DEM Parti Eş Genel Başkanları Tuncer Bakırhan ve Tülay Hatimoğulları, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat Perşembe günü silah bırakma çağrısının ardından Meclis'te gazetecilerle bir araya geldi.
Hatimoğulları ve Bakırhan, Abdullah Öcal’ın PKK’ye yönelik, “Silah bırakma” çağrısının ardından başlayan süreçle ilgili merak edilen soruları yanıtladı.
"ÇAĞRI SDG'Yİ KAPSAMIYOR"
Öcalan'ın çağrısının Suriye Demokratik Güçlerini (SDG) kapsamadığını belirten Hatimoğulları, " Metinde geçmeyen bir şeyi bizim söyleme yetkimiz de yok. Öcalan PKK'ye çağrı yaptı. Orada aktif olarak devam eden bir süreç var, Suriye'nin iç işi. SDG'nin kuracağı diyalog Suriye yönetimi ile olacaktır" dedi.
ÖCALAN'IN TOPLANAN KONGREYE KONUŞMASI GEREKİYOR"
"Öcalan, kongreyi kendisinin toplayabileceğini söylüyor. Örgüt de aynı şeyi söylüyor. Dolayısıyla Öcalan’ın fiziki koşullarının düzenlenmesi ve görüşmek istediği bütün kesimlere görüşebilmesi gerekiyor. Öcalan'ın toplanan kongreye konuşması gerekiyor. Görüşme görüntülü de olabilir. Teknoloji gelişti. Böyle daha inandırıcı olur. Öcalan, bir şekilde örgütünün toplantısına ulaşmasını bekliyoruz."
ÇÖZÜMÜN ADRESİ MECLİS
"Toplumun görüşmeleri bilme haklı var. Şeffaf olmayan bir sürecin fayda getirmeyeceği ortada. Bu sürecin en geniş toplum kesimi tarafından benimsenmesi. Çözüm adresi Meclis'tir. Bunun altını bir kez daha çizmek isterim. Elbette ihtiyaç oldukça görüşmeler gerçekleştirilecektir.
Meclis'te kurulacak çalışma grubu be komisyon ile çalışmalara başlanabileceğini biliyoruz. Bu komisyonda, parlamentoda temsil edilen tüm partilerin olması gerekiyor. Böyle bir katılım bizi barış konusunda daha ileriye sıçratır. AK Parti ve MHP de dahil partilerle görüşmelere haftaya başlayacağız"
"CHP SÜRECİ HEBA ETMEMELİ"
“Biz ne zaman iktidar ile siyasi kapılar arkasında pazarlık yaptık? CHP bir türlü bu konuya doğru denklemden giremedi. Biz iktidar ile anlaştıysak neden onlarca arkadaşımız içeride. CHP, bu süreci böyle heba etmemeli. Beğenmiyorsa kendi yol haritasını ortaya koymalı. Barış süreci, siyasi partilerden ve kişilerden çok daha değerlidir. Bahsedilen mesele bizim milyonda bir gündemimizde değildir. Sandık geldiğinde millet kimi istiyorsa onu seçer. AK Parti’yi 22 yıldır ayakta tutan asıl bu muhalefet şeklidir. Ana muhalefet partisisin, bir yol haritan yok, bir şey yapmaya çalışana da bu dili kullanıyorsun. Bizim kimseyle ulaştığımız, anlaştığımız yok. Gerçek bir muhalefete bu söylenemez. Türkiye’nin kurucu partisi, ortaya bir yol haritası koymalı. Birinci parti böyle olmaz, böyle iktidar olunmaz.”