CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından İstanbul'a gelen Özgür Özel, partisinin grup toplantısını İstanbul'da Beşiktaş Kültür Merkezi'nde gerçekleştiriyor.
İBB SORUŞTURMASI
İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yürütülen soruşturmalara ilişkin konuşan Özel, "Bugün 19 Mart başarısız darbe girişimine karşı direnişimizin 7. günündeyiz. Kendi çıkarları için Türkiye'nin geleceğine ihanet eden bir avuç insan var. Bir darbeye karşı direniyoruz ve direnme hakkımızı kullanıyoruz" dedi.
KENT UZLAŞISI
Kent Uzlaşısı konusuna da açıklık getiren CHP lideri "Cumhuriyet Halk Partisi DEM Partisi'yle Kent Uzlaşısı yaptı diyorlar. Önce şunu söyleyelim, Kent uzlaşısı bizim değil, DEM Partisi'nin bir tanımlamasıdır. Reddettiğim için değil, doğrusunu herkes bilsin diye söylüyorum.
Savcılık 'Kent uzlaşısı'nı suçluyor batıdaki Kürtlerin yönetimde temsil edilmesi terör ise ben terörist olayım kardeşim. Bunun adı demokrasidir. Ben bu metinleri teşekkür etmek için yazarım. Kürt olup da AK Parti'ye oy verenler bunların Kürtlere bile saygısı yok. Oyu bana verirsen seçmensin vermezsen teröristsin diyor" ifadelerini kullandı.
MEHMET ŞİMŞEK'E TEPKİ
MASAK raporları üzerinden Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'e tepki gösteren Özel, "MASAK, Mehmet Şimşek'e bağlıdır ve kurumunu bu darbeye alet etmiştir. Mehmet Şimşek budur. Kimse bunları adamdan, ekonomistten saymasın. Mehmet Şimşek'in itibarı yerin dibindedir." şeklinde konuştu.
"O KÜFRÜ KENDİ ANNEME EDİLMİŞ SAYARIM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın annesine edilen küfür ile ilgili konuşan Özgür Özel, "Tayyip Erdoğan'ın ölmüş annesine edilmiş küfrü kendi anneme edilmiş sayarım. Bizim işimiz temiz bir dilledir. Tayyip Erdoğan'ın rahmetli anneciğine küfreden de, oraya buraya küfür yazan da ya da suçsuz polise suçsuz yere saldıran da emin olun ne Taksim'in, ne Saraçhane'nin, ne Türkiye'nin dostu değildir" dedi.
ÖZEL, BOYKOT ÇAĞRISINI YİNELEDİ
Özel boykot çağrısını yineleyerek "Biz Saraçhane'yi görmeyenlere göstermeyi hep birlikte başardık. Çok sayıda televizyon kanalı kendilerine çeki düzen verme noktasında adımlar attı. Gerekli boykot bilgilendirmesini akşam yapacağız. Bundan sonra da bir tarafsız bu yayınları takip eden ve bunlarla ilişkili firmaların boykotu için gerekli bilgilendirmeyi yapan "boykot var" sitesini hep birlikte takip edeceğiz" ifadelerini kullandı.
Özel'in açıklamalarının satırbaşları şöyle;
"Değerli milletvekillerim, kıymetli grubumuz bugüne kadar hep biz Ankara'daydık ve konuklarımız oluyordu. Ancak öyle tarihi bir süreç içindeyiz ki, şimdi biz tam kadro İstanbul'dayız, biraz Ankara dinlesin bakalım.
Bugün 19 Mart başarısız darbe girişimine karşı direnişimizin 7. günündeyiz. Kendi çıkarları için Türkiye'nin geleceğine ihanet eden bir avuç insan var. Bir darbeye karşı direniyoruz ve direnme hakkımızı kullanıyoruz.
