesinde bir devlet kurumunda geçen şubat ayında hizmetli olarak çalışmaya başlayan Ö.K., kurum müdürü E.D.'nin kendisine cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla suç duyurusunda bulundu. Mağdur Ö.K., savcılıkta verdiği ifadesinde, "İki üç haftadır müdürün odasına içecek götürürken elime ve sırtıma dokunarak beni rahatsız ediyor. Kendisi hakkında 'Sen beni mutlu edersin' gibi cümleler kurduğumu ileri sürüyor. Hafta sonları çalışmıyorum. Kendisi cumartesi günü öğleden sonra beni ek hizmet binasında bekleyeceğini söyledi. Eşimden ayrılma sürecinde olduğumu, hastaneye gitmem gerektiğini söyledim. O sırada beni kendine çekip, dudağımdan öptü. Kendimi geri çekip, oradan kaçtım. Şikayetçiyim" dedi.
7 YILA KADAR HAPİS CEZASI İSTEMİ
Şikayet üzerine başlatılan soruşturma tamamlanarak iddianame hazırlandı. Urla 2. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen iddianamede sanık E.D. hakkında 'sarkıntılık yapmak suretiyle cinsel saldırı' suçundan 7 yıla kadar hapis cezası istendi. Bugün görülen davaya, tutuksuz yargılanan sanık E.D., mağdur Ö.K.'nın avukatı Saadet Gülgen Kayaalp, İzmir Barosu Kadın Hakları Merkezi'nden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Elçin Kılınçer Ot, Urla Kadın Dayanışma Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Urla Şubesi, Eğitim-İş ve siyasi parti temsilcileri katıldı. İzmir Barosu da davaya müdahil olarak katılma talebinde bulundu.
'BANA İFTİRA ATIYOR'
Duruşmada ifade veren ve üzerine atılı suçlamaları kabul etmeyen kurum müdürü E.D., "Kendisini 1 aydır geçici hizmetli olarak çalışması sebebiyle tanıyorum. Şikayetçi, haftada bir bulunduğum binaya gelirdi. Müdür yardımcısı disiplinsiz davrandığını, sorun yaşadığını ve çözüm bulmam gerektiğini söyledi. Kurumu habersiz terk ettiğini fark ettim. Kendisini telefonla arayıp, sordum. Özür diledi. O gün gelip, bunu kendisine soracaktım. Fakat bir cenazeye gitmem gerektiği için kurumdan ayrıldım. Evli ve çocuklu bir insanım. Bana iftira atıyor. Suçlamaları kabul etmiyorum" dedi.
'OLUMSUZ PSİKOLOJİK ETKİ YARATTI'
Ö.K.'nın avukatı Kayaalp ise bir önceki duruşmada mağdur ve failin mahkemede karşı karşıya gelmesinin mağdur üzerinde olumsuz psikolojik etki yarattığını belirtip, mağdur ile failin karşı karşıya kalmasının ikincil ve üçüncül travmalar yaşamasına neden olduğunu ve mağdurun kendini yeterince ifade edememesi, kendisini fail durumunda hissetmesi durumunun oluştuğunu dile getirdi. Ö.K.'nın adli görüşme odası temin edilerek, sosyal çalışmacı desteğiyle kendisini sağlıklı ifade etmesi ve kamera kaydının Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile mahkemede izlenmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, mağdurla ilgili Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek rapordan sonra, talebi değerlendireceğini belirtip, duruşmayı ileri bir tarihe erteledi.
'SANIK, AYNI SUÇTAN YARGILANIYOR'
Duruşma sonrası açıklama yapan avukat Kayaalp, sanığın aynı yerde çalışan kadın memur S.G.'ye de karşı işlediği aynı suçtan dolayı yargılandığını söyledi. Kayaalp, "Her iki dosyada da mağdurların toplumun maddi, manevi dezavantajlı gruplardan geldiğini görüyoruz. Ne yazık ki kamusal gücü elinde bulunduran erkekler tarafından kapalı kapılar ardında tacize, tecavüze uğruyorlar. Bu kadınlar hak mücadelesi veriyor" dedi.