İstanbul'da bir kişinin ölümüne yol açtıktan sonra annesi Eylem Tok ile ABD'ye kaçan Timur Cihantimur'un yargı süreci devam ediyor. Tutulduğu cezaevinin koşullarına itiraz eden Cihantimur Connecticut'tan alınıp Massachusetts'teki başka bir ıslahevine nakledildi.
Emrullah Erdinç'in verdiği bilgiye göre mahkeme Cihantimur'un bir sonraki duruşması için 15 Ekim'e tarih verdi.
Cihantimur 15 Ekim'e kadar cezaevinde kalacak.
Avukatları, Cihantimur’un gözetim altında tutulduğu tesiste çok zor şartlarda tecrit altında olduğu savunmasını yapmıştı.
EYLEM TOK'UN DURUMU...
Eylem Tok temmuz ayının başında Boston'daki John Joseph Moakly Adliyesi'nde ikinci kez "iade" duruşmasına çıktı.
Duruşmada Eylem Tok'un avukatı, ABD ile Türkiye arasındaki iade anlaşmasına göre müvekkilinin teslim edilmesi için Türk hukukuna göre cezanın en az 1 yıllık hapis cezası öngörmesi gerektiğini savunarak, Tok'un iadesine karşı çıktı ve kefaletle serbest bırakılması için yeni bir dilekçe sunacaklarını söyledi.
Savcı Kristen Kearney da ABD Dışişleri Bakanlığından geçen hafta dava için gönderilen görüşe atıfta bulunarak, Türk makamlarının Eylem Tok'un suçluya yardım etmenin dışında suç mahallindeki ilgili delilleri yok etme, karartma veya değiştirme konusunda ek iddiaları gündeme getirdi.
Ek iddianamedeki bilgilerin "suçun kapsamını çok daha genişlettiğinin" anlaşıldığını belirten Kearny, Tok'un olay yerinde kurbanın telefonunu alıp güvenlik görevlilerine teslim etmediğini, Cihantimur'u ve yanındakileri olay yerinden uzaklaştırarak yetkililerin alkol testi yapmasını engellediğini vurguladı.
Olaydan sonra Tok'un oğlu Cihantimur'un yanındakilere ve ailelerine kazayla ilgili konuşmamaları gerektiği konusunda yönlendirme yapmaya çalıştığını belirten Kearney, "Bütün bunlarla (Türkiye) hükümet bunun kapsamını daha iyi anladı ve iddianameyi genişleterek ikinci suçlamaya devam etmeyi seçti." dedi.
Duruşmaya bakan hakim Donald L. Cabell, Türkiye ile ABD arasındaki mevcut iade anlaşması çerçevesinde Türkiye'den açıklayıcı ek bilgilerin istenmesi, savunma ve savcılık makamlarının iddialarının incelenmesi için duruşmayı erteledi.
Cabell, ağustos ayı içinde bir tarih belirlenmesi için tarafları birbiriyle iletişime geçmeye çağırarak, bu süre içinde Eylem Tok'un tutukluluk halinin devamına karar verdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı, 27 Haziran'da Massachussetts Bölge Başsavcılığına gönderdiği mektupta, İstanbul'daki ölümlü trafik kazasının şüphelisi Eylem Tok'un Türkiye'ye iadesine yönelik görüş ortaya koymuştu.
Mektupta, "Türkiye hükümetinden gayri resmi alınan yeni bilgilere dayanarak" Eylem Tok'un iadesinin uygun olduğu belirtilmiş ve "(ABD) Dışişleri Bakanlığının, Türkiye'nin başlangıçta iadesini talep ettiği Eylem Tok'a ilişkin her iki suçun da ABD ile Türkiye arasındaki suçluların iadesi anlaşması kapsamındaki gereklilikleri karşıladığını belirlediğini unutmayın." ifadesine yer verilmişti.
Tok'un başlangıçta, "yalnızca bir suçluyu koruma suçlamasının değerlendirilmesi üzerine" mahkemeye gönderilmesi gerektiğinin düşünüldüğü belirtilen mektupta, ancak Türkiye'nin sunduğu yeni bilgilerde, "delilleri yok etme, gizleme veya değiştirme" gibi suçların da işlendiğinin anlaşıldığı aktarılmıştı.
EYÜPSULTAN'DAKİ KAZA
Eyüpsultan'da 1 Mart'ta seyir halindeki 3 ATV aracından biri arızalanmış, yol kenarına çekilen arızalı araç tamir edilmeye çalışılırken aynı yönde ilerleyen iki araçtan birisi buradaki 3 ATV'ye çarpmış, yaralanan 5 kişiden Oğuz Murat Aci hayatını kaybetmişti.
Kazaya neden olan 17 yaşındaki sürücü Timur Cihantimur'un kaza yerine gelen annesi Eylem Tok'un aracıyla buradan uzaklaşıp annesiyle önce Mısır'a, ardından da ABD'ye gittikleri tespit edilmişti.
Şüphelilerin iadesi için geçici tutuklama talep evrakı, Adalet Bakanlığınca ABD yetkili makamlarına iletilmiş, Florida federal mahkemenin kararı üzerine Cihantimur ve Tok, 14 Haziran'da Boston'da polis tarafından yakalanmıştı.
18 Haziran'da ayrı saatlerde mahkemeye çıkarılan anne oğulun tutukluluk hallerinin devamına karar verilmiş, Cihantimur'un avukatları "müvekkillerinin kaldığı tutukevinin şartlarının çok kötü" olduğunu savunarak, ev hapsi veya yerinin değiştirilmesi talebinde bulunmuş, ancak 21 Haziran'da yapılan Cihantimur'un ikinci duruşmasında hakim bu talebi reddetmişti.