Diyarbakır'da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında çuvalda cansız bedeni bulunan Narin Güran cinayetine ilişkin haklarında 'İştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılan tutuklu sanıklar annesi Yüksel, ağabeyi Enes ve amcası Salim Güran ile Nevzat Bahtiyar'ın yargılandığı davada ilk duruşması görüldü.
Salim Güran hakim karşısına çıktı. Gazeteci Rojda Altintaş, mahkeme salonundan aktardı...
Mahkeme Başkanı:
"Susma hakkınız var, anlatmak isterseniz buyurun anlatın."
Salim Güran:
"Evet, istiyorum. Her sabah tarlaya giderdim, kendimi bildim bileli çiftçiyim…"
Salim Güran:
"Eve geldiğimde saat 18.00 sıralarıydı."
Mahkeme Başkanı: "O zamana kadar tarlada mıydın?"
Salim Güran: "Evet. Nevzat Bahtiyar ile 3 aydır oturmuşum, ne başka bir şey. Arif onun kalbini kırdı. Araç konusunda, 'Eşek gibi parayı vereceksin,' dedi. Arif’e, 'Böyle deme, ayıp,' dedim. Ama ben onunla 3 aydır selamlaşmıyordum."
Mahkeme Başkanı, Salim Güran’ın "unutkanım" söylemine yanıt verdi:
"Yine haberlere düşeceğiz ama söyleyeyim. Sen de Enes de çok zekisiniz, bu salondakilerin yarısını suya götürüp susuz getirirsiniz. Ama bu programı silmek çok şüpheli."
Mahkeme Başkanı "Telefon görüşmelerini neden sildin?"
Salim Güran: "Eskortlarla görüşmüştüm, o yüzden sildim."
Mahkeme Başkanı: "Belki binden fazla eskort ile görüşmüşsündür, onu bilemem ama asıl silmen gerekeni silmemişsin, çünkü eskort mesajların duruyor."
Mahkeme Başkanı "Sizce Narin’i kim öldürdü?"
Salim Güran: "Ben görmedim, kim öldürdü bilmiyorum."
Mahkeme Başkanı: "Size bu soru sorulduğunda kendi üvey annenizden şüphelenmişsiniz."
Salim Güran: "Üvey annemi söyleyeyim, hakim bey, üfürükçü getirdiler. Nevzat’ın evinin etrafında dolaşıyorlardı. Ben böyle şeylere inanmadığımı söyledim. Üvey annemin evinin etrafında gidip geldi üfürükçü."
Mahkeme Başkanı: "İnanmadığın bir şeyse, madem niye üvey annenden şüphelendin? Ama yaklaşık 15-20 gün içerisinde Nevzat’tan şüphelenmedin mi?"
Salim Güran: "Şüphelenmedim ama jandarma beni çağırdığında kimseyle sorunum olup olmadığını sordu, küçük bir sorun olarak Nevzat Bahtiyar demiştim."
Mahkeme Başkanı: "Jandarma tutanağında, seni jandarmayı yönlendirdiğin belirtilmiş."
Salim Güran: "Ben kimim ki devleti yönlendireyim? Muhtar olduğum için herkes bana soruyordu zaten."
Mahkeme Başkanı: "Ama neden bir çingeneler var demişsin, bir de kırmızı araba demişsin."
Salim Güran: "Söyleyeyim. Ben yönlendirmedim. Ama benim yönlendirdiğimi söylüyorlar, jandarma oraya gidip 'Salim bizi yönlendirdi' demişler."
Mahkeme Başkanı: "Jandarma sizden duymadı mı?"
Salim Güran: "Hayır, köy halkı zaten biliyordu."
Mahkeme Başkanı: "Siz gözünüzle görmediniz yani?"
Salim Güran: "Hayır, sadece köye çingene geldi diye, acaba o çingeneler mi çocuğu götürdü diye söylediler."
Mahkeme Başkanı: "Arif’in evine hiç girdiniz mi?"
Salim Güran: "Arif’in evine hiç girmedim, evim yakın olduğu için baz gösterebilir."
Mahkeme Başkanı: "15.39’da kızınız aramış, Enes de 15.57’de sizin evinizde sinyal veriyor. Kızınızla Enes’in ilişkisi olabilir mi? Sizin Yüksel Güran ile ilişkiniz var mı?"
Salim Güran: "Ben Salim Güran’ım, kardeşime nasıl bunu yaparım. Ben alçak mıyım? Namussuz muyum? Nevzat Bahtiyar, artık anlat."
Mahkeme Başkanı: "Nevzat bunları planlayacak kapasiteye sahip mi?"
Salim Güran: "Değil, ama televizyonda her şeyi izledi ve ayarladı."
