Cumhurbaşkanı Erdoğan, üniversite öğrencilerine 2025 yılında verilecek burs miktarının, ocak ayı itibarıyla 2 bin liradan 3 bin liraya çıkarılacağını açıkladı.
Erdoğan, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak'a seslenerek, "Bu sene ne burs vereceğiz? Rakamı aldın benden." dedi. Bakan Bak da "3 bin lira dediniz efendim, aylık 3 bin lira." yanıtını verdi. Bunun üzerine, salondakilere "Nasıl, 3 bin lira iyi mi?" diye soran Erdoğan, "2 bin alınıyordu. Şimdi onu 3 bine yükselttik. Daha iyi olacak inşallah. Ama bizim Özgür kardeşimiz sağ olsun, halen nerelerde yüzüyor" dedi.
Erdoğan, Uluslararası Ceza Mahkemesinin İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu hakkındaki tutuklama kararını değerlendirdi.
"Uluslararası Ceza Mahkemesi çok isabetli bir karar verdi" diyen Erdoğan, "Ama bundan önce verilen kararlara da Netanyahu hiçbir zaman uymamıştır. Buna da uymayacaktır. Uysa da uymasa da bu kararın verilmiş olması, İsrail karşıtı ülkelerin onur mücadelesini kazanmasıdır. Bu çok önemliydi. Netanyahu, mahkemelerin vermiş olduğu kararlar karşısında bakalım ne yapacak. Bir de tabii dünya çok değişik bir süreci yaşıyor" dedi.
"Şimdi Amerika'da Trump yönetimi geldi" diyen Erdoğan, "Trump ile Amerika'daki yeni yönetim nasıl oluşacak bunu da göreceğiz. Bütün bunlarla birlikte de dünya çok farklı bir yere doğru evriliyor. Onun için de bizim önümüzdeki 2-3 ay çok önemli. Biz de Türkiye olarak elimizden gelen bütün gayreti sarf ediyoruz, ortaya koyuyoruz ve mesajlarımızı da ona göre dünyaya veriyoruz" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gaziantep'e gerçekleştirdiği ziyarette Şahinbey Millet Kütüphanesi'nde düzenlenen "Gençlerle Buluşma" programına katıldı.
Burada konuşan Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde:
"Anadolu'da böyle bir merkezin açılması bizim için iftihar meselesi. Burada dersini çalışacak, bütün kitaplardan istifade edecek olanlar, şu anda 150 bin kitabımız var, ileride daha da artacağı anlamına geliyor, bütün bu eserlerle beraber gençlerimiz bu kitaplardan istifade edecek ve burayı bir çekim alanı oluşturmak suretiyle gençlerimiz burayı kendileri için bir merkez haline getirmiş olacaklar.
Burası Türkiye'nin en büyük ikinci kütüphanesidir. CHP'li belediyeler ile AK Parti ve Cumhur İttifakı belediyeleri arasındaki fark budur. Onlar Batı'daki marjinal akımları özgürlük maskesiyle ülkemize taşıma derdindeler.
Gençlerimizi sadece seçimden seçime geçici gündem malzemesi yapılacak bir aktör olarak görmedik. Eğitimden kültüre gençlerimizin önünü açan onlara yenilik çizen ne kadar uygulama varsa bunu biz hayata geçirdik. 81 ilimize üniversiteler açtık. Türkiye'nin Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da her yerde üniversite yoktu. Tatlıses, 'Oxford vardı da biz mi gitmedik' demişti. Üniversitelerimizin kampüslerini donattık, zenginleştirdik.
Siyasette gençlerimizin önünü açtık. Seçilme yaşını 30'dan 18'e indirdik, bunu biz yaptık. Ne diyorlardı parlamentoyu çoluk çocuğa mı bırakacağız, asıl olan genç yaşta parlamentoda diri, dingin ve genç iradeyi oraya yerleştirmek dedik bunu yaptık. Gençlerin daha fazla temsil edilmesini sağladık.
Bugün TBMM'deki en genç 5 milletvekilinden 4'ü milletin umuduyla yola çıkan AK Partimizin saflarında siyaset yapıyor. Partimizin en genç 4 milletvekilimizden biri Yine Gaziantep'in evladı olan Mesut Boz isimli kardeşimizdir.
Biz, sizin zamanınızın misafirleriyiz. Büyüklerimizin bize emanet ettiği sancağı siz devralacaksınız, Türkiye Yüzyılının mimarı siz olacaksınız."