Arkalarında halk yok kimse yok. Bu devletin kodları, gelenekleri, yüz yıllara dayanan bu ülkenin geleceğini düşünen kodları vardır emin olun yaşananların yarattıkları tahribatı kendileri de görüyor. Devleti karşısına alıp millete sırtına dönmüşler. Devletin aklı, demokrasinin yanındadır.
Bu organize kötülük örgütünün diplomayı iptal edeceğini biliyorduk. Ama bir taraftan da kaç kişinin diplomaya evet diyeceğine bakıyorlar. 4 kişi gerekiyor ama 2.5 evet olduğunu görüyorlar. Dekanını istifa ettirdikleri fakültenin yerine üniversitenin yönetim kurulunu toplayıp oradan diplomayı iptal ettirdiler. Sabah gözümüzü açtık, tüm kötülüklerin tuşlarına basarak harekete geçtiler.
Ben ilk olarak darbeye karşı ele geçirilecek yer olarak burada hedefin İBB'nin simge binası Saraçhane olduğunu biliyorduk. 25 yıl Erdoğan ve atadıkları tarafından yönetilmişti. İstanbul'un bütün varlıklarını, 4 tane devraldığın gökdelen sayısını 250'ye getirerek, yeşili azalttıklarını gören İstanbulluların gözlerinin önüne bir alternatif geldi.
"'KENT UZLAŞISI' DEM PARTİ'NİN BİR TANIMLAMASIDIR"
Bir diğer meselemiz terör suçlaması. Çünkü bu terör suçlamasında üzerine basa basa söyledikleri bir şey var. Diyorlar ki: Cumhuriyet Halk Partisi DEM Partisi'yle Kent Uzlaşısı yaptı." Önce şunu söyleyelim: Kent uzlaşısı bizim değil, DEM Partisi'nin bir tanımlamasıdır. Reddettiğim için değil, doğrusunu herkes bilsin diye söylüyorum. Biz ittifak yapmak için bütün partilere gittik, baktık.
Hatta sonra şöyle dedik: "Partilerle siyasi ittifak yapamadık ama milletimizle sandıkta ittifak yapacağız." Bu süreçte DEM Partisi de kendi adaylarını belirlerken şöyle bir yaklaşımda bulundu: "Seçimleri kazanacağımız yerlerde aday çıkaracağız. Seçimi kaybedeceğimiz, kazanamayacağımızı düşündüğümüz yerlerde kente karşı suç işlemeyecek, dürüst çalışacak, Kürtlerin de hak ve menfaatlerini gözetecek, insanca hizmet verecek, onların yoğun yaşadığı mahallelere kimliklerinden dolayı ayrımcılık yapmayacak adayları destekleriz ama buna uygun görmediğimiz adayları desteklemez, hatta istemediğimize kaybettirecek reflekslerde bulunuruz." Cumhuriyet Halk Partisi'nin bazı adaylarının olduğu yerlerde aday göstermeyerek desteklediler. Bazı yerlerde ise kendi değerlendirmeleriyle kaybettirmeye çalıştılar.
Kent uzlaşısının olduğu yerlerde, DEM Partisi'nin tanımlamasıyla, onların adayı olmayan yerde onların seçmenlerinin Cumhuriyet Halk Partisi'ne oy verdiğini bilmeyen de yok, bundan utanan da yok. Bunun ne utanılacak ne saklanılacak bir tarafı var. Ama bu tanımlama bizim değil. Çünkü bizim tanımlamamız Türkiye İttifakı, İstanbul İttifakı, Şişli İttifakı.
