Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında gündeme dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Özgür Özel'in açıklamalarının satır başları şöyle;
"Tedbir alınsın denildi, dinlemediler. Bugün bir sabah heyelan ve can kaybı haberiyle uyandık. Daha beterleri kapıda diyorlar, tedbir alınması gerekiyor.
ETKİ AJANLIĞI DÜZENLEMESİ
"Bir yasa getirdiler adı etki ajanlığı. Bir yazmış AKP grubu herkes ajan... Kırmızı alarm ilan ediyoruz dedik, bu yasa geçmeyecek elden gelen ne var yapılacak dedim gruba. Grup bu talimatı aldı. Mücadele verildi. Etki ajanlığı yasası geri çekildi. Taslağı hazırlasınlar ajana ajan desinler. Ama MİT'in istediği veya devletin, güvenlik güçlerinin istediği öğrenciyi, öğretmeni, öğretim görevlisini, gazeteciyi tehit etmeyen bir maddeyi yazacak akıl beceri bu ülkenin bürokrasisinde var. Yazın, oturmaya biz varız. Geçen haftakine benzer bir metnin orasını burasını değiştirip aynı niyetle getirmeyin. Kırmızı alarm kalkmadı sarıya çevirdik."
ESENYURT BELEDİYESİNE KAYYUM TARTIŞMALARI
"Esenyurt’a gittik, durumu gözden geçirdik. Şafak operasyonuyla Ahmet Özer’in evine girdiler. Türkiye’nin sayılı ceza hukukçuları tutukluğa dilekçe yazdılar. 40 sayfa. O itirazları reddettiler. 40 sayfalık dilekçeyi okunamayacak sürede reddettiler. Gizli tanık nereden çıktı? Ahmet Özer’e sorduğun soruların içinde gizli tanık yok. Demek ki önce tutukladın sonra gizli tanık yarattın.
Ahmet Özer hakkında iddianame hala ortada yok. Çünkü delil yok. Ahmet Özer çıkana kadar o belediyeyi bir vekil yönetecekse grubun içinden seçilmesi lazım. Tayyip Bey’in seçtiği birinin Esenyurt’u yönetmesi bir yenilmişliğin, zaafiyetin göstergesidir. Bunun adı demokrasi değil, gözünü hırs bürümüşlüğün cevabını Esenyurt’tan alacaksınız.
Önümüzdeki Pazar günü 81 il başkanımız Esenyurt’ta olacak. Mücadelemizi Esenyurt’un 43 mahallesine taşıyacağız. Kayyımın nasıl ihaleye giren şirketleri durdurduğunu, kayyımın zor durumda olan Esenyurt’u nasıl paçasından aşağıya çekmeye çalıştığını da anlatacağız."
"ESENYURT'TA OLANLAR SİYASİ DARBEDİR"
"AK Parti ve MHP'ye kötü haberim var. 2 kişiden biri Ahmet Özer'e oy vermiş. Esenyurt'ta kimse buna inanmıyor. Esenyurt'un yüzde 80'i buna inanmıyor. 5 kişiden 4'ü yanlış yapıldığına inanıyor. Sandığı koyup halka soralım. Yüzde 80'i Ahmet Özer'in arkasında değilse biz hiçbir şey bilmiyoruz. Belediye seçimlerine yapılan saygısızlık nihayet soru önergesi verebiliyoruz. Şunu unutmayın ki Ahmet Özer çıkana kadar o grubun içinden birinin yönetmesi gerek. Ama o kişiyi Tayyip beyin seçmesi, onun açısından tamamen yenilmişliğin ifadesi. Bunun adı demokrasi değil. Gözünü hırs bürümüşlüğün şeklidir."
YENİDOĞAN ÇETESİ SORUŞTURMASI
"Bugün Meclis'te bir konuk var, Sağlık Bakanı. Bir yanda Yenidoğan Çetesi yargılanıyor, bir yanda Sağlık Bakanı sağlığı, hastaneleri, yenidoğan ünitelerini nasıl yöneteceğini anlatıyor, bütçe istiyor.