Mahkeme Başkanı: "Sadece sana iftira atar, Yüksel’e niye iftira atıyor?"
Salim Güran: "Kendini kurtarmak için. Ben 8 yaşındaki Narin’i, meleği, nasıl öldürürüm?"
Mahkeme Başkanı: "Peki WhatsApp mesajlarını niye sildin?"
Salim Güran: "Kardeşimin 380 keleş mermisi yakalandı. Onu konuşuyorduk. Bu yüzden WhatsApp mesajlarını sildim."
Mahkeme Başkanı: "Tanıkları yönlendirme yaptın mı?"
Salim Güran: "Hayır."
Mahkeme Başkanı: "Watsappweb’te 17.41’de Nevzat’tan arama var."
Salim Güran: "Kesinlikle yok"
Mahkeme Başkanı, iddianamedeki baz kayıtlarını soruyor: "Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı sana kumpas mı kuruyor? Sen neden Narin’in öldürüldüğü yere gece gittin?"
Salim Güran: "Gitmedim, bilmiyorum."
Mahkeme Başkanı: "Sen vatan haini misin?"
Salim Güran: "Hayır."
Mahkeme Başkanı: "Narin’in ağzındaki köpük senin eline bulaştıysa, oradan araca DNA geçmiş olabilir mi?"
Salim Güran: "Kesinlikle hayır."
Mahkeme Başkanı: "Toparlayalım, iddianameye göre aracınızda DNA var, Arif’in evine girmişsiniz, olay yerinde gece 8 dakikalık keşfiniz var, tanıkları yönlendirdiğiniz iddia ediliyor."
Salim Güran: "Hayır, hayır, yönlendirmedim."
Mahkeme Başkanı: "WhatsApp mesajını sildiniz ama eskort mesajlarını bıraktınız."
Hakim araya girdi: "Ses kayıt programı dosyaya girdi. Defalarca farklı saatler vermişsiniz, Narin’in kaybı ile ilgili. Neden?"
Salim Güran: "Herkes başka bir şey söylüyordu."
Hakim: "Tamam, hepsi 17.30 sonrası... Peki, 16.00 nereden çıktı?"
Salim Güran: "Hatırlamıyorum."
Mahkeme Başkanı: "Nevzat seni kaçta aradı?"
Salim Güran: "Nevzat beni su için aradı. Bütün köyün suyu vardı, ne hikmetse bir onun suyu yoktu."
Mahkeme Başkanı: "Salim Bey, inanmadığın üfürükçünün hareketinden şüphelenip 'Üvey annemi araştırın' diyen sen, neden Nevzat’ın hareketinden şüphelenmedin?"
Salim Güran: "Şüphelenmedim."
Savcı araya girdi: "Kırmızı eski bir arabadan bahsediyorsun."
Salim Güran: "Kesinlikle konuşmamışım."
Savcı: "Nevzat seni su için arayınca neredeydin?"
Salim Güran: "Evdeydim."
Savcı: "Resmî bir arama gerçekleştirdin mi su kesintisi için?"
Salim Güran: "Hayır."
Savcı: "Ama bayağı evde kalmışsın?"
Salim Güran: "Hayır, yemek yedim."
Kadın savcı: "DNA’yı kabul etmiyorsun, sana rapordan bir cümle söyleyeceğim: 'Araçtan çıkan DNA ile Narin’in olay günü kıyafetlerinden elde edilen DNA uyumlu.' Anlatabildim mi bu cümlenin derinliğini?"
Salim Güran: "Yok öyle bir şey."
"Muhammet Kaya yeğeniniz değil mi?"
Salim Güran: "Evet."
"Muhammet Kaya’yı Narin kaybolduktan sonra gördün mü?"
Salim Güran: "Yüzlerce kişi oradaydı, büyük ihtimalle oradaydı."
"Ertesi sabah Muhammet Kaya bir terlik buluyor. Jandarma değil, Muhammet buluyor ve arabada 1 buçuk saat saklıyor. Bu işi sen mi ayarladın?"
Salim Güran: "Kesinlikle hayır."
"Gece Narin kızımızın olduğu yerden sinyal veriyorsun. Nevzat 1 taş koyduğunu söylüyor, geri kalan 2 taşı sen mi koydun?"
Salim Güran: "Hayır, ben gitmedim."
Kadın savcı: "Mehmet Selim Atasoy adına kayıtlı Ramazan Atasoy seni 18.27’de arıyor, sen ise 18.57’de kameraya takılıyorsun. Orada 30 dakika var."
Salim Güran: "Miran patikadan çıkıyor… Bilmiyorum."
Diyarbakır Barosu avukatları: "Siz, oğlunuz Devran’a hiç köydeki kameraların yerlerini tespit et dediniz mi?"
