Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da 7. Din Şûrası'nda açıklamalarda bulundu.
Erdoğan, "Film ve diziler aileyi, dindarları hedef alıyor. 2024 Türkiye'sinde 28 Şubat'ı hortlatmaya çalışanlara müsaade etmeyiz." dedi.
Erdoğan din alimlerinin sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamaları ve tartışmaları eleştirdi, "Din adamlığı ile şovmenlik aynı kisvede bulunamaz." ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Sözü fikri, eseri ve tavsiyeleriyle bu sofrayı zenginleştiren ilim ve fikir insanlarına İslam'ın çizdiği istikamette birlikte yürüdüğümüz yol arkadaşlarımız olarak bakıyoruz. Rabbim bu sofrayı daha da büyütmeyi sizlere de bizlere nasip eylesin diliyorum.
Bugüne kadar şuralarımızda alınan kararların takibini bizzat yaptım. Bir önceki şurada alınan kararların 5 yıllık süre zarfında %95'lik bir oranla hayata geçirilmesini takdirle karşılıyorum.
Hiç şüphesiz dinimiz emin ellerdedir. Ancak bu garanti kulların üzerinden meshuliyeti çekip almaz. Müslümanlar olarak bizler de dini yaşamak ve yaşatmakla mükellefiz. Dinimize saldırıları püskürtecek olan bizden başkası değildir. Dinimiz İslam, Mekke ve Medine'den başlayarak eşsiz bir coğrafyada medeniyetler inşa etmiştir.
Batı'nın kan, göz yaşı, katliam ve sömürüye dayılı ilerlemesi Doğu'nun insanı medeniyetini boğmak için geçici bir dönem üstünlüğü eline geçirmiştir. Gün gelecek kutsalı ve insanı dışlayan ilerleme dönemi parantezi kapanacak, Batı uygarlığı büyük bir gürültüyle çökerken bizim insanı, ilahı aşk medeniyetimiz daha güçlü bir şekilde şaha kalkacaktır.
Biz kendi kodlarımızla, medeniyetimizin inşasına ne kadar inanıyorsak, medeniyetimizin tekrar dirileceğine de o kadar inanıyoruz. Asırlardır Müslümanlara fiilen değil, manen ve fikren de saldırılmaktadır. Son yıllarda zirve noktasına ulaşmıştır.
Bizi biz yapan kodlarımıza özümüze yönelik çok yoğun, her zamankinden daha planlı saldırı söz konusu. Filistin'de Gazze'de diğer İslam beldelerinde katliam yaparak Müslümanların soyunu kurutmaya çalışanlar apaçık ortadadır. Gizli ve sinsi düşman her yolu kullanmakla birlikte son dönemde sosyal medya ile savaşını yürütmektedir.
"YAPAY DİN OLUŞTURMA GAYRETİ İÇİNDELER"
Dijital dünya küresel ölçekte tüm değerleri tahrip ederken Müslümanları doğrudan hedef tahtasına koyuyor. Bugün çocuklar, anne babanın, öğretmenin, mahallenin terbiyesinden öte dijital medyanın terbiyesine daha fazla maruz kalıyor. Dijital medyanın sadece eğlence ve para kazanma aracı olmadığını fark etmemiz gerekiyor. Dijital hareket yeryüzündeki tüm dinleri yıpratmak suretiyle yeni bir yapay din oluşturma gayreti içindedir. Bunun etkileri gittikçe küresel boyutta artmaktadır.
Bugün de medya ve sosyal medya üzerinden Lümpen ırkçı hareketler propaganda yapabilmektedir. Coğrafyamızdaki her milletin çimentosu İslam'dır. İslam'ın bize kazandırdığı kardeşlik ruhudur.
Coğrafyamızdaki birlik ve huzuru bozmak isteyenler doğrudan doğruya inancımıza saldırmaktadır. İslam'a ve Müslümanlara yönelik saldırıları ateizm, şamanizm gibi fitneler üzerinden yaptığını görüyoruz. Özellikle gençlerimizin zihnini bulandırmayı amaçlayan saldırıları durdurmak niyetindeyiz.
İslam varsa Türk vardır. İslam varsa Kürt vardır, Arap vardır. İslam varsa aile vardır. Ahlak vardır, edep vardır. İslam varsa bayrak vardır hürriyet vardır. İslam varsa Türkiye vardır.
Kimi zaman cahiller, kimi zaman az okumuşlar, kimi zaman da bilginin peşinden koşarken hikmeti ıskalamış yarım akıllılar medya üzerinden gençleri yanlış yönlendiriyor. Tek tük istisnai olumsuz örneklerden bütün dindarlara hakaret edilmekte, vakıflar, dernekler, tarikatlar linç edilmekte, dini ve dindarlar yıpratılmaktadır.
Tıpkı 28 Şubat dönemindeki gibi belli toplumlarımız adeta öcü gibi gösterilmekte, tahrik edilmektedir. Buna sessiz kalmamız mümkün değildir.
3-5 kendini bilmezin reyting yapmasına müsaade etmeyiz. Bu tür girişimler milli güvenlik sorunudur, RTÜK başta olmak üzere bu konularda hızlı tedbirleri ele almalıdır.
İlim ve mesuliyet sahibi her kardeşimizin bu saldırılara karşı sağlam bir direniş hattı kurmasını savunuyorum. Alimlerimiz en hassas konuları medya ve sosyal medyaya taşımak suretiyle tehlikeli bir yola giriyor.
Kötü örnekler toplumda umudun kararmasına sebep oluyor. Din adamlığıyla şovmenlik aynı kisvede bulunamaz. Şöhret hastalığı samimiyetin ortadan kalkmasına neden olur. Bunun vebali ağırdır. Topluma örnek olması beklenen kişilerin şöhret uğruna samimiyetten uzaklaşması iki cihanda hesap verilemez ağır bir vebaldir.