Türkiye'nin ilk kadın sümeroloğu Muazzez İlmiye Çığ, 110 yaşında hayatını kaybetti. Mersin'in Mezitli ilçesindeki özel bir hastanede rahatsızlığı nedeniyle tedavi gören 1914 doğumlu Türkiye'nin ilk kadın sümeroloğu Muazzez İlmiye Çığ, dün yoğun bakıma alındı ancak Çığ, doktorların müdahalesine rağmen hayatını kaybetti.
Acı haberi Çığ'ın yazarı olduğu Kaynak Yayınları duyurdu.
Yayınevinin sosyal medya hesabından "Türkiye'nin aydınlanma mücadelesinin yorulmak ve yaşlanmak bilmeyen değerli bilim kadını, son Sümer Kraliçesi, değerli yazarımız Muazzez İlmiye Çığ'ı kaybettik. Ailesinin, okurlarının ve ülkemizin başı sağolsun." açıklamasında bulundu.
Muazzez İlmiye Çığ'ın hayatını kaybetmesi dün sosyal medyada gündem olurken Posta gazetesi yazarı Oral Çalışlar, Çığ ile ilgili bugün bir yazı yazdı ve yazının başlığını da "Türk teröristleri geri zekalıdır’ diyen araştırmacı" diye attı.
Çalışlar 1970'li yıllarda HZİ diye bir vakfın kurulduğunu ve bu vakfın başında Muazzez İlmiye Çığ'ın olduğunu belirterek vakfın cezaevlerindeki mahkumlar ve tutuklular üzerinde ilaç denendiğini kaydetti.
MAHKUMLARI ZORLA KOBAY YAPTILAR
Çalışlar "O tarihlerde Bursa Cezaevi’nde kalıyordum. Nokta dergisinde 17 Mart 1985'te kapaktan sunulan, hepimizi tedirgin eden, Semra Somersan ve Güldal Kızıldemir imzalı bir dosya yer aldı. Cezaevindeki tutukluları, zorla kobay yaptıklarını okuduk. HZİ isimli bir vakıf vardı. Bu vakfın isteği üzerine tutuklular ve mahkumlar ilaç denemeleri amacıyla bu vakfın merkezine götürülüyordu. Bu merkezdeki faaliyet, Batı’da insan üzerinde denenmesi yasak olan ve piyasaya sürülmeye hazır bazı ilaçları insan üzerinde denemekti. Yapılan denemeler insan haklarına aykırıydı. İş cezaevlerine sıçrayınca da olay boyut değiştirmişti. Sözde ilaç denemeleri, cezaevindeki siyasi tutuklu ve mahkumları hedef alan bir kampanya haline dönüşmüştü." ifadelerini kullandı.
Muazzez İlmiye Çığ'ın, 33 yıl süreyle Arkeolojı Müzesi'nde çalıştığını belirten Çalışlar, müze çalışanlarına da para vererek bu deneylere katılmasını sağladığını aktardı.
Çalışlar yazısında şu ifadeleri kullandı:
Bu vakıf üzerinden ilaç denemeleri 1975 yılından bu yana yapılıyormuş. HZİ Vakfı, iki ünlü isim Muazzez İlmiye Çığ ve Turan İtil’in annelerinin baş harflerinden oluşturulmuş (Hafize Zekeriya İtil). Akademik hayatının önemli bir bölümünü Amerika’da geçiren Turan İtil, araştırmalarını, çeşitli uluslararası toplantılarda sunuyordu. Onun bir konferanstaki konuşmasından gazeteci Orhan Duru’nun yapığı alıntı 13.10.1983 tarihli Miliyet’te yayımlanmış. Hem de epey çarpıcı bir başlıkla…
Haberinin başlığı: “Türk teröristlerin zeka derecesi düşük” diyen yani hak hukuk çiğneyerek zorla denek olarak kullandıkları siyasi tutuklulara bir de geri zekalı etiketini de kullanmışlar. Tabii, bu vakfın ve bu vakfı destekleyen kurumların terörist tanımlarının nerede başlayıp nerede bittiğini tahmin etmek hiç de zor değil. Türkiye’de, birçok insan, yaptığı konuşmalar, hazırladığı yazılar nedeniyle terörist sayılıyor. Bu tanım yüzünden, Türkiye ile Avrupa Birliği arasında katılım müzakereleri tıkandı. Türkiye’deki terörle mücadele yasası, düşünce ve ifadeyi de terör kapsamı içine alan hükümler içerdiği için, AB ile ilişkiler geriliyor.