Salim Güran: "Evet, dedim."
"Niye siz yaptınız?"
Salim Güran: "Zaten ben hepsini tespit ettim."
"Oğlunuz Devran size kamera yerlerini gönderdi mi?"
Salim Güran: "Jandarmaya gönderdi."
"Peki, siz 20.46’da Narin’in 15.30 sıralarında kaybolduğunu söylüyorsunuz. Nereden biliyorsunuz?"
Salim Güran: "Okulun kamerasını açtılar."
"Akşamki görüşmede bunu nereden biliyorsunuz?"
Salim Güran: "Bilmiyorum, hatırlamıyorum."
Diyarbakır Barosu avukatları: "Nevzat, bu olaylardan sonra sizi hiç aradı mı?"
Salim Güran: "Hayır."
"Siz, Nevzat ile beraber Narin’i aradınız mı?"
Salim Güran: "Ertesi gün köy halkı 'Hep beraber arayalım,' deyince Nevzat da katıldı."
"Şimdi 30 yıldır arkadaşınızsa birlikte aramamanız tuhaf değil mi?"
Salim Güran: "Gündüz aramalara katıldı. Evlerin içerisine giriyordu."
Diyarbakır Barosu’ndan avukat: "Salim Bey, Narin’in kaybolduğu gün kaç defa üzerinizi değiştirdiniz?"
Salim Güran: "Hayır, değiştirmedim."
Savcı: "Savcılık ifadenizde değiştirdim diyorsunuz."
Salim Güran: "Hayır, değiştirmedim."
"Bir düğün olacakmış, buna ilişkin bir kart dağıtımı yapılacakmış. Kimin evinde oturdunuz?"
Salim Güran: "Erhan abimin eviydi."
"Daha önce Eğerturmaz Deresi'nde çocuk vakası oldu mu?"
Salim Güran: "Hayır."
Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren: "Ramazan Atasoy ile yaptığınız Kürtçe konuşmaları" sorarak, Kürtçe bir ifade okudu.
Salim Güran, Kürtçe cevap verdi: "Kim demiş?"
Nahit Eren: "Kim diyecek, sen demişsin."
Mahkeme Başkanı araya girdi:
"Türkçe de söyler misiniz."
Nahit Eren, Kürtçe’den Türkçe’ye çevirerek devam etti:
Nahit Eren: "Sana ait olan bir şeyi al demekten kastınız nedir?"
Salim Güran: "Narin ile ilgili değil."
Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren: "İnsanların tanık olduğu delillerin hepsini olay günü 14.30’dan 16.00’ya kadar sıkıştırmışsınız. Eşin diyor ki yemeğini yediği gibi çıktı. Sen o gün ne yaptın?"
Salim Güran: "Karakoç ile Tavşantepe sondaja gittim."
Diyarbakır Barosu Eski Başkanı Nahit Eren: "Baz çalışmasının ne olduğunu ifade edeyim. Baz kayıtlarını incelediniz mi?"
Salim Güran: "Ben incelemedim."
Nahit Eren: "Attığınız her adımda baz istasyonlarının değiştiğine dair veriler var."
Salim Güran: "Bazın ne olduğunu bilmiyorum. Eğer Nevzat’ın, benim, Yüksel’in, Enes’in bazı oradaysa, o zaman bütün köy oradadır."
Diyarbakır Eski Baro Başkanı Nahit Eren: "Vecdi seni arıyor, sonra Nevzat'ı arıyor, sıralı aramalar oluyor. Bu görüşmelerin içeriğini hatırlıyor musun?"
Salim Güran: "Bulundu mu, bulunmadı mı diye soruyordu. Nevzat çıkınca 'İbneye bak' dedim. Demek bu yüzden beni arıyordu dedim."
Mahkeme Başkanı: "Akşam Narin’in gömüldüğü yere sen gitmedin mi?"
Salim Güran: "Ben gitmedim. Gittiysem, bütün köy gitmiştir."
Mahkeme Başkanı: "Baz öyle gösteriyor."
Salim Güran: "Baz nedir?"
Mahkeme Başkanı: "Baz, mesela benim telefonum burada yazıyor, beni burada gösteriyor."
Salim Güran: "Ben kesinlikle gitmedim."
Mahkeme Başkanı: "Kızın Dilek seni arayıp Narin’in kaybolduğunu söyleyince şebeke gidiyor ve kesiliyor."
Nahit Eren: "Ses kayıtları var. Sen Mehmet Selim Atasoy’a 'Gidelim mi?' dedin mi?"
Salim Güran: "Demedim."
"Ses kayıtları var."
Salim Güran: "Sen neyin peşindesin?"
Mahkeme Başkanı, Salim Güran’ı uyardı: "Güzel üslupla cevap ver."