Yani sadece Kürtlerin değil, hep söylüyoruz ya, Kürt Demokratların, muhafazakar Demokratların, milliyetçi Demokratların, sosyal Demokratların bir araya gelmesiyle biz İstanbul İttifakı'nı, bir araya gelmesiyle biz Türkiye İttifakı'nı oluşturmuşuz. İstanbul'da resmi yazım var, ilçe başkanlarına yollamışım. Soruşturma dosyalarına mutlaka konmalı, mutlaka mahkemelere gösterilmeli. Resmi yazımız var. Biz siyasi ittifaklar yapamadık. Yukarıda anlaşamadık. Çünkü 14-28 Mayıs'ın depresyonu, oradan buraya gelen artık bir ittifak haline tarafların soğukluğu var ama biz sandıkta ittifak yapacağız. Bunu yapmak için listelere konmak üzere genel merkez düzeyinde AK Parti, MHP, İyi Parti ve DEM Partisi'nde geçmişte siyaset yapmış ya da camialarında iyi bilinen, dürüst, temiz, oy getirebilecek, bugün AK Parti'yle, MHP'yle bağı kalmamış, DEM Partisi ise partiyle bağı olmayan çünkü Cumhuriyet Halk Partisi'ne gelip aday olabilecek ama kanaat önderi pozisyonundaki isimler listelerinize dahil edilebilir.
Savcılık 'Kent uzlaşısı'nı suçluyor batıdaki Kürtlerin yönetimde temsil edilmesi terör ise ben terörist olayım kardeşim. Bunun adı demokrasidir. Ben bu metinleri teşekkür etmek için yazarım. Kürt olup da AK Parti'ye oy verenler bunların Kürtlere bile saygısı yok. Oyu bana verirsen seçmensin vermezsen teröristsin diyor.
Darbeyi planlayanlar vardır, talimatı uygulayanlar vardır. Ama darbenin bir bildirisi olur. 12 Eylül'de de, 15 Temmuz'da da okumuşlardı. Şu darbe bildirisini okutuyorlar. İmamoğlu milyonluk villada gözaltına alındı diye haber okutuyorlar. Bütün yandaş kanallar tek elden verilen bilgilendirmeyle bir yalanı sürekli söyleyip halkın kafasına kazımaya çalışıyorlar.
"İMAMOĞLU MİLYONLUK VİLLADA GÖZALTINA ALINMADI"
Darbeye direnen ve karşısına dikilenlere dokunmaya kalkmayın alnınızı karışlayacağız sizin. İmamoğlu milyonluk villada gözaltına alınmadı. Belediyeye başkanlık konutu olarak kazandırılan, devir teslim edilmek üzere kullanılıyor. O villa, yandaş vakfa peşkeş çekilmişti; İBB o villayı geri aldı. İmamoğlu orada gözaltına alındı.
Terör örgütü mensupları işe alındı diyorlar; Soylu 700 teröristin hizmete alındığını söylemişti. Bu da gerçek çıkmadı hatta yargılanan 41 kişi beraat etti. Sonra dedi ki Soylu, 'Siyaseten onu söylemek zorundaydım' dedi. Böyle siyasetin Allah cezasını versin. Elinde ne var: Meşe, Çınar, Ladin ve İlke ismindeki gizli tanıklar. Diyorlar ki ben böyle yapıldığını tahmin ediyorum, rüşvet verildiğini tahmin ediyorum diyor.
Medya A.Ş.'den yıllık izin alıp yurt dışına çıkıp haberi duyduktan sonra ise yurda dönen bir kadını 'Firar ederken yakalandı' diye haberleştirdiler.
MASAK RAPORU
MASAK raporunu Akın Gürlek ne zaman talep edilmiş 3 Mart, görevlendirme 10 Mart'ta yapılmış, 17 Mart'ta MASAK raporu geliyor ve 19 Mart'ta operasyon yapılıyor. 4 uzman yardımcısının imzası var ama bir tane uzmanın imzası MASAK raporunun altında yok.
Çünkü rapora imza atacak bir uzman bulamamışlar. Özeti de ben suç bulamadım sen bak demiş MASAK raporu, ama savcı buradan suç bulmuş.
MEHMET ŞİMŞEK'E TEPKİ
19 Mart milleti de fakirleştirdi. İki yıl boyunca, 48 milyar dolar rezerv biriktirdiler ve 26 milyar dolarını ilk 3 günde yaktılar. İstifa edeceğini söyleyince de tweet atıyor 'Görevimin başındayım' diyor. MASAK, Mehmet Şimşek'e bağlıdır ve kurumunu bu darbeye alet etmiştir.