O 2016'dan Sağlık Bakanı ki bakan olduğu güne kadar; İl Sağlık Müdür. Onun döneminde yaşanıyor ne yaşanıyorsa. Hastanelerin sahipleri o kadar hatırlı kişiler ki o hastanelere çocuklar yatırılmaya devam ediyor. Bu çetenin başındakiler o kadar şımarmışlar ki savcıyı tehdit ediyor. İşte o sürecin sağlık müdür, bugün gelmiş, 'Ben Sağlık Bakanı'yım' diyor. Evlerde o beşikler boş duruyor. 18 sene sonra bir mucize çocuğu olmuş, o çocuğu da o çete öldürmüş. Bu gelmiş, komisyonda kendisine bakan muamelesi yapılmasını bekliyor. O istifa edilecek, o hesap verilecek; o güne kadar bunların yüzüne bakılmayacak"
Yenidoğan çetesinin yaptıkları buzdağının görünen kısmı. Bu iktidarın gitmesi Türkiye'nin yüzünün gülmesi için tek şartıdır."
BAKAN YUSUF TEKİN'E CEVAP
Bir Milli Eğitim Bakanı var, Anayasa'nın ilk 4 maddesinden laiklik ilkesine Batman'da dümdüz saldırıyor. Neymiş camiler ahıra çevrilmiş. AK Parti'nin kutuplaşma siyasetinde kullandığı ne kadar yalan varsa kullanıp, bana sahip çıksınlar diye aklınca uyanıklık yapıyor. Laiklik din düşmanlığıymış da camiler öyle olmuş da... Bu ülkeyi kuranlar, o anayasayı yapanlar olmasaydı o camilerde ezan okunmuyordu
Eğitimde fırsat eşitliği yerlerde sürünen, öğrencileri aç bırakan, okulları vakıflara derneklere peşkeş çeken bir bakanla karşı karşıyayız. Sen okullarda öğrencilere yemek dağıtma sözünü unutan, 'Yemek dağıtalım' dediğimizde o kapıları bize kapatan, öğrencileri aç bırakan bir Milli Eğitim Bakanısın. Okulları pislik götürürken, 30 bin eleman almak için başvuran, belediyelere kapatan birisin.
CHP camileri ne ahır yaptı ne kapattı. Köyün cemaati cephede çarpışırken, camilerde ıslanmasın diye mühimmatı saklayan, bunun üzerinden utanç yalanlarını atana diyorum ki; senin yaptığın bin günahı var. O yüzden bu hadsizin bu küstahın söylediği sözlere laf yetiştirmek yerine derdini görmek lazım. Derdi bu; tartışmayı başlatayım, Özgür Bey ile Tayyip Bey cami tartışması yaparken ben kenarda durayım, bakanlık yapayım. AKP'nin içinde çok kötüsü vardı ama bu kadar beceriksizi, vicdansızı gelmedi. Bu iktidar 22 yıl sonra kutuplaştırma siyasetinin ekmeğini yiyemediği bir dönem yaşıyor."
"MESELE TEĞMENLERİN SLOGANI"
"Harbiye'den mezun oluyorlar. Kara, deniz ve hava harp okulu tarihte ilk kez 3'ü de bir kadının hikayesi. İşte size Cumhuriyet. 3 kadının birinci olmasını zaten hazmedemediler. Kılıç çekmeleri zaten yönergede var. Bu törende 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' dediler diye askerlere hiçbir şey olmadı. Gerici, hizbullah kafası harekete geçti. 8 gün önce elini sıktığı, selamını aldığı, şakalaştığı, madalyasını taktığı o birinci, kadın teğmenimiz başta olmak üzere hepsine saldırmaya başladı. Sonra soruşturmalar, darbeci diyenler.
