31 Mart 2024 Pazar günü yapılan yerel seçimler, Türkiye'nin dört bir yanında büyük bir heyecana sahne oldu. Seçmenler, belediye başkanlarından il genel meclisi üyelerine kadar yerel yöneticilerini belirlemek üzere sandık başına gitti.
AK Parti, yaklaşık 16 milyon 183 bin oy alarak yüzde 35,54'lik bir oy oranına ulaştı. AKP, bu oy oranıyla girdiği ilk seçim olan 2002'den girdiği seçimlerde ilk defa ikinci parti oldu. AK Parti, Bursa, Denizli ve Balıkesir gibi büyükşehirleri de kaybetti.
Seçim sonuçlarına AK Partili 2 isimden öz eleştiri geldi. Melih Gökçek ve Şamil Tayyar değerlendirmelerde bulundu.
"BU SENTROMUN AYNISINI RAHMETLİ ÖZAL ZAMANINDA YAŞADIM"
Melih Gökçek sosyal medya hesabından şunları yazdı:
Bugün seçimin üzerine sıcağı sıcağına yorum yapmak istemedim…
Yarın kesin sonuçlar ortaya çıktıktan sonra yorumlarımı yapacağım inşaallah…
Tartışmasız seçimleri kaybettik…
Ancak CHP kazanmadı..
Biz hayat pahalılığı tarafından cezalandırıldık…
Ben bu sentromun aynısını rahmetli Özal zamanında 1989’da yaşadım…
Kaybetme nedenlerini yarın anlatacağım…
Ama her şeyin bir çözümü var…
Anlatacağım…
Ata sözüyle bitireyim…
Bir müsıbet bin hasihattan evladır…
AK PARTİ'YE ÇOK SERT BALANS AYARIDIR
Şamil Tayyar ise şu ifadeleri kullandı:
Bu bir ‘dip dalga’ değil.
Görünen köydür.
Defalarca uyardık, iyi niyetli çabalarımıza ‘fitne’ muamelesi yapıldı.
Perşembe geliyordu, çarşambayı ıskaladık.
Keyfiyet, kibir, kayırmacılık gibi bünyemize giren virüs, hayat pahalılığı, fakirleşme gibi ekonomideki savrulma açık işaretlerdi.
Geçen yıl Cumhurbaşkanımıza kıyamayan seçmenin yerel seçimlerde adaylara toleranslı olmayacağı belliydi.
Sessiz ve öfkeli kitlelerin bir bölümü sandığa gitmedi, bir bölümü boş oy verdi, kalanı en güçlü rakibe yöneldi.
Bu sonuç ne CHP’nin ne Yeniden Refah’ın kalıcı başarısıdır, AK Parti’ye çok sert balans ayarıdır.
Bir siyasi afettir.
Bu enkazın altından kalkıp kendini yeniden güncelleyebilir mi?
Yeni bir hikaye yazabilir mi?
Bence mümkün.
2009’da yüzde 38.5’e düşmüş, 2011’de yüzde 47’e çıkmıştı.
AK Parti düştüğü yerden hızla kalkabilen güçlü bir potansiyele sahiptir.
Yeter ki bu potansiyeli harekete geçirsin.
İnanıyorum ki 1 Nisan’dan itibaren hiçbir şey eskisi gibi olmaz.