Dünya bunu böyle bilsin. Mehmet Şimşek budur. Kimse bunları adamdan, ekonomistten saymasın. Mehmet Şimşek'in itibarı yerin dibindedir. Bütün dünya Ekrem İmamoğlu'na yapılan darbeyi konuşuyor. Dün CNN'e anlattım bugün BBC'ye anlatacağım. Mehmet Şimşek'in gerçek yüzünü dünyaya göstermeyen namerttir.
"EKİM AYINDA BAŞLADI"
CHP yüzde 38 olan yereldeki oyunu yüzde 48'e çıkardıktan sonra ekim ayında Akın Gürlek İstanbul'a gönderildi ve peş peşe operasyonlar ile gözaltılar tutuklamalar gerçekleşti. Erdoğan, 'Kızmayın Rıza Akpolat'ı aldık diye turpun büyüğü heybede' dediği gün bu gizli tanıklar gidip Gürlek'e ifade veriyor.
Bütün amaçları 23 Mart'ta yapacağımız ön seçime engel olmaktı. Saatleri 4 gün öncesine kurmuşlar. Tam 23'üne denk getirip 'Bunun diploması yok. Zaten aday olamaz' dediler. Gözaltına aldılar, tutukladılar. Böyle bir hesap yaptılar. Israrla İstanbul Üniversitesi'ne yazı gönderip bir an önce diplomayı iptal et demesinin nedeni buydu.
"İMAMOĞLU, MİLLETİMİZE EMANET CUMHURBAŞKANI ADAYIDIR"
Ekrem İmamoğlu, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı değil; artık milletimize emanet cumhurbaşkanı adayıdır. 15.5 milyon vatandaşımız sandıklara geldiler, seçtiler ve tarihe geçtiler.
Tayyip bey, siyaset tasarlamakla, tuzak kurmakla, hendek kazmakla, yürüyen merdivene taş sokmakla, Ekrem başkanıma kumpas kurmakla değil, yürekle yapılır yürekle. Ona diz çöktürmek için önce Türk milletine diz çöktürmen gerekir. Artık bu süreç sokaktaki milyonlarıyla bir de erken seçimi ve bir değişimi kaçınılmaz kılıyor. Bu önseçime kalkıştığımızda tüzüğünüzde yok dediler. Her şeyi uydurdular. Saraçhane'deki demokrasiye sahip çıkma eylemimizi lekelemeye çalışıyorlar.
"ERDOĞAN'IN ANNESİNE EDİLMİŞ KÜFRÜ KENDİ ANNEME EDİLMİŞ SAYARIM"
Tayyip Erdoğan'ın ölmüş annesine edilmiş küfrü kendi anneme edilmiş sayarım. bizim işimiz temiz bir dilledir. Dünyanın en demokratik, en insancıl eylemleri olan Gezi eylemlerini, yok efendim camide içki içtiler, caminin içine girdiler ya da Tayyip Bey'in annesine küfrettiler diye ki öyle bir küfrü kendi elleriyle silen Osman Kavala'nın halen cezaevinde hükümlü olduğunu hatırlatmak isterim. O küfrü kendi elleriyle silmişti. Şimdi de benzer senaryolar uygulanıyor. Tayyip Erdoğan'ın rahmetli anneciğine küfreden de, oraya buraya küfür yazan da ya da suçsuz polise suçsuz yere saldıran da emin olun ne Taksim'in, ne Saraçhane'nin, ne Türkiye'nin dostu değildir.
Bütün gençleri provokasyonlara karşı uyarıyorum. Suçsuz günahsız gençlerimizi marjinal diye ifade eden, onların haklı tepkilerini haksız göstermeye çalışan kirli akla da sesleniyorum; bir marjinal varsa farklı görüşlerden olduğu halde birbiriyle dayanışan, demokrasiyi ve bu ülkenin yarınlarını savunan bu gençler değil, onların hepsinin birden nefretini kazanan sizlersiniz marjinal.
