CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Sabah yazarı Yavuz Donat’a verdiği yazı dizisi devam ediyor. Yavuz Donat, Özgür Özel'e İngiltere'nin eski başbakanı Margaret Thatcher'in kitabı "Demir Leydi'nin Anıları"nı tavsiye ederken söz siyasette hakaretten açıldı.
Bu sözler kavga çıkartır. Özgür Özel'den Kemal Kılıçdaroğlu'na salvolar: Eksik akıllıGündemÖzel'e bu kitabı tavsiye eden Donat, Özel'den şu yanıtı aldı:
"5 Kasım'da genel başkan seçildim ve şu ana kadar da Sayın Erdoğan'a hiç hakaret davası açmadım. Cumhurbaşkanı da bana dava açmadı. Aramızda bir anlaşma mı var? Hayır... Birbirimize hakaret etmediğimiz için dava açılmıyor. Kötü söz söylemezsen, kötü söz duymazsın."
"10 DAKİKA SONRA TALİMAT VERDİM"
Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP'yi ziyareti esnasında parti binasına çekilen cumhurbaşkanlığı forsu takılmasını şu sözlerle anlattı:
Bu devletin gelenekleri var. Biz bunları unutmuş olabiliriz. Önce ben gittim. Randevu istedim ve Cumhurbaşkanı'nı ziyaret ettim. Sonra Cumhurbaşkanı, bize iade-i ziyarette bulunacağını bildirdi. 10 dakika sonra arkadaşlara talimat verdim. Külliye'den Cumhurbaşkanlığı Forsu isteyin dedim. Sayın Erdoğan geldiğinde. CHP Genel Merkezi'ne o forsu çektik. Niçin? Cumhurbaşkanı bir yere giderse orada. İçeride olduğunun herkes tarafından bilinmesi için. Biz bunu yaptık. İyi ettik. Elimize mi yapıştı?
SABAH GAZETESİNE MANŞET OLMASI NASIL KARŞILANDI
Özgür Özel, 8 Nisan'da Sabah gazetesine röportaj vermesinin nasıl karşılandığına ilişkin şunları söyledi:
"İyi karşılandı. Tabii bir grup kötü niyetliyse diyecek bir şey yok. Çok iyi niyetli olan ama rahatsızlık duyan bir kitle de var. Onları anlıyorum. Seneler süren gerginlik ortamı ve diyorlar ki: 'Onlar bize şunu etti bunu etti. Şimdi sen geldin, böyle diyorsun' ama zaman içinde ne demek istediğimi gördüler. Yani... Muhalefet etmekle hakaret etmek arasında bir fark var. Doğruları söylemeye devam edeceğiz. Fakat kesinlikle hakaret etmeyeceğiz."
KAYAHAN'DAN ÖRNEK VERDİ
Özgür Özel, Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 50'nci yılında Barış ve Özgürlük Bayramı'nda KKTC'de Erdoğan ile bir araya gelmesini ise şu sözlerle değerlendirdi:
"Eğer biz siyasetteki yumuşamayı, normalleşmeyi başarmasaydık, Kıbrıs'a ya ben gitmeyecektim ya da Sayın Cumhurbaşkanı gitmeyecekti. O gidiyor diye biz gitmeyecektik. Cumhurbaşkanı ile ana muhalefet lideri selamlaşmadığı, tokalaşmadığı zaman böyle bir törende nasıl birlikte olacaklar? Rahmetli Kayahan, 'Konser diye gittik, kanser olduk' diyordu. Konserle kanseri birbirine karıştırmamak lazım. Siyaset hem rekabet, hem nezaket, hem müzakere, hem mücadele işi. Bu dengeyi tutturmak lazım."