Suç; güya emre itaatsizlik. Esas karın ağrısı 'Mustafa Kemal'in askerleriyiz' demesi! Bu darbecilikmiş, 28 Şubat'mış. 28 Şubat'ta Mustafa Kemal yok birader. Meseleyi 28 Şubat'a götürmeye çalışanlara diyorum ki bu mesele sizin hazımsızlığınız. Keşke Yunan kazansaydı diyen deli Kadir'in askerleriyseniz bilelim. 15 Temmuz günü gördük Gülen'in askerleri ne yaptı bu ülkeye. Mustafa Kemal'in askerlerine, onun teğmenlerine sahip çıkmak bu milletin askerlik kadar kutsal vatan borcudur.
Recep Tayyip Erdoğan, atma, yapma, kul hakkına girme ama girersen günü geldiğinde şu yemin törenini göreceksin: O kararı verenler, o karara sessiz kalanlarla atılan teğmenlere hep beraber kılıç töreni yaptıracağız. Sonra o karara sessiz kalanların hepsini emekliye yollayacağız."
"ASGARİ ÜCRET ÖNERİMİZ 30 BİN TL"
"Asgari ücreti durdurunca enflasyon durmuyor, hızla artıyor. Hükümetin beklentisi olan enflasyonda zam vermek... Eğer gerçekleşen enflasyon değil hedef enflasyonla asgari ücret arttırılsaymış 6 bin 800 TL olurmuş. Hedefimizi verelim diyor ya 17 bin olan asgari üret bugün 6 bin TL olacakmış. Planın ne kadar haksızlık üreteceğini görmek açısından son derece önemli. devletin belirlediği her şeye zam yap sonra asgari ücrete gelince enflasyon artar... Asgari ücret en az 30 bin TL olmalı. Emekliye bir asgari ücret şarttır.
Biz emekliye, asgari ücretliye, esnafa, memura, çiftçiye ve öğrenciye bütçe istiyoruz. Emeklilerin geçim hakkıdır, bir asgari ücret şarttır. En düşük emekli maaşı asgari ücrete yükseltilmeli diyoruz. Asgari ücretle ilgili talebimiz 30 altında biz yokuz!
"SGK BORCU BİZİM DEĞİL"
SGK'yı siz batırdınız diyenlerin getirdiği durum ortada. Yüzde 55 olan prim getirisi yüzde 10'a düşmüş durumda. İşgücüne katılım düşük, işsizlik yüksek. Kayıtdışı işsizlik büyüyor. Türkiye'de aktüerya denge çok iyi değil.
Şimdi 'SGK'yı CHP'li belediyeler batırıyor' yalanına. SGK'nın alacaklarının yüzde 90'ı özel sektörün. CHP'nin ödeyemediği SGK borcu devede kulak değil, kaldı ki bu borç bizim değil. Ankara, İstanbul, Manisa belediyesi ödemediler, şimdi Tayyip Bey diyor ki 'Bizimkiler yedi, CHP hesabı ödeyecek' diyor. Haciz yoluyla CHP'yi aciz gösterme yolları. Elbette zorlanırız, aksamalar yaşanır ama sanmayın ki bu kötülüğü yapınca milletin gönlünden biz düşeriz.Siz böyle yaparsanız oturduğunuz o üst koltuktan siz inersiniz.
Bir dönem bizde değildi Tekirdağ Süleymanpaşa Belediyesi. Bütün SGK borçlarında kurtulmuş. Nasıl oldu dedik. Dört arsa verip borçtan düşürmüşler. biz de yapalım o zaman? Bize yok. Süleymanpaşa'daki arsaların üstü camili, trafolu, okullu arsalar teker teker borçtan düşülmüş ama bize yapmıyorlar."
"ERDOĞAN'I PAZAR YERİNE GÖTÜRMEK İSTERİM"
Son sözüm; yüreği yetecekse Erdoğan'ı pazar yerine götürmek isterim. Orada insanların derdini dinlesin. Tayyip Bey pazara gidemiyorsa sandığa gidecek, erken seçime gidecek. Sandık orada, erken seçim istiyoruz."