BOYKOT ÇAĞRISI
Biz Saraçhane'yi görmeyenlere göstermeyi hep birlikte başardık. Çok sayıda televizyon kanalı kendilerine çeki düzen verme noktasında adımlar attı. Gerekli boykot bilgilendirmesini akşam yapacağız. Bundan sonra da bir tarafsız bu yayınları takip eden ve bunlarla ilişkili firmaların boykotu için gerekli bilgilendirmeyi yapan "boykot var" sitesini hep birlikte takip edeceğiz.
Ancak şu ana kadarki tutumları için A Haber ve onun gibi yandaşlaşan tamamlamlarını ama arada kalıyorlarsa diye yani Ülke TV'yi, TVNET'i ben zaten saymıyorum ama TGRT'yi, CNN Türk'ü, Kanal D'yi, Turkuaz Medya'yı ve elbette bizden aldıkları vergileri haram zıkkım ettirecek bir iftiracılıkla yayın yapan TRT'yi protesto ediyoruz. Buradan İhlas Haber Ajansı'na ve DHA'ya abone olan bütün belediyelerimizi uyarıyorum, aboneliklerinizi derhal iptal ediyorsunuz, derhal iptal ediyorsunuz.
Dün akşam sitesi çökmüş, pek memnun olduk. Kitap, oyuncak, kırtasiye alacaksanız, çarşıya AVM'ye gidiyorsanız D&R'ın öbür tarafından yürüyorsunuz, önünden geçmiyorsunuz. Sattığı kitabın parasını Erdoğan'a yollayan idefix.com'a girmiyorsunuz.
Mobilya, halıyı, yatağı Kilim Mobilya'dan almıyorsunuz. Oteli, uçağı, turizmi ETS'nin ötesinden dolaşarak planlıyorsunuz. İhlas ev aletlerinden uzak durup, zaten alsan da çıkmıyor ama Milli Piyango'ya bundan sonra kuruş vermiyorsunuz.
Futbol basını altında sahte bahis sitelerini arattırmayacak işlere kalkışanlar var. Milletin iliğini kemiğini, iliğini sömürdüler. Misli.com'la, iddaa.com'la yolları kesin bir dille ayırıyorsunuz, kesin şekilde.
Dün arkadaşlar liste hazırlarken Milangaz, Likidgaz, Türk Petrol dediler, bunların 2020'de Demirören'i kurtarmak için maalesef OYAK sırtına yük etmişler ama bunlar alınmazsa OYAK zararı var. O yüzden Milangaz, Likidgaz ve Türk Petrol'den üzerinden baskımızı, boykotumuzu çekiyoruz.
Soranlar var: "Ya EspressoLab'la Ülker nereden çıktı?" Vallahi nereden çıktı biliyor musunuz? Yapacaklarsa gençlerin gönlünü yapacaklar. Bütün üniversite öğrencileri Ülker Ülker diye bağırdılar, EspressoLab'a protesto ettiler.
Biz de dedik ki: "Sakın ha sakın hangi kahveyi içerseniz için ama sakın EspressoLab'dan içmeyin." Öğrenciler de alkışladılar. Bundan sonra biz de semtine uğramıyoruz. Ve bir uyarı var. Efendim, Demirören bu kadar kötülüğü yapıyor bize. Bütün gece CNN Türk'ten sövüyor, Kanal D'den yanıltıyor. Toplantıları vermiyor, her türlü iftirayı atıyor. Sonra İstiklal Caddesi'nde Demirören AVM varmış, "Ona da girmeyin." dedim. Diyorlar ki: "Orası başkası tarafından yakın zamanda satın alınmış." Kardeşim Demirören adı orada durdukça girmiyoruz.Tabelayı değiştir girelim. Değiştir tabelayı girelim.